on üç

666 64 73
                                        

ege

ikinci şarkıya başladığımız sırada gözüm onu arıyordu, bu şarkıyı onun için seçmiştim. bu şarkı üstünde çalışırken hep o geliyordu gözümün önüne, ilk terzide karşılaştığımız gün kıvırcık saçları, gözlerini irice açmış yanımda saklanan o kızı görüyordum.

"ah benim güzelim," diyerek şarkıya girmişti eylül. "kaybediyoruz, bu yaşananları kaydediyoruz."

ilk kısım eylül'ün vokali ve davulla beraber gidiyordu, ardından ben sese katılıyordum. gitar çalmaya başladığım an onun içeri geldiğini gördüm, koşarak içeri girdi. gözlerimiz kenetlendiğinde derin bir nefes verdi, yüzünde kocaman gülümsemesi ile bana bakıyordu. ne olursa olsun gelmişti, üstünde sadece siyah bir eşofman ve kahverengi hırkası vardı. saçlarını salık bırakmıştı, kıvırcık saçlarını özgür bırakmıştı. benim için gelmişti, onu engelleyen ne olduysa daha fazla beklememişti. o gelmişti.

mira'nın beni izlediğini bilerek özgüvenle sahnede hareket ediyordum, eylül'ün vokaline gitarla eşlik ederken ayalardığımız kısımda onunla birlikte şarkıya girdim.

"her şeylere değersin," dedim mikrafona doğru eğilerek. gözlerimi mira'nın gözlerine kenetlemiştim. "sen herkesten güzelsin."

devamında gitar çalarak eylül'e eşlik ediyordum sadece, o beni izlerken kendimi olduğumdan çok daha özgüvenli hissediyordum. göz göze geldiğimiz an kalbim hızlanmıştı, o cümleleri gözünün içine bakarak söylerken mira gerçekten gülüyordu. bu sefer dışarıdaki maskesini tamamen atmıştı, gözlerinin içi parlıyordu gülerken.

üçüncü şarkıda sadece gitarımla eşlik ediyordum, kendimi en özgür hissettiğim an tellerle buluştuğum andı. karşımdaki insanlar ile belki hiçbir ortak noktamız yoktu, belki konuşsak bazıları ile konuşamayacağım bile ama müzik bizi bir araya getiriyor. müzik bütün insanlığı birbirine bağlıyordu, hepimiz belki farklı duygular hissediyorduk. bazılarının belki hayatının en güzel günüydü bu şarkılar onlara hep bu günü anlatacaktı. bazıları içinse bu şarkılar sadece kalp kırıklığını hatırlatacaktı ama şarkılar bize hep bir şeyler hissettirecekti. şarkılar bize insan olduğumuzu hissettiriyordu.

şarkılarımız sona erdiğinde karşımızda herkes tarafından ilgiyle karşılanmıştık, mira alkışlarken gözlerinde gururlu bakışları vardı. aldığımız ilgi bizi gerçekten iyi hissettirmişti, ilk sahnemiz için yıllarca çalışmıştık, yıllarca korkup geri çekilmiştik. bugünden sonra bizim olacaktı, artık korkmayacaktık. bir kere alışmıştık sahneye, artık bırakmaya niyetimiz yoktu.

sahneden indiğimiz de mira önümde durdu, diğerleri kulise doğru ilerlerken mira bileğimden tutarak beni kafenin daha boş olduğu bir kısma doğru ilerletmişti.

"harikaydın ege," dedi heyecanla. "gerçekten, ne diyeceğimi bilmiyorum ben, çok iyiydin hatta çok iyiydiniz."

"geldin mira," dedim gülümseyerek. "gelmeyeceksin sandım."

"özür dilerim ege," dedi aniden elimi tutarken. aniden kurduğu temas ile kalbim hızlanmıştı, ben de yarattığı etkileri görüyor muydu acaba? "her şey için özür dilerim, aslında geç kalmayacaktım ama birden ada geldi."

"ada yanına mı geldi?"

bunun neden kalbimi acıttığını bilmiyorum. ada, mira'nın hoşlandığı kızdı, mira adına sevinmeliydim.

orkide, gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin