47. Aklında Ki

204 43 37
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum canlarım... Arada bölüm atmaya, yorum okumaya giriyorum...







Karalar evinde bayram hazırlığı vardı. Baklava açılıyordu. Kadınlar yer sofraları üstünde yufkaları açıyordu. İpek hazır tepsileri fırına sürüyordu. Murat gelmiş, kadınların arasında geçmiş, karısına ulaşmıştı. Yüzünü tutarak yanağını öperken İpek fırının kapağını kapatıyordu. Poposuna bir oklava yedi Murat.

"Ula, eyleme kızı" dedi Gönül.

"Sana ne benim karım" deyince bir oklava daha yedi. İpek dönerek kocasının beline sarıldı.

"Kocam benim, kocam. Hoş geldin."

"Hoş buldum. Sen ne yapıyorsun ben sana hazırlan dedim."

"Benle işin yok ki senin. Sen git arkadaşlarınla otur."

"Ben seninle gitmek istiyorum."

"Ben hazırlık yapıyorum ama. Hem Darhan abimle çıkacakmışız işimiz bitince. Alışverişine yardım edeceğim. "

"Bu akşamı mı bulmuş?"

"Öyle olmuş."

"İyi gitmiyorum bende."

"Saçmalama aşkım ya. Sen dedin yıllar sonra toplanalım dediler diye."

Dursun - "Kimler?" diye sordu.

"Lise buluşması dedi Yavuz."

Afife Hanım - "Kimler olacak orada?"

"Bilmiyorum anne."

"Sen gitme otur evde" dedi Afife Hanım.

İpek - "Ay anne olur mu öyle şey? Sen bana bakma aşkım, belki uğrarım hem."

"Uğrar mısın cidden? Öyleyse gideceğim bak."

"Haber veririm."

"Tamam madem. Ben hazırlanıyorum" diyerek çıkarken Afife Hanım ve masada oturan Dursun Bey bakıştı. Çok sıkıldılar o an.

^^

"Ben ondan başkasını sevemem baba."

"Saçmalama! Kaç yaşındasın daha? Hayatın başındasın, on yedi yaşındasın. Ondan sonra yine seveceksin, seversin. Sana kıymet veren birini bulacaksın Murat. Bugün canın çok yanıyor biliyorum ama geçecek. Tamam unutmayacaksın ama bu onu sevmeye devam edeceksin demek olmayacak. Sen sana yalan söyleyen, kandıran birini sevmek istiyor musun gerçekten? "

^^

Murat hazırlanmıştı. Yüzüğünü şu anda parmağında olmaması büyük şanssızlıktı. Kırılacak zamanı buldu. Tamam kolay kolay kırılmadı elbette ama kırılmasına gerek yoktu. İki fıs parfüm sıktı. Saatini koluna takıp telefonunu ve anahtarını alarak odadan çıktı. Babasıyla karşılaştı üst katın salonunda.

"Baba!"

"İçim bir huzursuz oldu benim."

"Öyle mi baba? Rahatsız olacaksan gitmeyeyim gerçekten."

"O burada değil mi?" diye sorduğunda burnundan bir soluk vererek başını salladı Murat. "İpek'e ondan bahsettin mi oğlum?"

"O kadar önemli değil."

"Bunca yıllık yaşamımda öğrendiğim bir şey varsa eğer, o da karından küçücük de olsa hiçbir şey saklamaman gerektiğidir. Kadın hava durumu gibidir. Fırtınanın nerden kopacağı hiç belli olmaz."

"Tamam baba, anlatırım."

İpek uyuyakalan Nuray'ın üstünü örttü. Bu sırada aşağıya indi Murat.

YÜREĞİNE MESKEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin