13. Eksik Parça

969 142 48
                                    

Merhaba güzellerim. Yorumlarınızı bekliyorum.











4.Eylül - Pazartesi

Acil servise geçtiğim gibi başka yere aktarıldım. Yataklı hastaların servisine çıktım altı saat önce. Çoğunlukla ameliyat olmuş hastalar vardı. Saat başında yine hepsini kontrol edip masaya geçtim. Biraz sonra takılacak olan serumlara baktım. Liste önümdeydi.

Murat dedi çalan telefonum. İçim cız etti o anda. Elime aldığımda açıp açmamak konusunda kararsız kaldım bir süre. Yönettiğim mantığım bana açma dese de sanırım kontrolden çıkan kalbime yenildim.

"Efendim."

"Nerdesin şu an?"

"Yatak servisindeyim."

"Kaçıncı kat?"

"Niye buradasın komutanım?"

"Sana yemek getirdim."

"Bir kat çıkıp sağdan devam et... Niye yaptın bunu?"

"Annem dedi. Fındığı topladılar gittiler, aklım kaldı yemek bile yemediler dedi. Bende nöbetin olduğunu söylemiştim."

Koridorun ortasında onu bekliyordum. Biraz sonra gördüm onu. Epey toparlanmıştı, yürüyüşünden bile anlaşılıyordu. Telefonu kapattığımda tam karşımdaydı.

" Teşekkür ederim. "

" Rica ederim. Niye buradasın sen? "

" Bu gece açık varmış. Ben yeniyim, bir süre oradan oraya dolaştırılırım. Otursana biraz."

Dikdörtgen masanın içine girip birer sandalyeye oturduk.

"Sen nasılsın?" dedim kabı masaya bırakıp ona dönerken. Tişörtünü kaldırıp yarasına baktım.

"İyiyim ya. Kaburgam hâlâ biraz acıyor sadece o kadar."

"Olur o kadar. Yaran ağrı sızı yapıyor mu?"

"Pek değil."

Yaranın çevresine hafif baskı uyguladım.

"Ailemi kaybettiğimde yanımda teyzem vardı. Babamın şehir dışına gitmesi gerekti, annem de yanımda teyzem var diye onunla gitmek istedi. Hatta bana sordu gidebilir miyim diye. Zaten ikinci çocuk istiyorlardı, bende çok heyecanlıydım bunun için. Kardeşim olacaktı var mı ötesi? "

Elimi çekip tişörtü indirdim. Gözlerine baktığımda yine ona yaklaşınca çok fazla derin şeylerden konuştuğumu fark ettim. Bunu kasıtlı yapmıyordum oysa. Sözler dudaklarımın arasından kendiliğinden dökülüyordu. O da öyle güzel dinliyordu ki.

" Annem hamile kalamadı. Çıktıkları o yolculuk da benden ayırdı onları. Keza beni de onlardan."

Başını omuzuna doğru eğdiğinde gözlerim dolmaya çalışıyordu.

"Aman bende kafanı şişiriyorum böyle. Bir sus desene" diyerek masaya döndüm. Masayı tutarak sandalyemle çektim kendimi.

"Kafam şişmiyor hemşire. Sen sürekli konuşsan da ben seni dinlerim."

Tebessüm ettim kısaca yüzüne bakarak. Neden böyle oluyordu? Oysa hayatımda olmasını istemediğimi sanıyordum.

"Sağ ol."

"İnsan zaten olana adamalıydı kendini mi diyeceksin?" dedi. Başımı çevirip yüzüne baktım. "Annem ve babam dört çocuk planı yapmamış, biz olmuşuz peş peşe. Ablam, bir sene sonra abim, on bir ay sonra da ben. Aramızda pek boşluk yok o yüzden. Mete çok geç geldi sadece."

YÜREĞİNE MESKEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin