F. W. Y. 39🤍

52 5 7
                                    

Hoseok restoranda her zamanki gibi sıcak çikolatasını yudumluyordu. Bir yandan da işlerini hallediyordu.
" Bay Jung, birisi sizi çağırmamı özellikle emretti! Bakar mısınız? "
Hoseok kalkıp  gösterilen masaya ilerledi.
" Buyrun, sorun neydi? "" Sorun şu  üniversite öğrencisi olan çalışanınız. "
" Bir yanlışı bir saygısızlığı mı oldu? "
"  O benimle onun arasında olan birşey siz karışmayın. "" Beni neden çağırdınız o zaman? "" Kendisi şuan  buraya gelmek yerine saklanıyor çünkü. "
" Odamda konuşalım, onu size getireceğim. "
" Onu buraya yolla uğraştırma beni. "
" Bağırmadan konuş, insanları rahatsız etme. " " Bana bak, sinirliyim zaten, ufacık birşeysin....... "
Hoseok'un omzuna vurduğunda mutfaktakilerde çıkıp yanına gitmişlerdi.
"  Siz karışmayın işinize dönün. Çocuk gelmiyor, sende defolup gidiyorsun restoranımdan. " Hoseok öfkeyle bağırdı.
" Defoool. "  Hoseok'un yakasını tuttuğunde Hoseok korkunç şekilde gülümsedi.
Adam bir süre sonra elini çekmişti çekmesine ama sonradan yediği darbeyle  masayla beraber yere düştü.
" Ona dokunmaya cesaret ettiysen, canından olmayı göze almışsın demektir."
" Yoongi!!! Restoranımı dağıtma, güzel güzel konuşuyorduk biz. "" Kes sesini. "
" Al işte sinirlendirdin onu, seni elinden de alamam şimdi. Ne yap et kurtar kendini  yoksa hebâ olacaksın. "
" Çek ellerini üzerimden. " Yoongi Hoseok'u tutup kendine çekti .
" Sana birşey yaptı mı? "" Hayır. "" Bırak dersen bırakırım, cezasını ver dersen cezasını en ağır şekilde veririm. "
Hoseok yüzünü buruşturdu.
" Bırak defolup gitsin. " Yoongi adama tehdit  edercesine baktı.
" Defol git bir daha buraya gelme. O çocuğu da rahatsız etme gözüm üzerinde bu seferlik yırttın, denk gelirsek kendine cenaze günü seç. "
Hoseok'un elini tutup hızlı hızlı yürüdü.
" O çocuğu çağırın odaya. "
Herkes dağılırken Yoongi farkında olmadan Hoseok'un elini sert tutuyordu.
" Yoongi. "" Nee? " Yoongi bağırınca Hoseok irkildi.
" Elimi acıtıyorsun. "
Yoongi elini çekip uzaklaştı.

Kapı tıklatılınca içeriye öğrenci olan çalışan girmişti.
" Bir açıklaman var mı? " " Özür dilerim efendim. "" Özür falan dileme çocuk, bize bir açıklama yap neydi bu rezillik!!!"
Mahçupca başını eğdi.
" Nasıl söyleceğimi bilmiyorum. "" Ya konuş yada toparlan ve çık. "" Yoongi. "
" Sen karışma. "" Seninle kavga etmeyeceğim, onu rahat bırak yeterince korktu zaten. Dışarı çık sakinleş ben konuşacağım onunla. " Yoongi konuşmak için ağzını açsada o kadar sinirliydi ki  kapıyı çarpıp çıktı.
" Anlat, seni dinliyorum. "" Ben  gerçekten özür dilerim. "" O kimdi? "" Şey o, başvuru yaptığım şirketin sahibi. Bana yardım edeceğini söyledi. Okul bitince işe başlayacaktım, ama sınırını aşmaya başladığında rahatsız olduğumu  dile getirdim ve gelmeyeceğimi başka şirketlere başvuru yapacağımı söyledim,  nasıl olsa  sayenizde sıkıntı çekmiyordum. Oda beni tehdit etmeye başladı, seni kovdurturum diye. "" Derdi neydi? "  Ellerini çok fazla sıkıyordu üstelik neredeyse derisini yüzecek şekilde tırnaklarını geçirmişti.
" Takıntılı hâle getirmiş beni. Buraya kadar gelip olay çıkaracağını, ileri gideceğini düşünemedim özür dilerim bay Jung. "
Hoseok'un duydukları karşında sıkıntıyla yüzünü sıvazladı.
" Bu durumda çalışamazsın kendini toparlayana kadar izinlisin. Onuda dert etme ve  sakın korkma sana yaklaşamaz."" Hyung, teşekkür ederim. "
Sarılıp sırtını sıvazladı.
"  Hadi bakalım evine git dinlen, yemek yemeyi unutma. "
" İki gün sonra görüşürüz o zaman hyung. "" Görüşürüz çocuk. "
Odadan çıkana kadar arkasından bakmıştı.

Kapı kapandığı an sıkıntıyla  koltuğa oturup  başını yastığa koyudu ve  ovuşturdu.
Yorgundu ve sinirliydi.
" Konuştun mu? "
Yoongi'nin sesini duyduğunda  başını kaldırdı.
" Bağırma, başım çatlıyor. "
" Ne anlattı? "" Anlattı işte birşeyler, dinledim anladım evine yolladım. "
" Niye  ağzının ortasına çarpmadın? Elin elma topluyor sanki  bassana tekmeyi? "
" Yoongi, yorgunum izin ver dinleneyim."
" Şuan dinlenemezsin sana birşey soruyorum cevap ver bana."
Hoseok duymazdan gelip koltuğa uzandı.
" Duymazlıktan mı geliyorsun beni? "
Hoseok yine sesini çıkarmadığında hırsla Hoseok'un yanına gidip yakasını tuttu.
" Bana cevap ver. "
Yüzleri fazlasıyla yakındı.
Yoongi sinirliydi ve üstelik dudağını yaladığının farkında bile değildi.
Hoseok ise sinirli olmasını umursamıyordu bile sadece Yoongi'nin gözlerine ve dudaklarına odaklanmıştı.
" Yoongi, pasta gibi kokuyorsun. "" Ne saçmalıyorsun sen ya? "" Pasta yemeye gidelim mi? Sinirinde geçer. " " Kavga ederkende boğazını düşünmezsin be!! "
" Senin sorunun banane, pasta gibi kokmasaydın. "
"  Gidiyorum ben. "" Yoongi pasta yiyelim. " "  Şuan bir yere gidemem üstelik sana sinirliyim  , akşam gelirken alırım yeriz . "
Odadan çıktığında burun kemerini sıkıyordu.
Sırıttığının  farkında değildi.

Hoseok fazlasıyla streslenmişti, mutfağa gitmek istesede gelen ağır kokular midesini bulandırıyordu. 
Hızlıca ayaklanıp lavaboya girdi.
Yine yediği içtiği herşeyi çıkarmıştı.
Bulantıları geçmek yerine daha fazla artıyordu.

Acile gelmişti  ve Yoongiye haber verip vermeyeceğine karara veremiyordu.
Zaten karar verene kadar çoktan sırası gelmişti.
" Bay Jung. "
Hoseok içeri girip bulantılarını söyledi.
" Kayıtta bir kaç gün önce kan alınmış sonuçlarda dün çıkmış. "" Değerlerime bakılacaktı. Üşütmüştüm gerçi ama ara sıra değerlerim düştüğü için kan tahlili istemişlerdi. "" Anlıyorum, o zaman fazla yoğunluktan dolayı bir kaç gün sonra çıkmıştı sonuçlarınız fakat şimdi iki saate  çıkar  bugün ikisinede bakar karşılaştırma yaparız. "" Çok mu düşük?"" Hayır, mükemmel gözüküyor siz takılın gerekli açıklamayı iki saat sonra yapacağım. "
Hoseok gülümseyip teşekkür etti ve çıktı.
" Boşuna endişeleniyormuş, Yoongi işte aptal falan ama hâlâ aşık . "

Hastanenin kafeteryasında otururken dilimli pastaları görünce iştahla baktı.
" Neyseki Yoongim alacak. "

İki saat su gibi akıp geçmişti.
Doktorun odasına girdi.
" Bay Jung, oturun lütfen. "
Hoseok oturup bekledi.
" Değerlerinize baktım,  biraz düşüşlük var ama bu dönemlerde normal, size sadece durumunuzu söyleyebilirim asıl kendi doktorunuza gitseniz iyi olur. " Hoseok anlamadığı için soru sokarcasına baktı.
" Tebrik ederim, hamilesiniz. "
Hoseok afalladı.
Ne tepki vereceğini bilmiyordu.
" Be.......benim bebeğim mi olacak? "
" Evet. "
" Teşekür ederim. "" Doktorunuz sizi bekliyor haber verdim. "

Hoseok eve geldiğinde salonda   oturuyordu.
Yoongi'nin geldiğini bile duymamıştı.
" Yaaa Hoseok. Ne bakıyorsun boş boş kapalı televizyona. "
Hoseok Yoongi'nin seisyle irkildi.
" Sen mi geldin? "" Ben geldim tabi, başka birini mi bekliyordun? "" Senden başka kimseyi istemiyorum. "
" Duş alıp çıkacağım. "" Nereye? " Yoongi  tek kaşını kaldırıp baktı.
"  Teslimat işi var,  ne zaman gelirim bilmiyorum , pastanı aldım mutfağa koyuyorum. " 
Hoseok oturduğu yerden kalkıp koşarak Yoongiye sarıldı.
" Yoongiyaaa, gitmesen. "" Bu ne şimdi, çocuk musun Hoseok? Acil olmasa gitmezdim gideceğim mecbur. "
Hoseok usulca uzaklaştı. 
" Bana söz ver, küçük miniminnacık bile olsa yaralanmayacaksın."" Söz veremem."
Hoseok sinirle bacağına sertçe tekme attı.
" Aşşş, manyak mısın lan sen? "
" Yaralanmayacaksın dedim sana , ufacık bir çizik bile görürsem seni maffederim Min Yoongii. "
" Sen bana mı vurdun bu ne cüret? "
"  Keeees, canımı yakarsan sana vurmamı sen söyledin.  Yaralanırsan ve  bu yüzden canım yanarsa sana aklının alamayacağı kadar çok vururum. Şimdi nereye gidersen git eve sağ salim dön. "
Hoseok bağırırken bile dolan gözlerini elinin tersiyle siliyordu.
Yoongi omuzlarından tuttu.
" Tamam, çemkirme yaralanmayacağım başımı şişirdin  be akşam akşam. "
Bu seferde omzuna sertçe vurdu.
" Buraya tekrar pansuman yapmak istemiyorum, kan görmek istemiyorum canının yanmasını istemiyorum. "
" Tanrım, delireceğim  tuaf davranmayı kes Hoseok. "
Yukarı çıkmak yerine çıkışa gittiğinde Hoseok ayağındaki  terliği kafasına attı.
" Nereye gidiyorsun ? Duş alacaktın aptal. "
" Almayacağım duş falan.

Git yat uyu, yada pasta aldım onu ye. Beni rahat bırak manyak mısın nesin? Akşam akşam çattık. ""  Beraber yeriz diye düşünmüştüm ama. "
Yoongi sıkıntıyla ofladı ve hiç birşey demeden evden çıktı.

Arkasından ağlayan Hoseoktan habersiz gitti.

FOREVER WİTH YOU /SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin