Çocukları okula gönderen ve benim gibi keyif çatan güzel anneler günaydın :) :)
Herkese günaydın. Gününüz mutlu ve huzurlu geçsin...
Akşam Hopa'ya çıktık hep beraber. Feride ilk defa Karadeniz'e gelmişti benim gibi ve o da bayıldı. Murat'ın evine gelmiştik direkt. Eve girince onları yemek masasında bulduk.
"Uy hoş geldunuz" dedi Afife Hanım. Hatice ablayla sarıldık.
"Güzelum, hoş geldun."
"Hoş buldum, merhabalar, nasılsınız?"
Murat kayboldu. Zannediyorum duşa girecek. Kaç saattir zımpara yapıyor, toz oldu haliyle.
"Oturun oturun" dedi Dursun amca. Oturduk. Feride'yi tanıştırdım herkesle. Düğüne gidecektik birazdan. Herkes hazır gibiydi aslında ama yemeden olmaz.
Duygu geldi. O kapalı bir kızdı. Mor elbisesi ve şalıyla oldukça güzel görünüyordu.
"İyi akşamlar" diyerek masanın yanında durdu. Elinde li saklama kabını açıyordu. "Annem yaprak sarması gönderdi" deyip bir de kabı ortaya koyunca midem ağzıma geldi süratle. Feride telaşa kapılıp bir eliyle gözlerimi kapayıp, diğer eliyle burnumu sıktı.
"Kaldırır mısınız şunu şuradan" dedi kızarak. "İpek!" Elimi olumsuz anlamda salladım. "Çıkalım kalk."
"Kizum ne oldi?" dedi Afife Hanım.
"İpek, sarmadu ya."
Sadece sarma değildi. Biz neredeyse evden kaçarak çıktık. Kendimi tutuyordum ama midem bulandı bir kere. Öznur su getirdiğinde gözlerim dolu doluydu.
"Ne oldu ya?"
"İpek'in annesinin son yemeği yaprak sarmaymış. Dolapta kurtlanmış bir gecede. Ondan beri böyleymiş İpek" dedi Feride. Tam olarak böyleydi. Annem ve babamsız ilk gecemde annemin tek yemeği dolaptaydı. Evin elektriği kesilmiş, dolapta ki her şey bozulmuştu.
Gecenin bir yarısı dolaptan tencereyi alıp kapağını açtım ve ondan sonra annemin son yemeğini yiyemediğim için saatlerce kustum. Sonra da böyle kaldım. Ne zaman görsem, kokusunu duysam böyle oluyordum.
"Ah kıyamam Bilemezdi canım ya. Burada hep yapılır bu."
"Önemli değil ya."
"Suyun içine limon sıkabilir misin Öznur?"
"Tabi tabi. Hemen getiriyorum."
Derin nefesler alarak midemi sakinleştirmeye çalışıyordum. Feride iyi ki yanımdaydı, tamda şu anda. Başımı göğsüne koydum. Herkesin sığınacak bir limanı vardı, olmayanlar da bulacaktır mutlaka. İnsanın insana daima ihtiyacı vardır. Hele de böyle anaç bir insana.
^^
Duştan çıkıp hazırlanmıştı Murat. Üst katın salonunda Mete'ye bakınırken pencerenden evin önünü gördü. İpek ve Feride oradaydı. Öznur su götürüyordu. Saatini takarak merdivenlere gidip aşağıya indi. Mutfağa geçtiğinde herkesi masada ama hiçbir şey yemiyorken gördü.
"Nerden bilecektim?" diyordu Duygu.
"Ne oldu?" Mete masadaydı neyse ki.
"İpek'in midesi bulandı oğlum bir şey yok" dedi Gönül.
"Neyden?" derken Öznur camdan bardağı annesine verdi.
"Anne biz yürüyerek gidiyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
ChickLitİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...