Daha fazla kaçmak isterdim ama sanırım yoruldum. Onun yanında çok fazla hissediyordum bunu. Belki de nazımı çekecek birini bulduğum için çok kolay düşüyordum güçten. Oysa ona kadar hiçbir şey yıkamazdı beni, asla minnet etmezdim kimseye. Murat öyle değildi, o vardı. Hiç konuşmasa da varım diyordu bakışlarıyla.
Bana artık yalnız değilsin diyen ilk insandı o. Nasıl unutabilirdim onu.
"Beni hiç unutmadın" dediğinde tepkisiz kaldım. Yine de buz gibi bir gerçek vardı ki ben onunla olamazdım.
"Kolayına geldi çünkü. Benim asker olduğumu o barda öğrenseydin, benimle asla çıkmazdın."
Çıkmazdım, hatta insan üstü bir hızla kaçar giderdim oradan ama öyle olmadı. O gece en başta sormam gereken soruyu soramadım, unuttum işte. O gece yaşandı.
"Nasıl vicdan azabı çektiğimden haberin var mı senin? Kaç gün seni aradım orada, senin haberin var mı? Benim yüzümden oldu diye ne kadar üzüldüm biliyor musun İpek? Basiretim bağlandı sanki telaşını anlayamadım, o hastaneden neden kaçtığına anlam veremedim. Ben seni o halde yalnız bıraktım, sende o hastaneden çıkıp gittin diye deliye döndüm. Başına bir şey gelirdi, kaybolurdun, ölürdün ya! Hafızanı kaybettin ya hani! Sen kendini kurtarma telaşına düşüp, bütün gece sana çiçek gibi davranan beni ne duruma düşürdüğün umurunda olmadı. "
O böyle söyleyince bunları düşünebileceğini düşünmedim evet. Alt tarafı bir geceydi ve unutur demiştim. Tanıştığımız yerden buraya uzanan öyle çokta uzun olmayan bir hikayeydi bu. Hissi muhteşemdi ve hâlâ yerini koruyordu.
" Ama tamam senin istediğin gibi olsun. Ben askerim, üstelik şahadet bekliyorum."
Başımı yana çevirip göz temasını kestim. Ondan askerliği bırakmasını istemem asla, bu benim de isteyeceğim bir şey değil. Ben sadece kendimi koruyabilirim. Cansız bir sesle konuşmaya başladım.
"Seni görmeye devam etsem, yaşayacağım acı hayal edilemez olurdu. Tırnak ucuyla tutunuyorum bu dünyaya. Sana söyledim, yalnız öleceğim dedim."
"Kendine yaptığın haksızlığın umarım farkındasındır."
"Kendi doğrularım olmasaydı bugün burada olmazdım. Ben o geceden bildiğin aynı kızım, hiçbir şey değişmedi hayatımda. Hâlâ aynı şeyleri düşünüyor, aynı şeyleri savunuyorum. Gerçekten asker olduğunu bilseydim, seninle oradan asla çıkmazdım. Yine de öylesine bir geceydi, hiçbir anlamı yoktu"derken sesimin yankısı kulaklarımı delip geçti.
Gözlerimden, ciğerlerime kadar ağrı sardı içimi. Zehirli sarmaşıklarım biraz daha boy verirken başım ağrımaya başladı. Sanırım hasta olacağım.
"Benim için öylesine değildi ama sen ne istiyorsan öyle olsun tabi."
Benden daha yaralı tişörtü alıp giderken Darhan abi geçti yanımdan. Onun peşinden gidecek abisi vardı. Benim Feride'm bile yok. Canıma batan çok fazlası vardı. Ben çok eksiğim olmasına rağmen gittim onu sevdim.
Yerime oturduğumda sıkışan göğsüm yüzünden dolan gözlerimi kimseye değdirmeden işimi yaparken niyetim bir an önce bitmesiydi.
Belli bir zaman sonra geri geldi Murat ve Darhan abi. Artık hiç kimse konuşmuyordu. Hızlı hızlı kutuladık hepsini. Çöpleri topladı Öznur'la Mete.
" Bu evde televizyon yok oğlum" dedi Darhan abi ancak fark ederek.
"Günaydın abi" dedi Murat.
"İpek. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
Literatura Femininaİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...