Elimde battaniyeyle salona girdiğimde İnci, durmuş abimi izliyordu. Tebessüm ederek gidip abimin üstünü örttüm.
"Ne yapıyorsun boncuğum?"
"Bu kim?"
"Benim abim, istersen ona dayı diyebilirsin."
"Peki" deyip omuz silktikten sonra odanın yolunu tuttu. Işıkları kapatıp odama geçtim bende. Oturmuş beni bekliyordu. Üstümü değiştirdim hızla. Kafam çok rahattı o an. Abim gelmişti. Bu tehlikeli olabilirdi ama şu an değil.
Sarmaş dolaş olduk kızımla, heyecanımı fark etmişti. Başını geriye atarak yüzüme baktı.
"Mutlu musun?"
"Mutluyum."
"Bende mutluyum" deyip göğsüme yatırdı başını. Saçının üstünden öptüm sıkı sıkı. Rahat bir nefes verdim. Aile her şey demekti. Tek biri bile o kadar iyi geliyordu ki.
*
"İpek, kapıya bakim!"
"Bak kızım. Açabilecek misin?"
"Gel birlikte açalım" diyen abim elini uzattığında eteğinin uçlarını tutmuş kendini sağa sola döndürüyordu.
"İpek!"
"Evet canım, elini tutabilirsin. Benim abim, senin dayın korkma."
Ürkek haliyle uzattı küçük elini, tuttu abimin elini. Birlikte kapıya gittiler.
"Ağaç mı olsaydım?" dedi Duygu. Hep birlikte mutfağa geldiler. İnci hırkamın ucunu tuttu. Şimdi birlikte hazırlıyorduk kahvaltıyı. Duygu bir tabakta börek getirmişti.
"Sen mi yaptın sabah sabah?"
"Ezanla birlikte kalktım yaptım ne var?"
"Hiçbir şey yok."
Onun namaz kıldığını biliyordum. Masayı hazırlarken abim İnci'yi ikna edip yanına oturtmaya çalışıyordu ama bu mümkün değildi. Sesten huzursuz oldu o. Sadece benim sesim yoktu. Birden fazla insan da sorun değildi onun. Her kafadan bir ses çıkıyor, eh gürültü çıkarıyorduk bir yandan. Alışana eteğimi tutar, sonra oyun oynamak için beni bırakırdı.
"Ya çiçeğim sen otursana." Arkama saklandı. "Kötü bir şey demedim ama."
"İpek!" dedi arkamdan.
"O da benim arkadaşım. Çok tatlıdır Duygu."
Gerçekten öyle midir acaba? Bilmiyorum ama çocuğumu da avutmam gerek.
"Hem onun bir sürü bebeği var. Çocukları çok sever. Teyze diyebilirsin ona."
Başını yanımda uzatıp Duygu'ya baktı.
"Bana da bebek alır mısın?"
"Alırım, valla alırım. Gel sarılalım birazcık."
Başımı salladım bana bakan gözlerine. Çekinerek gidip kollarının arasına girdi. Duygu onu sevip sararken gözleri bendeydi. Canım benim.
"Allah korusun seni güzelim benim."
Gözlerim Yunus abime gittiğinde kaş altında tebessüm ederek Duygu'ya baktığını gördüm. Duygu çok güzel bir kızdı, elbette birilerinin dikkatini çekerdi de onun abim olması beni acayip şaşırttı. Çapkındır, kafam dağılsın der ama asla inciteceğini bildiği birine yaklaşmaz. Böyle bakmaz bile hele durun.
"Hadi bakalım."
"Saçların da çok güzel maşallah. Seni böyle İpek mi giydirdi heh?"
İnci eteğini tutarak etrafında döndü. Beyaz badi, kot etek, kilotlu çorap giydirdim. Ayağında pandufları, saçında benim renkli bandanalarımdan vardı. Mavi gözlü, cici bici bir kızdı İnci, azıcık süsleyince daha da güzel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
ChickLitİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...