mira
annem eve geldiğimde durmadan sırıtıp duruyor olmamı arınla randevumum iyi geçtiği olarak yorumlamıştı, bana durmadan sorular sorup durmuştu, yorgun olduğumu söyleyip odama uzanmaya gittiğimde kendimi çok mutlu hissediyordum.
yatakta uzanıp günümü düşünüyordum, gerçek insanlarla beraber vakit geçirmek çok daha farklı hissettiriyordu. hepsi harika insanlardı, beni aralarına dahil ettikleri için çok şanslı hissediyordum. onlarla vakit geçirmek gerçekten çok güzeldi.
farklı insanlar hayatıma girdikçe sadece bir kişiye takıntılı olmadığımı fark etmiştim, ada beni bıraktığında ölecek gibi hissediyordum. kimsesiz kalmıştım sanki. ege bana başka yolları göstermişti, önüme bir duvar çıktığında onu yıkmak çok zor olacaktı, o da bana tırmanmayı öğretti. her zaman tek bir yol yoktu, hayatımızın gidişatındaki yolları değiştirebilirdik. bu bana başka şeyleri fark etmemi de sağlamıştı ve kafam gerçekten çok karışıktı.
ada'yı düşündükçe o yaz aklıma geliyor ama artık o yazın verdiği his mi sadece mutlu ediyor yoksa ada mı bilmiyorum. ondan artık hoşlandığımı düşünmüyordum. o cesur olmaya başlamışken bunu yapmak ona ceza veriyormuşum gibi hissettiriyordu ama amacım bu değildi. belki de her şey için geç kalmıştı, bu şimdi benim suçum olamazdı değil mi? canımı o kadar yakmıştı ki ben yine bağımlı gibi ondan bir adım beklemeye devam etmiştim. şimdi daha güçlü hissediyordum. ondan artık hoşlandığımı düşünmezken buna daha fazla devam edemem.
belki de onunla konuşmalıydım, ona belki de haklısındır demeliyim, belki de gerçektem olmamalıyız. onca şeye rağmen onu kabul etmem kendime haksızlık olmayacak mıydı?
----
ada bir hafta boyunca okula hiç gelmemişti, bugünse sonunda okul günüydü. onunla bu nedenle hiç konuşamamıştım. bir hafta boyunca almila asla peşimi bırakmamıştı, okul çıkışları okulda ders olduğunu söyleyerek durmadan depoya gidip diğerleri ile görüşüyordum. ege okul gününden sonra eve geri dönecekti, annesi sonunda beyaz bayrak çekmişti. ege'den özür dilemişti, ege de eve döneceğini söylemişti. ege bize anlatırken eve dönmek istemediği çok belliydi. daha sonra bana dönerek 'oraya dönme sebebim sadece annem değil' demişti. o an kendimi gerçekten özel hissetmiştim.
konuşmasak bile camdan gitar çalarken tekrar onu izleyebilecektim, konuşmasak bile birbirimizi görecektik. belki de önemli olan buydu.
almila bütün hafta ya kıyafettir ya da dersttir hep benimleydi, durmadan ilgilenmediğimden konular bahsedip duruyordu. bazen onlarla otururken kaçıp arınla dedikodu yapıyorduk.
annem eskisinden çok daha iyiydi, iş yerinde bütün kadınlarla arası düzelmişti. ada ve almila'nın annesi ile arası çok iyiydi. bu sıralar beni gerçekten seviyordu, bazen yanıma gelip bana sarılıyor, saçlarımı okşarken 'güzel kızım' diyordu. bazen bütün maskeler belki de değer diyordum. annem beni seviyorsa belki de devam etmeliyim. sonra egeyle oturuyorduk, yanında gerçek mira olduğumda bambaşka olduğunu hissediyorum. hayır diyorum, benliğimden vazgeçmeyeceğim. ne olursa olsun sonunda kendim olacağım. şimdi değil ama bir gün kendim olacağım.
"evet almila," dedim artık bıkkınlığımı belli ederken. "saçın olmuş işte."
geldiğimizden beri en az on kez sormuştu. sevdiğim birisi aynı soruyu bin kez sorsa asla sıkıntı olmazdı ama o yaptığında sinirleniyordum. onun da benden hiç haz etmediğine emindim, niye beni yanında tutuyordu ben de bilmiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
orkide, gxg
ChickLitYürek! Onu unutacağız! Bu gece - sen ve ben! Sen verdiğin sıcaklığı unutabilirsin - Işığı unutacağım ben! İşini bitirdiğinde, ne olur söyle Ki hemen başlayayım! Çabuk ol! Yoksa sen oyalanırken Ben onu hatırlarım! - Emily Dickinson [13.12.23-?]