Hoseok kışın kavurucu soğuğuna rağmen giydiği siyah kapşonlusunun fermuarını boynuna kadar çekip havaalanından çıkmıştı. Koreye tekrar dönmek kalbini sızlatıyordu fakat gelmesi onun için daha iyiydi.
Başka yerlerde yapabileceğini sansada sadece iki sene dayanabilmişti ama oda zordu.
Soğuk havayı içine çekip taksiye bindi.
" Nereye gideceksiniz bayım? "
" Kabristana, çocuk olan. "
Taksicinin acıyan gözlerini görmemek için başını pencereye çevirdi.
Düşünceler arasında taksicin sesi ile kendisine gelip arabadan indi ve ücreti ödedi.
Karla kaplı kabristana girip yukarı çıkan merdivenden yukarı çıktı.
Tanıdık beden ile adımları durdu.
Görmeyeli fazlasıyla çökmüş, kendisi gibi zayıflamış eski eşine baktı.
Sakin adımlarla yaklaşıp çiçeği mezar taşına koydu.
Yoongi irkilip döndüğünde Hoseok ile göz göze gelince hışımla ayaklanmıştı fakat hiç birşey diyememişti.
Sormak istediği o kadar soru vardı fakat Yoongi sadece bakmakla yetinmiş ağzını açamamıştı.
" Baba seni çok özledi aşkım. "
Gülümsemesine rağmen gözleri acıyla dolmuştu.
" Doğum günün kutlu olsun kızım. "
Çöküp soğuk taşı öptü.
" Seni seviyorum. "
Yoongi kendisi gibi çökmüş ve zayıflamış olan Hoseok'un omzuna montunu koydu.
" Seni seviyorum Yeong Sue, baba yine gelecek. " Elindeki peluş sincabı mezar taşına koydu.
Hoseok ise küçük peluş kediyi koydu.
" Sen rahatça konuş seni bekliyor olacağım , konuşmamız gerek çünkü. "
" Konuşacak birşey kalmadı diye hatırlıyorum. " " Yanlış hatırlıyorsun, benim henüz bitmedi. "Yoongi arkasını dönüp gitti.
Hoseok uzun uzun kızıyla konuşmuş onun için küçük bir keke mum koyup doğum gününü kutlamıştı.
" Yeong Sueaaa, bana küsme lütfen. Baba fazlasıyla yorgun ve hasta olduğu için gelemedi ama bundan sonra hep buradayım seni bırakmayacağım. İyi uykular meleğim, baba yine gelecek. "İstemeye istemeye dönüp merdivenlerden aşağı indi. Up uzun merdivenin yarısına geldiğinde oturup etrafına bakındı.
Buradan nefret ediyordu, bu merdivenlerdende nefret ediyordu. Kendi elleriyle bebeğinin cenazesi için çıkmıştı bu merdivenlerden.
Ellerine iğrenerek baktıktan sonra bacağına sürttü.
" Hiç bu kadar ölmek istememiştim. Yaşamaya çalıştıkça ölüme sürükleniyorum. Yoongi de benim gibi hissediyor mudur acaba? Kore'ye dönerek iyi yapmadım galiba. Yoongi'nin yüzüne bakmaya utanıyorum hâlâ . " Telefon sesiyle irkildi. Gözlerini silip telefona baktı.
Yoongi'nin annesi arıyordu.
Yoongi'nin yanına gidip yüzüne bakmadan telefonunu ve montunu uzattı.
" Annen arıyor. "
" Montu giy, sende kalsın. "
Yoongi telefonu açtı.
" Kabristandayım anne . Yiyin siz ben gecikeceğim biraz , Hoseok döndü konuşmamız gereken meseleler var. Bakarız isterse getiririm. " Telefon kapanınca Hoseok'a arabayı gösterdi.
" Bir yerde oturalım. "" İstemiyorum, ne konuşacaksak konuşalım işim var gideceğim. "
" Hoseok seni zorlamak istemiyorum ama zorlama beni. Çok vaktini almayacağım zaten. "
Hoseok başını sallayıp arabaya bindi.
Hoseok'u ilk karşılaştıkları kafeye götürmüş iki içinde Hoseok'un en sevdiği pastadan ve meyve suyundan sipariş vermişti.
Yoongi iki senedir görmediği eşini çok özlemiş bir şekilde izliyordu.
" Konuşacak mısın Yoongi? Yoksa saatlece beni mi izleyeceksin? "
" Benden nefret ettiğini biliyorum, sana beni affet demeyeceğim ama gitme Hoseok. Ben iki senedir sizsiz ölüyorum. Nefret edeceksen cezalandıracaksan en azından yanımda ol. "
" Yoongi, nefret ettiğim iğrendiğim uzaklaşmak istediğim kişi sen değilsin. Kendimden nefret ettiğim ve iğrendiğim için kaçtım kendimden ve senden.
Seni değil kendimi cezalandırmak istedim ben. Kendime olan öfkemi senden çıkardım. Herşeyi ben maffettim, seni hakettiğimi ve seni mutlu edemeyeceğimi düşündüğümden dolayı hayatından çıkmak istedim. Hâlâ yüzüne bakmaya utanıyorum, şımarıklık yapmasaydım biz böyle perişan olmayacaktık. "
Yoongi oturduğu sandalyeden kalkıp Hoseok'un yanına oturdu ve sıkıca sarıldı Hoseok özlediği kokuyu içine çekerken usulca eski eşinin sarılmasına karşılık verdi.
" Hoseokaa, aşermen şımarıklık değil. Bu oldukça doğal birşey benim güvenliği arttırmam gerekiyordu sizi koruyamayan benim. "" Bana göre ben suçluyum, sana göre sen ama bu Suemuzu geri getirmeyecek Yoongi. "
" Biliyorum, ama bu ayırlmamız gerektiği anlamına gelmezdi Hoseok. Bebeğimiz gidince birbirimizi iyileştirebirdik ama sen beni bırakıp gittin. "
" Cenazeden sonra bizim için kendimi toparlamaya çalıştım ama o kadar çok boşluğa düşmüştüm ki ben sana yetemediğimi hissetmeye başladım. Ölmek istedim, çok fazla teşebbüs ettim ama yapamadım.
Senin yanında olmak beni daha fazla boşluğa sürüklüyordu. Korkaklık edip kaçtım. "
" Beni sevmekten vazgeçtin. "
Hoseok neşeden burukça gülümsedi.
" Seni sevmekten hiç vazgeçmedim Min Yoongi, ben kendimden vazgeçtim. "
Hoseok ayaklanıp cebinden çıkardığı bir miktar parayı masaya koydu.
" Aptallığıma rağmen bana sarıldığın için teşekkür ederim. "
Kapıdan çıkarken göz ucuyla Yoongiye baktı.
" Ben bu aptalı hâlâ seviyorum. "
Hoseok usulca başını sallayıp kafeden çıktı.
Eve geldiğinde koltuğa uzanıp monta sıkıca sarıldı.
" Benden vazgeçmediğin için teşekkür ederim Yoongi. "Kapı sesiyle yattığı yerden doğrulup kapıya ilerledi.
" Kim o? "" Benim Hoseok. "
Hoseok kapıyı açıp rlinde paketlerle gelen Jungkook'a baktı.
" Kimseye haber vermemiştim geleceğimi. " " Seni gözümün önünden hiç ayırmadım hyung. "" Anladım, bu paketler ne? "" Teyzem seni yemeğe çağırıyor. "" Yoongi bana birşey demedi."" O an kabul etmeyeceğini düşündü. Hem yorgun gözüküyordu gittiğinde uyur dinlenmiş olur dedi. "
" Koreye yeni geldim, henüz kimseyi görmeye hazır değilim. "" Hyung, hepimiz seni çok özledik. Senin içini zaten biliyoruz o yüzden cevabını bildiğimiz soruları sormayacağız. Eskisi gibi aile olalım. " " Siz benim hâlâ ailemsiniz ama ben aramızdaki bağı kopardım. "" Yoongi hyungla boşanmış olsanızda sen hâlâ bizden birisin. Hyung seni hâlâ eşim diye anıyor. Yüzüğü hâlâ parmağında. "
" Uykum var Jungkook gelmeyeceğim. "
" Teyzem bu yemeği senin için düzenledi. " Gelmeyeceğim dedim. " Montu çıkarıp uzattı.
" Yoongi'nin montu ona geri götür. Anneme de benim için sarıl. "
Ayaklarını sürükleye sürükleye yatak odasına gitti.
" Bir gün ziyâretine gelirim. "
Yatağına uzanıp gözlerini yumdu.
Anında uykuya dalmıştı.Jungkook eve geldiğinde umutsuzca Yoongiye baktı.
" Gelmedi, kendisini hazır hissetmiyormuş ama bir gün mutlaka ziyaret edeceğini söyledi. Hâlâ kendisini suçluyor. "
" Ne yapıyordu? "" Montuna sarılarak uyumuş, üzerindeydi. Sana geri götürmemi söyledi ama ben Hoseok geri uyur uyumaz üzerini örttüm.Sana gelemiyor olsa da seni yanında hissetsin diye. "
" Hoseoksuz yapamam ben, ne yapıp edip yanıma geri alacağım , alacağım ve onu kendimle beraber iyileştireceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FOREVER WİTH YOU /SOPE
FanficMutlu evlilikleri , bebeklerinin ölümü sebebiyle acı bir şekilde biten Yoongi ve Hoseok birkaç sene sonra tekrar karşılaşmışlardı.