yirmi yedi

568 68 69
                                        

mira

bütün gece aklımda dönüp durmuştu bu mesele, o kızın ege'nin eski sevgilisi olduğunu bilmek beni delirtiyordu. sorun ege'nin eskiden sevgilisi olması değildi sadece şu an böyle olmaları iyi hissettirmiyordu. geçmişte olduğunu ve ege'nin artık onu atlattığından eminim ama onları yakın görmek hiç hoşuma gitmiyor.

odanın içinde dönüp duruyordum, ciddi anlamda halının üatünde daireler atıyordum. kendimi hiçbir şeye veremiyordum şu an, uyuyamıyordum bile. kıskançlık beni yiyip bitiriyordu şu an.

kafamda yüzlerce senaryo kurduktan sonra sonunda uyuyakalmıştım. eğer uyumasaydım senaryoların birinde ya katil çıkacaktım ya deli. kız onu evine çağırdı ya!

bugün pazar olduğundan dersim yoktu, şu an annemlere ne mazeret uğdursam da dışarı çıksam diye düşünüyorum. kahvaltıdan sonra bir kaç saat ders çalışmıştım, bir yandan gruptaki mesajları okuyordum, savaş bey sonunda uyanmış şimdi de 'hadi gidelim' diye grubu darlıyordu. en sonunda bir saat içinde depoda buluşmaya karar verdik. arın sevgilisini alıp gideceğinden ben buradan tek çıkacaktım.

"anne!" dedim saçlarımı bağlarken salona girdim. üstümde beyaz oversize bir tişört ve eşofman vardı sadece. "ben yürüyüş yapacağım, spor yapmak istiyorum."

"tamam hayatım da spor yapmak istiyorsan benimle spor salonuna gelebilirsin hem almila da geliyor."

bu kız cin mi? aynı anda her yere nasıl yetişebiliyor?

"şimdilik sadece koşu yapmak istiyorum, bu arada babam nerede?"

"almila'nın babası ve ada'nın babası ile golfe gittiler."

hayır baba ya, onlarla bu kadar yakın olmak zorunda mısınız? arın dışında hiç biriyle görüşmek istemiyorum.

"sen evde misin bugün?"

"dinleneceğim bugün tatlım, çok geç kalma."

koşu yaparken yolda arın'ı görmüşüm bu yüzden bir kafeye gitmişiz ve bu yüzden geç kalmışım, bak sen şu işe hiçte haberim yoktu.

"görüşürüz!"

evden çıktığımda sitenin biraz aşağısındaki otobüs durağına inip otobüse binecektim, umarım almila ile karşılaşmam yoksa asla peşimi bırakmaz.

durağa doğru yürürken telefonum çalmıştı, ege'nin aradığı görünce gülümseyerek telefonu cevapladım. bu kızın benim üstümdeki etkisi neydi böyle?

"efendim ege?"

"neredesin?"

"durağa doğru yürüyorum."

"aşağıdaki parka gelsene, beraber gidelim."

"ege ya birisi görürse?"

"hızlı davranırsak görmezler ama otobüs aşkından ölüyorsan otobüse binebilirsin mira."

"geliyorum."

"ege 1 otobüs 0."

telefonu gülerek kapatıp aşağıdaki parka doğru yürümeye başladım, ege'nin şapşal davranışları aşırı hoşuma gidiyordu. ege direkt hoşuma gidiyordu aslında. parka yaklaştığımda onu gördüm. saçları uzamıştı, artık omuz hizasına geliyordu. yine deri ceketini giymişti, genel olarak siyah rengi ağır basan bir kombini vardı. saçları masmavi parlıyordu. onu gördüğümde yine büyülenmiş hissettim. motoruna yaslanmış telefonuyla ilgileniyordu.

orkide, gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin