Yorumlarınızı yerim sizin ben. İyi ki varsınız.
Ben fındık işine başlarım yakında. O yüzden yazdığımı atacağım. Ara vereceğim çünkü fındıkta...
"İpeeek" diyerek seslendi Duygu. Bayramın birinci günüydü bugün. Kahvaltı ediyordu herkes. Kurbanlar kesiliyordu her yerde. Eve girip mutfağa gitti. "İpek nerde?" dedi Murat'ı görünce. İnsanların heyecansız oluşunu görünce omuzlarını indirdi. "Ne oldu ya?"
"İpek yok canım" dedi Gönül. "Bursa'ya gitti."
"Yalnız mı gitti? Ne zaman gitti?"
"Soru sorma Duygu" dedi Murat. Asabiyetini fark etti.
"Ne yaptın ula?"
"Sana ne ya?" diyerek masadan kalktı. Evin önüne yanaştı bir taksi. İnsanlar cama döndü. İpek, Feride ve Yunus gelmişti.
"Yengem geldi" diyerek kalktı Mete, peşi sıra Öznur. Henüz saat çok erkendi. Murat gidecek olduğunda,
"Otur" dedi Dursun Bey.
"Ama baba."
"Otur dedim Murat."
"Benimle kimse bayramlaşamaz ya" diyerek mutfağa girdi İpek. "Önce babamın elini öpeceğim."
"Uy güzelum." Dursun Bey'in elini öptü. "Bayramun mübarek olsun."
"Senin de baba." Bayram harçlığı uzattı Dursun Bey. "İbo'ya verirsen daha iyi olur" diyerek Afife Hanım'ın elini öptü. Almadı bayram harçlığını, çünkü gideceğini biliyordu bu aileden. Sonra bütün aileyle bayramlaştı ama Murat'la göz göze gelince bir duraksama oldu. Birbirlerinden bir şey beklediler ama olmadı.
Tam iki gündür patlamaya hazır bir bomba gibiydi Murat. Hiç uykusuz, tek lokma yemeden İpek'i bekledi. Basıp gitme dürtüsünün önünde duran Darhan oldu. Kaybetme korkusundan gözü dönecek gibiydi. Hiç iyi değildi.
Feride ve Yunus da bayramlaştı.
"Ben bir üstümü değiştireceğim."
"Nerden kaldın kızım sen?" diye sordu Gönül.
"Otobüs bozuldu gece yolda. Üç dört saat bekledik, aktarma yaptılar ancak geldik. Bilerek olmadı valla."
İpek yukarıya çıktığında Feride ve Yunus Murat'a bakıyordu. Kızgın bakışlardı onlar.
"Ben kurbanın başına gidiyorum" diyerek sıyrıldı oradan. Kurban başına gidenler olunca evde hanımlar kaldı. Henüz gelen giden olmayacaktı. Ev derli toplu dururken İpek aşağıya inmediği için Hatice çıktı odaya. İpek yatağın üstünde uyumuş kalmıştı.
Eline bir pike alıp üstüne serdi. İpek gözlerini araladı bununla birlikte. Başını çevirince gördüğü yüzle toparlandı.
"Uyu canım, ben öyle sana bakmaya geldim."
"Dengesiz uyudum sersem gibiyim."
İpek başlığa yaslanınca Hatice yanına oturdu.
"Sen iyi misin canım?"
Bir hayli ağlamaklıydı. Kendini zorda hissediyordu. Murat'ı yine çok özlüyordu.
"Gurursuz olası geliyor insanın böyle zamanlarda." Yüzüne süzülen yaşı sildi. "Zaten hiç giremediğim o savaşı kaybetmiş gibiyim."
"Bu bir savaş değil İpek, sende kaybeden değilsin. Bak canım" dedi elini tutarak. "Benim kardeşim öküzlük etmiş ama bu önemli değil. Yolları ayırmak konusunda emin misin İpek? Acele karar vermiyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
Literatura Femininaİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...