F. W. Y. 26🖤

30 4 2
                                    

Hoseok bir haftadır elini hiç bırakmadan Yoongi'nin uyanmasını bekliyordu.
Sadece bir kaç saat uyuyup geri kalan saatlerde hep Yoongi'nin elindeydi eli.
Sürekli yanağına koyar ve sadece eline sarılıp uyurdu Hoseok, yoksa onu uyutmak imkansızdı.
Yine Yoongi'nin eline sarılı hâlde uyuyan Hoseok , bir kaç günün sonunda kımıldanan el ile uyandı.
" Y... Yoongiaaa. "
Yoongi yüzünü buruşturarak ağzındaki maskeyi tutarken elini Hoseok'un elinden çekti.
" Anneee, babaaaa Yoongi uyandı. "
Hoseok'un sesini duyan Anne ve babası odaya geldiğinde Hoseok'un gözleri mutlulukla doldu.
" Tanrım teşekkür ederim, eşimi de benden almadığın için teşekkür ederim. "
" Yoongiaaa, annem nasılsın? "" Yunji, dur hele bir kendine gelsin. " " Hyung bizi çok korkuttun. "
" Noldu bana." " Size araba çarptı. " " Size derken? "" Senle Hoseok hyunga. "
Yoongi'nin yorgun ve boş bakan bakışları Hoseok'u bulduğunda onu baştan aşağı süzdü.
" Bize araba çarptığına emin misin? O çarpmış olmasın?"
Hoseok, Yoongi'nin garip tavrı ve konuşması karşında afallarken sadece ona bakıyordu.
" Yürüyorduk Yoongi. " " İkimizede çarptıysa sen niye bu kadar sağlamsın? ."
" O an beni ittiğin için sadece bileğim kırıldı. Tanrım, saçma sorular sormayı kes. Yeterince korkuttun zaten bizi, şakanın sırası değil. "
" Bana bak , sakın bana sesini yükseltme diğer kolunu da ben kırarım alçıya alınacak hâl bırakmam. "
Hoseok duydukları karşında afallarken Jungkook Hoseok'u tuttu.
" Yoongi, sakin ol oğlum. Senin için endişelendiğinden istemsiz oldu yoksa o sana kıyamaz. " " Başım çatlıyor. "" Ben doktoru çağırayım, Jungkook Hoseok'u lavaboya götür. " " İstemiyorum. "
Koltuğa oturup hem doktorun gelmesini beklediler hemde Yoongi'nin ona sarılmasını beklemişti.
Doktor geldiğinde pür dikkat izliyordu.
" Bay Min kendinizi nasıl hissediyorsunuz? "" Yorgun, başım patlayacak gibi ağrıyor. "" Elimi takip edin. "
" Yoongi sanırım beni hatırlamıyor. "
Hoseok'un kırgınlık dolu ses tonuyla konuştuğunda doktor işini yapmakla meşgulken bile dinliyordu.
" Bay Min hangi zamandayız? "
" 12 Mart 2016 , benim aklıma gayet yerinde. Sende kes şu sesini. "
" 23 Ağustos 2024'teyiz ama yinede sen bilirsin. "
" Baba telefonunu verir misin? "
Babası telefonu verdiğinde Yoongi şaşkınca bakındı.
" Nasıl ya? "
Hoseok son bir soru sormak istiyordu ama alacağı cevaptan ölümüne korkuyordu.
" Yoongi Sue'yu tanıyor musun? "" O kim? Bana saçma sapan şeylerle gelip durma. "
" Beyin sarsıntısı olduğunu ve dinlenip toparlanması gerektiğini söylemiştim zaten. Bu duruma geleceğini bende sanmıyordum ama hafıza kaybı gelişmiş, durumu normal sadece dinlenmesine izin verin yakında normale dönecektir. "
" Teşekkür ederiz. "
Hoseok buruk bir gülümsemeyle baktı.
" En azından yaşıyorsun, acıyan ruhunu da dinlendirebilirsin , senin için acını ben üstleneceğim ."
" Jungkook onu götür buradan. "
" Özür dilerim sadece seni çok özledim. "
" Jungkook, hyungunu eve götür dinlensin günlerdir perişan oldu buralarda. "
Hoseok gitmek istemesede Yoongi'nin şuan kafasının iyice karışmaması için kabul etmişti. Sonuçta anne ve babası başındaydı.

Eve gidene kadar sessizdi ve bu durum Jungkook'un canını sıkıyordu.
" Hyung, lütfen üzülme doktor geçici olduğunu ve en yakın zamanda düzeleceğini söyledi. Şuan seni unutmuş olması seni sevmediği anlamına gelmez.
Hyung seni hâlâ seviyor. "

"Biliyorum ama elimde değil, elimi sıkı sıkı tutup beni sevdiğini söyleyen adam şimdi bana yabancıymışım gibi bakıyor. "
" Herşey yoluna girecek endişelenme. "
" Beni hatırlaması için elimden geleni yapacağım. "
" Birlikte yapacağız. "

Hoseok sık sık annesini arayıp Yoongi'nin durumunu soruyordu.
Yemek yemek mecburiyetindeydi, uyumak zorundaydı. Ama Yoongisiz uyku tutmuyordu, yatakta dönüp duruyor ve ağlamasınada engel olamıyordu.

Akşam zar zor uykuya dalacakken gelen tıkırtılarla uykusu yine kaçmıştı. Aşağı inerken merdiven basamağında Yoongiyle karşı karşıya gelince irkildi.

Onu kızdırmak ve kendinden daha fazla uzaklaştırmak istemiyordu. Hiç bişey demeden kenara çekilip geçmesine izin verdi.

" Daha iyileşmeden neden taburcu ettiler? "
" Etmeyeceklerdi ama Yoongi gitmek istediğini söyledi , biliyorsun inadı inat babası kılıklı . Merak etme düzenli olarak kontrolleri yapılacak. "
" Yemek yedi mi? "" Ben hemen yemek yapacağım size, sende uyu ayakta duramıyorsun hasta olacaksın. "
"Aklım hep ondaydı çünkü, eve geldiğine göre rahatça uyuyabilirim. "
Yemek saatine kadar biraz daha oyalandı.
" Efendim, bay Hoseok ve bay Yoongiye çarpan aracı bulduk fakat çarpan şahıs ölü bulundu. "
" Kimmiş öğrenebildiniz mi? "" Bayan Geun'un emrinde çalışan biriymiş. Aslında hedefi bay Hoseokmuş ama Bay Yoongi yanında olduğu için ikisinede çarpmaya çalışmış. "
Hoseok adamın elinde tuttuğu telefonu almak için yeltendiğinde Yoongi Hoseoktan önce davranıp telefonu aldı ve kamera görüntüsünü izledi. Kocaman gülümseme ile Hoseokla el ele yürürken fark etmiş olduğu araçla onu itmiş olduğunu ve yere düştüğünü görmüştü.
Asıl garibine giden şey ise Hoseok'un yanına sürünerek gelmesi ve anında elini tutmasıydı.

Parmağında yüzük olduğunu yeni fark etmişti üstelik ikisininde bileğinde aynı kırmızı bileklikten olduğunuda görmüştü.
" Geun'u kendi ellerimle öldüreceğim. Bulun onu bana. "
Hoseok'un hiddetli sesi karşında Jungkook irkilirken omzunu sıvazladı.
" İcabına ben bakacağım hyung. "" Kimse dokunmayacak onu ben bitireceğim. "

" Hoseok'u duydun çıkabilirsin. Yemeğinizi yiyin hadi. "
Hoseok Yoongi için sakinliğini koruyup ondan biraz uzaktaki köşeye oturdu.
" Ben senin elini mi tutuyordum, üstelik seni mi kurtardım? "" Sen niye beni itip kurtardın ki? Bıraksaydında banada çarpsaydı yada kendinide kurtarsadın. "
" Niye borçlu mu hissediyorsun? "
" Benim sana borcum yok. " " Senin yüzünden hafızamı kaybettim. "" Sana çarpan adam Geun'un adamı duymadın mı sen? Babanın arkadaşının kızı. Senin yüzünden diyorsun ama berâber yürüyelim diye üsteleyen sendin, bende senin yüzünden bileğimi kırdım . "" Ne istiyorsun bay aptal? Borcunu ödeyeceğim. "
" Dedim ya senin bana borcun yok benimde sana borcum yok. Yemeğini ye hadi, özlemişsindir annemin yemeklerini. "

" Sana gıcık oldum mümkünse etrafımda fazla dolanma sinirimi bozuyorsun. "
" Gayet mükemmel biriyim, sinir olacak birşeyim yok. Merak etme seni asla rahatsız etmeyeceğim, rahatsız olacağın hiç birşey yapmayacağım. En azından gıcık olduğun biri değilde bir arkadaşın olmayı isterim. "

" Sana neden güveneyim? "" Senin güvenini kırarsam benden uzaklaşırsın. Benden uzak durmanı istemediğimden hareketlerime dikkat edeceğime söz veriyorum, söz Jung Hoseok sözü . "

" Ters bir hareketini görürsem seni maffederim. " " Anlaştık, bu arada yüzüğün bende endişen olmasın istediğin bir gün veririm . "
" İstemiyorum o zımbırtıyı. "

Sessizce yemeğini yedikten sonra izin isteyip odasına çıktı.
Yoongiyle sarılıp yattıkları yatağına dolu gözleriyle baktı.
" Burada ne işin var senin? "" Burası zaten bizim odamız Yoongi. Seni rahatsız etmemek için misafir odasına gittim ama kilitliydi mecbur geldim. Koltukta uyuyacağım zaten merak etme. Bana yorganla yastık verir misin şuradan? "
Yoongi uzanıp yorgan ve yastığı koltuğa atıp yatağına uzandı.
Hoseok dolaptan pijamalarını alırken Yoongi pür dikkat Hoseok'u izliyordu.
Üzerini değiştirmek istesede alçıdan dolayı zorlanması ağlama isteğini tetikliyordu.
Yoongi sıkıntıyla oflayıp Hoseok'u koltuğa oturttu.
" Bir an önce uymak istediğim için bir an önce bitsin diye yardım ediyorum sakin bir şey anlama. "
" Teşekkür ederim. "
Hızlıca üzerini değiştirip Hoseok'un yatağınıda açtıktan sonra ışıkları kapattı.

Karanlık odada sadece nefes alış veriş sesleri duyuluyordu. Hatta bazen Yoongiyi rahatsız etmemek için nefes almamaya bile çalışıyordu Hoseok.
Sırtını Yoongiye dönüp gözlerini kapatsada uyumuyor Yoongi'nin nefesini dinliyordu.

FOREVER WİTH YOU /SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin