Hoseok sabah erkenden uyandığında üzerinde Yoongi'nin montu vardı. Lavaboda elini yüzünü yıkayıp dişlerini fırçaladı .
Siyah kumaş pantolonunu ve siyah boyunlu kazağını giydi.
Mavi renk v yaka oversize örgülü hırkasını giydi.
Önceden saçlarına fazla önem verirdi ama şimdi sadece eliyle düzeltip geçiyordu.Kendisine ait restorana geldiğinde koşuşturan çalışanlarına baktı.
Burayı sevmesindeki tek şey buradaki anıları ve adıydı. Yoongiyle ilk karşılaşmalarıda burada gerçekleşmişti.
Hayat dolu olmasada her zamanki gülümsemesini takınıp işinin başına geçti.FLASHBACK...
Hosek her zamanki gibi okul çıkışında en yakın arkadaşı Jimin ile part time olarak çalıştıkları restorana apar topar koşmakla meşgullerdi. Patronları fazlasıyla sinir bozucu bir tipti ve onları kovmak için bahane arayıp dururdu.
Zar zorda olsa restorqna zamanında yetişmişlerdi. İş başı yapmak için hemen hazırlanıp mutfağa geçtiler.
" Uhh, neredeyse geç kalıyorduk, ucuz kurtulduk. "
" Şu ehliyetimizi alabilsek arabayla geleceğizde işte vermiyorlar."
" Alana kadar kovulmasak bari. "
" Kovulmamamız için elimden geleni yapacağım Jiminaa"
" Buranın tek çekilme sebebi sensin , sen olmasan hiç çekilmiyor. "
Öğlen saatleri fazlasıyla yoğun olan restoran sanki dahada mümkünmüş gibi daha fazla yoğunlaşmıştı.
Bir kaç saat sonunda Jimin'in mesaisi bitmiş eve dönmüştü, Hoseok'un ise çalışması gereken daha iki saatlik bir mesaisi kalmıştı.
" Hoseok patron seni çağırıyor. "
Hoseok tedirginlikle odasında dosyalara bakan patronuna baktı.
" Beni çağırmışsınız. "" Luna ve Shin'in mesaisi bitti. İki saat sonra burada çok önemli toplantı olacak, gelecek müşteriler çok önemli kişilerdir onlarla ilgilenmeni istiyorum . Servislerini açarsın yemekleri zaten hazır sıcak bir şekilde servis edersin, istedikleri birşey olursa yaparsın ,sonrada restoranı kapatır çıkarsın, yarında gelmene gerek yok izinlisin. Toplantıları çok fazla sürmez diye düşünüyorum, yaparsın değil mi? Mesaiye kaldığından dolayı maaşına ekleme yapılacak. "
" Sorun değil iki saat daha çalışabilirim. "
" Çok sıkışırsan Jimin'i çağırsın. "" Kaç kişi gelecek acaba? "" 12 kişi. "" Anladım. "
" Bende çıkacağım birazdan, müşteriler gelene kadar dinlen. "
Hoseok saygıyla başını usulca eğip odadan çıktı.
En arka masaya cam kenarına oturup hem dinlendi hemde yemeğini yedi.
Hava soğuk ve karlı olmasına rağmen yaklaşan yılbaşı sebebiyle her yer ışıl ışıldı.
Hoseok bu kışa ve yılbaşına aşıktı işte.
Zorlu bir hayatı olmasına rağmen yaşamayı severdi.
Kolundaki saatine baktı, daha bir saati vardı. Kendine büyük bardakta sıcak çikolata yapıp dışarıyı izleyerek yudumladı.
Telefon sesiyle dudaklarını yalayıp aramayı cevapladı.
" Efendim Jiminaa? "" Neredeein sen? Coktan gelmeliydin. "" Mesaiye kaldım, önemli bir toplantı varmış. İki saat daha çalışacağım merak etme, hem yarın izinliyim. "" Oh süper dersle ertelenmiş, bende işe gidene kadar uyurum. " Hoseok gülüp ağrıyan gözlerini ovaladı .
" Biraz fazla yorulacağım ama fazla para alacağım. "" Şanslı puşt. "
Hoseok kahkaha attarken kapının açılması ile gülmeyi kesip ayaklandı.
" Geldiler kapatıyorum. "
Telefonunu cebine koyup kapıya koştu içten gülümseme ile gelen müşterileri karşıladı.
" Hoşgeldiniz, masanıza kadar eşlik edeyim.
Takım elbiseli bir sürü adam gelmişti. Şaşkınlıkla doluşan adamlara baktı oysa 12 kişi olacağı söylenmişti.
" Şey pardon bana 12 kişi olacağınız söylenmişti ama çok fazlasınız. "" Onlar koruma, biz zaten 12 kişi olacağız yanlışlık yok. "
" Oh, korkmuştum ben yemeklerinizi servis edeyim. "
Siyah saçlı oldukça güzel yüze sahip ama fazlasıyla korkutucu adam yerine otururken farkında olmadan Hoseok'a bakıyordu.
Hoseok hazırda duran tabakaları tekerlekli servis arabasına koyup masaya ilerledi.
Baş köşede duran adamla göz göze geldiğinde gözlerini kaçırıp tabakları masaya dizdi. Adamlarda çoktan toplantıya başlamışlardı.
İçeceklerinide servis etti. Siyah saçlı adamın bardağına içeceğini doldururken belinde gördüğü silah yüzünden neredeyse adamın üzerine dökecekti.
Hoseok'un bakışlarını fark eden adam
soru sorarcasına baktığında Hoseok umursamadan hızlıca işini halledip mutfağa gitti.
Gelen adamlar fazlasıyla tehlikeliydi üstelik biri silah taşıyordu.
Üzerindeki şoku atıp tatlı servisini hazırlamaya başladı bir yandanda kendi kendine konuşuyordu.
" Piç herif göt korkusuna mı beni burda yapayalnız mafya bozuntularıyla bırakıp gitti. Şimdi birbirlerine silah çekseler hem olan bana olacak hem restorana. Tanrım gerçekten hayatımı seviyorum diye bu kadar zorlamak zorunda mısın? Hayır yani onu geçtim bebek gibi güzel yüzlü mafya mı olur? Yanındaki korumalar daha çok mafya görünüyor, aşş hiç birşey görmemiş gibi sadece tatlıları servis edeyim. Onlar yemeklerini yiyip giderler zaten. " Servis arabasına yerleştirip geri döndü.
Adamların yüzüne bile bakmadan tatlıları servis etti.
Fakat bir tabak eksikti. Siyah saçlı adamla göz göze geldiğinde endişeyle gülümsedi.
" Sığmadığı için getiremedim hemen getiriyorum. "
Siyah saçlının yanındaki daha genç olan kıkırdadığında Hoseok içinden ona söve söve mutfağa geri gitti.
" Tanrım, niye ben? " Neyseki tatlıdan daha vardı. Servis tabağı çıkarıp tatlıyı özenle koydu. Fakat süsleyecek birşey yoktu .
Çaresizce buzdolabına bakarken meyve kasasındaki mandalinalar dikkatini çekti.
Soyup tane tane ayırdığı mandalinaların üzerindeki beyaz ince zarı bile soymuştu. Diğer mandalinayla hızlıca güzel bir soğuk sos yapıp tatlıyı süsledi.
" Çok güzel oldu, herifle uyumlu resmen. "
Tatlı tabağını götürdüğünde usulca önüne koydu.
" Neden diğerlerinden farklı? Böyle istememiştim bile. " Hoseok utanarak başını eğdi.
" Özür dilerim, bir tabak eksik koymuşlar Neyse ki fazladan tatlı vardı ama süsleyecek malzemelerin nerede olduğunu bilmediğim için böyle yaptım. "
" Böylesi daha iyi olmuş. " Hoseok siyah saçlıyı memnun ettiği için rahatlamıştı.
"Afiyet olsun efendim. "
Adamlardan uzaklaşıp onlardan oldukça uzakta olan masaya geçip oturdu.
Yapacak başka birşey kalmamıştı zaten başını yorgunlukla masaya koydu ve fark etmeden siyah saçlı adamı hayranlıkla izledi.Bir buçuk saatlik toplantı sonrası hepsi ayaklanıp restorandan çıkmak için hazırlanmıştı.
Hoseok gözlerini ovalaya ovalaya yanlarına gidip saygıyla başını usulca eğdi.
" Afiyet olsun efendim, yine bekleriz. " Hepsi çıkarken siyah saçlının yanındaki daha genç olan hesabı ödeyip bir miktarda bahşiş bırakmıştı.
Hoseok belini ovuşturup masayı hızlıca toparladı.
Bulaşıklarıda makineye atıp yıkanana kadar rezerve edilen masaları sildi.
Fakat ayağının ucuyla bastığı cüzdanı fark edince eğilip aldı.
" Buda ne? " Cüzdanı açıp içini karıştırdı.
Bulduğu kimliğe baktı.
"Min Yoongi , bebek suratın adı Yoongiymiş demek . Çatık kaşlarına rağmen güzel çıkmış."
Cüzdanı cebine atıp hızlıca işlerini halletti.
Üzerini değiştirip restoranı kapattı.
Yağan karın ve ışıldayan yıl başı ağacının yakınındaki otobüs durağına oturup otobüs gelene kadar ışıkları ve gökyüzünü izledi.
Önünde siyah minibüs durunca irkildi.
" Buda ne? "
İki adam inip kolundan tuttu.
" Sikeyim bir siz eksiktiniz. "
Adamlar Hoseok'un sakinliğine hemde küfürüne şaşırırken Hoseok şaşkınlıklarından fırsat bulup kollarını bükerek kurtuldu.
" Sikik herifler. "
Arabanın ardından gözüken siyah saçlı adamı görünce göz devirdi.
" Amacın ne? Hayır yani yemeklerde beğenmediğin bir durum varsa bunu düzgünce ilet. Ayrıca mesaim bitti, haddinizi aşarsanız kavga etmekten çekinmem. "
Siyah saçlı eliyle gelmesini işaret edince arabaya bindi.
" Ah unutmuşum, galiba bunun için gelmiş olmalısın. "
Sırt çantasından çıkardığı cüzdanı uzattı.
" Masayı toplarken buldum. Merak etme hiç birşeyin eksik değil. " Siyah saçlı cüzdanını kontrol edip eksik olmadığından emin olduktan sonra usulca başını salladı.
"Bırakın gitsin. " " Zahmet oldu ya! Neyse bay bay. "
Alayla gülümseyip arabadan indi.
Araba giderken boynunu usulca yana yatırdı.
" Yakından daha güzel gerçekten. Hem bebek surat hem ekmek surat. "
Ağacın altında kendi kendine gülüp saçlarını dağıttı.
Otobüs gelincede binmişti.
.........
Akşam olduğunu fark ettiğinde toparlanıp her zamanki masasına geçip oturdu.
Kar yağıyordu ve belediye çalışanları yıl başı için ağaçları süslemekle meşguldü .
Garsonlardan birine çağırıp sıcak çikolata istedi.
Bir yandan günlüğünü doldururken bir yandanda dışarıyı izleyip sıcak çikolatasını içiyordu. Saatine bakıp ayaklandı.
" İyi iş çıkardınız, hepinize teşekkür ederim.
" Bizde teşekkür ederiz efendim. "
Hoseok gülümseyip restorandan çıktı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER WİTH YOU /SOPE
FanfictionMutlu evlilikleri , bebeklerinin ölümü sebebiyle acı bir şekilde biten Yoongi ve Hoseok birkaç sene sonra tekrar karşılaşmışlardı.