altı

837 80 140
                                        

mira

ege'nin kolları arasında yavaş yavaş kendime gelmiştim. artık göz yaşlarım durmuştu ve sakinleşmiş hissediyordum. kolları arasından çıkıp geri çekildiğimde arkamdaki duvara yaslandım, yüzünde şefkatli bir ifade ile bana bakıyordu. yüzümün önüne gelen saçları kulağımın arkasına iterek gülümsedi.

"daha iyi misin?"

"iyiyim." dedim gülümsemeye çalışarak ama içimden gelmiyordu. ege bana karşı çok nazik davranıyordu.

"mira nerede?" dedi ada'nın koridordan gelen sesi. "belki buradadır almila."

gözlerimi irice açıp ege'ye döndüğümde ege anlamış gibiydi, onların ayak sesleri yaklaştığında ege kalkıp yan taraftaki kabine girmişti. ayağa kalkıp aynada kendime baktım. yine farklı bir mira duruyordu karşımda. ağlamaktan makyajım akmıştı, sabahtan beri bir şey yememiştim bir de üstüne bu olayı yaşadığımdan ten rengim sararmıştı.

"sonunda buldum seni," dedi ada endişe ile yanıma gelirken. onu gördüğüm an tekrar ağlayasım gelmişti. "iyi misin?"

"mira ne oldu birden?" dedi almila, bade de onlarla beraber gelmişti. üçü de bana bakıyordu.

"sabah yediğim bir şey dokunmuş olmalı." dedim gülümsemeye çalışarak. berbat görünüyor olmalıyım.

"seni arıyordum," dedi ada yüzüme bakarken, ben ona bakmayıp yüzümü yıkıyordum. su bana iyi gelmişti. "sen gittikten sonra peşinden geldim ama sen üst kata çıkmışsın onu fark etmedim."

"bulunduğumuz katta lavaboların nerede olduğunu bilmiyordum," diye mırıldandım. "okul kocaman, henüz alışamadım."

"mira," dedi ada çenemden tutarak yüzümü ona doğru çevirirken. "iyi misin şu an?"

sence iyi miyim ada? harika bir yaz geçirmiştim. aşık olduğumuzu sanmıştım, beni güzel bulduğunu söylerken, beni sevdiğini söylerken, beni öperken hiç sadece bir heves gibi değildi bunlar. her şey o kadar gerçekti ki, beraber uyurken kalp atışlarını dinledim, benim için hızlanan kalbini dinledim ada. şimdi erkek arkadaşın gözlerimin önünde seni öptü, senin bir erkek arkadaşın var ada nasıl iyi olabilirim?

"iyiyim." dedim sahte gülümsememle.

"bizi korkuttun," dedi bade. "bize haber verseydin seninle gelirdik."

hiç gerçek değilsiniz.

"bir anda midem bulanınca haber veremedim."

"yüzün çok solmuş," dedi almila yüzümü incelerken. "sana bir makyaj yapmalıyız şu an, berbat gözüküyorsun."

biliyordum ama bunun açık açık dile getirilmesi iyi
hissettirmemişti. bazı şeyler belirgindir zaten söylenmesine gerek yoktur.

"haklısın, kendime gelmeliyim."

"çantamda makyaj malzemelerim olacak," dedi almila heyecanla, her zaman ses tonu neşeliydi. "gidip seni süsleyelim."

"gidelim."

ege içeride her şeyi duymuştu, diğerleri önden gittiğinde bilerek arkada kalmıştım. arkamı döndüğümde ege kapıdan çıkmıştı, bana bakarken ne hissettiğini anlamamıştım. bana kızgın mıydı bana acıyor muydu bilmiyorum. aşırı güçsüzdüm ve bunu da biliyordum. kimseyle mücadele edecek halim yoktu. ada arkasına dönüp durmadan beni kontrol ediyordu, bunu yapması daha da acıtıyordu.

orkide, gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin