otuz altı

518 69 52
                                        

mira

"bunu nasıl yaparsın ya?" dedim öfkeyle. "sen böyle iğrenç biri miydin?"

"mira öyle demek iste-"

"yalan söyleme," dedim sinirle gülerken. "böyle birisi olduğunu tahmin bile etmezdim, iyi rol yapıyormuşsun."

"mira beni dinle lütfen."

"neden bahsediyorsun sen ya? niye dinleyeyim seni?"

"seni seviyorum çünkü!"

"sevmiyorsun," dedim acıyarak bakarak. "sevmiyorsun ada."

(iki gün önce)

ege son derse gelmemişti, eylül'e mesaj attığımda kaçamak cevaplar vermişti. bir şeyler dönüyordu ama benim haberim yoktu bundan. ege'yi düşünürken bir türlü derse odaklanamıyordum, eğer bir şey varsa bana söylemesini beklerdim.

zil çaldığında hocanın çıkmasının ardından aniden sınıfa tanımadığım bir çocuk daldı, içeri nefes nefese kalarak girdiğinde herkesin dikkati ona çevrilmişti. çamtamı toparlarken çocuğun kurduğu cümle ile aniden donakalmıştım.

"ege ve ada kavga etmiş!"

"ege mi?" dedi eylül.

"kuzenim olan ada mı?" dedi almila şaşkınlıkla.

"evet işte mavi kafa ve buz kraliçesi!"

"sen ciddi misin?"

"ya almila niye şaka yapayım?"

"senin arkadaşın ne bok yedi?" dedi almila öfkeyle eylül'e dönerek.

"ege kimseye suçsuz yere saldırmaz."

"ada'nın onunla ne alakası olabilir?"

benim yüzümden kavga etmişlerdi, ege'nin kavga ettiğini duymak kalbimi daraltmıştı. umarım ciddi
bir şeyler yoktur, ege'ye benim yüzümden zarar gelmesini istemiyorum. 

"gidelim." dedim çantamı alarak, onu görmem gerekiyordu hemen. sınıftan çıktığımız gibi müdürün odasına doğru ilerledik, oğuz ve bade duydukları gibi onlar da buraya doğru ilerliyordu. gittiğimiz de savaş tek başına duruyordu, onunla göz göze geldiğimde sorgular bakışlar atıyordum. o da sadece kafasını salladı, diğerleri de onun yanına gelmişti. ege etrafta yoktu.

"iyi misin?" dedi almila endişe ile kuzenin yanına oturarak. "ne oldu?"

ada'nın gözleri dolmuştu, ağlamışa ve korkmuşa benziyordu. almila onu görünce daha çok sinirlenmişti. arın da duyduğunda yanımıza gelmişti, yanıma geldiğinde 'ne oldu' diye fısıldadı. sadece 'bilmiyorum' anlamında başımı salladım. stresten ağlayacak gibiydim, ege'yi görmek istiyordum.

"ne oldu dedim?"

"bilmiyorum," dedi ada kafasını kaldırıp bana bakarken. "bir anda beni konuşmak için yanına çağırdı, ben de gittim. ailemin haberini duymuş, yalan söyleyip numara yaptığımı söyledi, benim yüzünden ayrılacaklarını her şeyi hak ettiğimi, kötü birisi olduğumdan falan bahsetti, bir anda üstüme yürüdü. gerçekten iyi değilim o da bir anda üstüme gelmeye başladı."

orkide, gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin