Sizi bölümsüz bırakmayayım. Yorum yapmadan geçmeyin...
2.Eylül - Cumartesi
Güzel bir Eylül esintisi sarmıştı bütün şehir. Öyle güzel bir hava vardı ki dışarda o sıcakları aratmıyordu. Fındık neredeyse bitti bitecekti. Harman başlamıştı kimi yerde. Harman makineleri geçişiyordu devamlı.
Mete annesiyle babasıyla küçük bahçede fındık topluyordu. Keyfi yerindeydi. Pilli kaset çalarını ağaca asmış, bir radyo kanalında çalan oyun havasında durup durup oynuyor, Öznur ona fındık atıyordu.
"Oynama ula, topla. Rüyamda fındık görüyorum artık. Yeter."
"Bağırma kız!" diyerek o da ona fındık attı. Bitti bitecekti ama ağırdan alıyorlar, hiç acele etmiyorlardı.
"Amca bitsin artık." Ağlamaklı sesle söyledi bunu ve aynı şekilde karşılık aldı.
"Deme kizum öyle içli içli, beni de ağlatacasun" deyince kahkahalar koptu. Dursun Bey çok eğlenceli bir adamı.
"Abi!"
"Tamam tamam hadi bir avazda bitirelum. Yarın mangal yapacağum size."
"Huuuu!" Her fındık sonunda bu olurdu.
Murat geldi yine tin tin yürüyerek. Hatice de peşindeydi.
"Oğlum, niye kalktun?"
"Sıkıldım anne."
Hatice kocasının ocağına gitti hemen.
"Yine gelduk" dedi İbo. Hiç sevmiyordu fındık toplama işini. Hamza dedesi nereye giderse onunla giderdi.
"Sus ula, topla" dedi Hamza kardeşine.
"Bağa ne."
"Uy ha bunu birak halasina orada delursun."
"Gitmem. Anneanne sen beni sevmeyisun ha!"
"Lafa bak lafa."
Murat çalan telefonunun ekranında ki yabancı numaraya baktı bir süre. Onu yabancı numara aramaz, asker adam sonuçta.
"Efendim" dedi açarak.
"Murat ben Feride."
"Feride mi? Sen benim numaramı nerden buldun?"
"İpek'in telefonuna girdim."
"Bu suç değil mi?"
"Konumuz bu mu şimdi?"
"Tamam tamam. Sen ağlıyor musun Feride?"
"Ben bir bok yedim ya. İpek'i görüyor musun?"
"Şu an değil ama evet. Ne oldu?"
"Haberin var mı bilmiyorum ama ben Caner'in annesi yüzünden ona çıkıştım."
"Evet anlattı. Kadın apır sapır konuşmuş."
"Heh. İpek telefonlarımı açmadı, bende iyice sinirlendim. Beni kırmamak için telefonlarımı açmadığını unuttum. Çok ağır konuştum Murat. Beni engelledi ona ulaşamıyorum."
"Allah Allah ne zaman oldu bu?"
"Çarşamba günü."
"Oha. İpek o gün bize geldi, hiçbir şey söylemedi. Üstelik üzgün falan değildi o. Olsa sorardım çünkü."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
ChickLitİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...