Yoongi ve Hoseok bebeklerinin kontrollerinden sonra el ele parkta yürüyorlardı.
" Yoongiaaa ben yoruldum. "" Şuraya geçip oturalım. "
Banklardan birine oturdular, eğlenen çocukları ve çocuklarını eğlendiren ebeynlerini görünce Hoseok hayranlıkla onları izledi. Yoongide bir yandan Hoseok'a su matarasını uzatıyordu. Hoseok suyudunu yudumlarken bebek arabasındaki bebeği gösterdi. " Şöyle tombik birşey olursa ısırmadan duramayız. " " Yaaa, ısırma çocuğu. "" Banane, benimde çocuğum. " " İzin vermiyorum ısıramazsın. " " Senden izin alan mı var arkadaşım? " " İzin almana gerek yok genel olarak izin vermeyeceğim zaten. " Hoseok kafası karışmış bir şekilde bakındı. Arabayla geçen seyyar hot dogcu geçerken Hoseok iştahla oraya baktı. " Yoongiaaa, hot dog alalım mı? " " Sadece bir tane, eve girince sebze yemeği yiyeceksin. "" Tamam. " " Bekle burada, hemen geleceğim. " Hoseok başını salladı.
Yoongi gidince Hoseok bebeği izledi.
Yoongi'nin gelmesi oldukça fazla uzun sürmüştü.
Sıkıntıyla başını eğip uyukladığı an önündeki gölgeyi fark edince başını kaldırdı. Yoongi elinde bir çiçek demeti ve hot dog paketiyle karşısında duruyordu. " Bu ne? Bana mı? "" Evet sana, hot dog alırken çiçekçi dükkanının önünde duruyordum. Ne bileyim mutlu olursun diye aldım. "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Oh, Yoongiaa teşekkür ederim çok naziksin. Beni hem şaşırttın hem çok mutlu ettin gerçekten tüm samimiyetimle söylüyorum. " " Soğutmadan ye hadi. "
Hoseok, Yoongi çalışma odasına girdiğinden beri Jiminle konuşmakla meşguldü. Bir süre sonra Jimin uykusu olduğunu söyleyip kapatmıştı. Hoseok ise canı sıkıldığı için evde dolanıyordu.
Yoongi'nin aldığı çiçeklerini özenle vazoya koyup bebeklerinin odasına koymak için çıktığında sweatshirtünün şapkası takılınca vazo gürültülü bir şekilde kırılmış kırıklar arasında kalmıştı. " Yoongiiiiiiii!!!! " Yere oturup dağılmış çiceklerini eline aldı. Yoongi onları Hoseok için almıştı ama sahip çıkamayıp maffettiğini düşündüğü için hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Yoongi apar topar koşup odaya girdiğinde Hoseok'u yerde görünce telaşla baktı. " Hoseokaaaa, düştün mü? Yaralandın mı? "" Düşmedim yaralanmadım ama çiçeğimi maffettim, özür dilerim ona da sahip çıkamadım berbat biriyim. Yoongiaaaaa, çiçeğim. " Yoongi rahatlamış bir şekilde eğilip Hoseok'u kucağına aldı ve camlardan uzaklaştırdı. Hoseok bacaklarını koala misali sarmıştı Yoonginin beline.
Yoongi yatağa oturup Hoseok'un sırtını sıvazladı. " Noldu orda? "" Güzelce dursunlar diye vazoya koydum onuda bebeğimizin odasına götürmüştüm güzel güzel dursun diye. Sweatshirtüm takılınca elimden kaydı düştü, çiçeklerim maffoldu. " Hoseok'un yüzünü avuçları arasına aldı. " Bana bak. "" Efendim. " " Ağlama. "" Ama.... " Hoseok'un gözünün önüne gelen saçlarını çekip öptü. " Ağlama. Düşmediysen yaralanmadıysan ağrın sancın yoksa canın yanmıyorsa hiç birşey için ağlama. Birazdan çiçeklerini güzelce başka bir vazoya koyup kızımızın odasına koyarım, yerleride temizlerim ama ağlama tamam mı? " Hoseok hâlâ öpücüğün etkisindeydi , özlediği hasret kaldığı o sımsıcak dudakları tekrar hissetmek bambaşka hissettirmişti. " Hoseok. "" Hı? "" Sen gerçekten iyi misin? " " Beni öptün, hemde uzun zaman sonra yeniden hissettim dudaklarını. " Yeniden gözleri dolmuştu ki Yoongi daha sıkı sarılıp yine öptü. " Kes şunu...... "" Kendine hâkim olamamaktan mı korkuyorsun? "" Yaaa Min Yoongi , sana öncedende söyledim hormonlarım zaten alt üst ediyor beni, oynama benimle. " " Sınırımı aşabilirsin. "" Arkadaşlar birbirini böyle öpmez Yoongi, arkadaşını öpemezsin kafana göre. Eski haline döndüğünde öpebilirsin ben kendime hâkim olamazsam sen benim yerimede sınırlarımızı koru. " Bunu derken bile Yoongi'nin kucağında Yoongi'yi kıvrandıracak şekilde bile bile kımıldanıyordu. Kucağından kalkıp odadan çıktı. " Yaaaaaaaaa, Jung Hoseoook bu iki oluyor. " " Sana benimle oynama demiştim Min Yoongi. "
