arın
herkes gittiğinde sadece savaş ben ve almila kalmıştık, annemler şehir dışında olduklarından ne zaman gelirlerdi bilmiyorum ama babam her şeyi bırakıp şu an dönüş yoluna geçmiştir bile. telefonlarını açmıyordum, geldiğinde hoş şeyler yaşanmayacaktı. reşit olduğumdan beni hiçbir şey yapmaya zorlayamazdı, benimde savaş'ı bırakmaya hiç niyetim yoktu.
"abi gerçekten ben böyle olsun istemedim."
"almila bizi yalnız bırakır mısın?"
"özür dilerim."
almila'nın beni sevdiğini biliyordum ama arkdaşlarıma yaptıkları kendimi çok kötü hissettiriyordu. o benim kız kardeşimdi ve onun böyle birisine dönüşmüş olması canımı yakıyordu. her zaman küçük kız kardeşim olarak kalsaydı keşke. aramızda bir yaş olduğundan abisi gibi değildim daha çok ikiz gibiydik ama büyüdükçe almila anneme benzemeye başlamıştı, aslında bunların hepsi annemin suçuydu. almila'ya hep ondan iyisi olamaz diyerek baskı kurmuştu, annem her zaman diğer insanlara üstünlük kurardı. almila da bu şekilde büyümüştü işte, ben her zaman daha olgundum. bu yüzden çocuksu yanımı sadece güvende hissettiğim zaman ortaya çıkarıyordum. annem ya da almila gibi aşağılık kompleksim yoktu, kimse daha üstün olamazdı.
"kalmamı ister misin?" dedi savaş elimi tutarken, o da çok gergin gözüküyordu.
"onunla yalnız yüzleşmeliyim."
"üzülmeni istemiyorum."
"ben senin için cesur olmak istiyorum savaş, bunu yapmam gerekiyor."
"arın kendini buna zorlama dememiş miydin?" dedi savaş kızar şekilde. "benim için fedakarlık yapmana gerek yoktu."
"bugün zaten bir gün gelecekti."
"arın ben hep senın yanındayım," dedi savaş bana sarılırken. ona sarılmak şu an çok iyi gelmişti. "istersen şu an gidebiliriz gerçekten."
"kaçmak fayda etmeyecek."
"seni yalnız bırakmak istemiyorum."
"bir şey olmayacak," dedim yaklaşarak dudağına kısa bir öpücük bırakırken. "eninde sonunda sana gelirim, biliyorsun."
"ya baban seni yurt dışına götürmek isterse bizi ayırmak için? of zenginlerin ayrılığı da daha zor oluyor. arın niye zenginsiniz?"
"aşkım kim kimi götürüyor ya?" dedim gülerek. "reşitim ben götüremez beni bir yere."
"arın tekrar söylüyorum benim için bunu yapmak zorunda değilsin, bütün hayatını değiştirmeni isteyemem senden."
"ben istiyorum," dedim elini tutarken. "seni ararım daha sonra olur mu?"
"almila için üzgünüm, bunu yaşamanı istemezdim."
"o yapmadı biliyorum ama oğuz'a söyleyen de oydu, ne düşünmeliyim bilmiyorum."
"yalnız olmadığını bil yeter."
"onu çok güzel biliyorum."
savaş tişörtümden tutarak beni kendine çekti, dudaklarımız birbirine değdiğinde öncekinden daha derin bir öpücük olmuştu. bu öpücük bana bir kaç saat yeterdi işte.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
orkide, gxg
ChickLitYürek! Onu unutacağız! Bu gece - sen ve ben! Sen verdiğin sıcaklığı unutabilirsin - Işığı unutacağım ben! İşini bitirdiğinde, ne olur söyle Ki hemen başlayayım! Çabuk ol! Yoksa sen oyalanırken Ben onu hatırlarım! - Emily Dickinson [13.12.23-?]