7. Garip

996 149 91
                                    

Yorumlarınızı bekliyorum canlarım...




Çok uzun bir geceydi o gece. Kimse uyumuyordu. Güçlükle iki kaşık çorba, bir iki yudum suyla on dakika kolluyorduk. Evde amansız bir sessizlik vardı. Gece serini çökerken tek cam açık kalana dek kapattık. Oda yeteri kadar serin olunca vantilatörü kapattık.

Yeniden terlemesin diye incecik giydirip incecik örttük üstünü. Neyse ki arada geçen bir saatle titremesi geçti. Oturduğum yerde gözlerim dalıyordu. O kadar çok duygu geçti ki içimden zaten yorgun olan ben, daha fazla yoruldum.

"Kızım" dedi Gönül abla. "Sen yat biz bakarız."

"Yok yok uyumuyorum" diyerek kalkıp cama gittim. Temiz havayı soluyarak uykum açılsın diye uğraştım.

"Gel güzelim beş dakika yürüyelim. Annem bakar."

"Çikun yavrum çikun. Hava alun."

Kısa bir an endişelendim ama bir sigara içsem iyi olurdu. Başımı salladım. Çantamı alıp Hatice ablanın peşinden çıktım odadan.

Aşağıya inip kapıya çıktık. Bahçe masasına gidip birer sigara yaktık. Bu saatte bizi anca o anlar çünkü.

" Kötü oldun sen. "

"Benim ailemi seyir halinde vurdular Hatice abla. Babam oracıkta can vermiş. Annem ameliyat sırasında. İnsanın zoruna gidiyor. Onlar vatan için savaşıyor. Bizim vatanımız için ama birileri çıkıyor, bizim vatanımıza göz koyuyor hadsizce. Şehitler ölmez diyoruz da geriye kalan analar, babalar, bacılar ve çocuklar bunu hiç atlatamıyor. İnsan namerdin kurşunuyla yaşamını yitirince, ardında kalanın yüreği buz tutuyor... "

Sonra yine sessizlik. Buz gibi, çıp gibi sessizlik. Üstüne söylenecek hiçbir şey kalmıyor bazı sözlerin. Hiç unutmam nerde yapayalnız kaldığımı. Hiç silinmez hatrımdan nasıl çaresiz hissettiğim.

" Çok küçüktüm Hatice abla, o kadar küçüktüm ki... "

Elimi tuttu. Hiçbir söz teselli olmazdı. O bunu biliyor, boş sözler etmiyordu.

"Kavuşmak mahşere kaldı güzelim. Bu hasreti Allah görüyor. Bir gün kavuşacaksın onlara inan."

Bu iyiydi işte. Duymak istediğim buydu ve onu da sadece Hatice abla söyledi.

"Canına kıyamıyor ya insan, günah."

"Çok günah canım. Varsa onları görme ihtimalin, o da kalmıyor işte. Sen yaşa, bir gün hepimiz öleceğiz. Acele etme. Ölüm kötü bir şey değil, sadece buruk bir hissi var."

"Değil mi ama. Hiç geçmiyor."

"Geçmesin canım. Onlar ailen, unutmak olur iş mi? Özlemle, duayla yaşasınlar içinde. Hiçbir acı sonsuza kadar sürmez, bir gün dinecek. Senin kader yolunda onlar yanında olmayacakmış demek ki. Allah sana sabrını veriyor."

Tebessüm ettim. Sabrı olmasa çekilecek dert değildi bu acı, bu ayrılık sancısı, bu çileli ömür.

Biraz sonra eve girdik.

" Afife teyze sen biraz uyu. "

" Uyuyamam evladum uyuyamam. "

" Ama güçten düşersin. Gündüz kim bakacak ona? Nöbetleşe yapalım bekleme işini. Herkes uykusuz kalırsa gündüz dökülürüz. Onun size gündüz de ihtiyacı var."

"Doğru diyi ana. Sen yat birkaç saat. Biz bekleruz."

"Hatice, bir şey olursa hemen kaldur beni emi?"

"Kaldururum anam. Hadi dinlen biraz. Günlerdir uyumadun zaten."

Kadın yorgunca kalkıp giderken Gönül ablayı da gönderdim. Herkes bir yere kıvrılıp biraz uyurken ben başından ayrılmadım. Hatice abla yanında, ben koltuktaydım. On dakika da bir su veriyor, biraz da yedirmeye uğraşıyorduk.

YÜREĞİNE MESKEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin