35. Evim

746 119 36
                                    




5 saat sonra...



"Gittiler!"

Dünyası başına yıkıldı bir daha. Mesajı aldığı andan itibaren yoldaydı. Yüreğini avuçlarının arasına almıştı gelirken. Sokağın ortasında sanki onu görebilecekmiş gibi aradı gözleri.

"Nereye?" diye sordu dolu gözleri sokağa bakarken.

"Bilmiyorum. Birden çıkıp gittiler."

"Yaşıyor öyle mi?"

"Yaşıyor."

Acı dolu bir nefes çekti ciğerlerine. Bir yerden bir yere gelmek ne kadar zaman alıyorsa, kaçırmak o kadar etmiyordu.

"Bir kerecik görseydim."

"Çok istedim inan ama olmadı Murat. Özür dilerim."

Başını iki yana salladı. Düğüm düğüm oldu boğazı. Güçsüz bedenini banka oturttu. Kollarını dizlerine yasladığında ellerini gibi düştü başı önüne.

Duygu yanına oturduğunda boş boş bakıyordu. Denk gelmedi işte.

" Peşinde mafya varmış. Bizim bilmemiz bile tehlikeliymiş. Yine de sen bil istedim, bir yolunu bulursunuz sandım. Sizi korumak için kaçıyor Murat. Anlayamam sandım ama anladım."

Başını salladı ağır ağır. Hâlâ rahat bir nefes alabilmiş değildi.

"Sen onu gördün, onunla konuştun."

"Evet."

"İyi miydi?"

"İyi."

"Bir ihtiyacı var mıydı sorsaydın. Savruktur biraz, hesapsız hareket ederken parasız kalıyor."

"Yanında abisi var, o halleder."

"Tünel tünel açsam yine kapı duvar" diyerek ayağa kalktı. "Sen benim olmazım mısın? "




8.Şubat - Pazartesi

Küçüldü pencereler, alan daraldı. Şimdi ben ölmemek için kaçıyorum, çünkü göğsümde küçük bir kız çocuğu yaşatıyorum. Onun için hayatta kalmak zorunda olduğumu biliyorum.

Hırkamı kızımın üstüne örtüp ayağa kalktım. Nereye gideceğimizi bilmiyordum, tek bildiğim artık duramayacağımızdı. Bir tren penceresinden bakıyordum, yol alıp başını giderken sevdiklerimden biraz daha uzaklaşıyordum.

Abimden olduğu gibi...

Nereye kadar gider böyle bilmiyordum. Anne ve babam gibi bir gün bende yolun sonuna geleceğimi biliyordum. Bir karar almak zamanı artık. Kaçarak yaşanmaz çünkü.

Telefonumdan hiç istemediğim bir numarayı buldum. Onu aramak bana ne yapar bilmiyorum ama arayacaktım. Arama tuşuna basıp telefonunu kulağıma koydum.

"Efendim" dedi tok bir ses. Gözlerim dolu dolu oldu. Sesi babamın sesine benziyordu. "Alo. Kimsiniz?"

"Amca..." derin ve sıkı bir nefes aldım. "Benim İpek. Yardımına ihtiyacım var."

"Nerdesin?"

*

Sabah İstanbul'un en tehlikeli sokaklarından birine girdim. İnci kucağımda uyumaya devam ediyordu. Sağdan soldan adamlar çıkmaya başladı. Ürkütücü insanların arasından yürürken İnci'nin uyumaya devam etmesi için dua ediyordum.

YÜREĞİNE MESKEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin