Ay günler sonra bölüm attım. Yorum yapın da kendimi iyi hissedeyim...
Düğün birkaç saat sonra after partiye döndüğünde hâlâ oynamaktan nasibini almayanlar piste kuduruyordu. Canlı müzik olunca isteyen çıkıp şarkı söylüyordu. Feride vardı epeydir sahnede. Rakkas söylüyordu artık. İpek yorulmuş oturuyordu zimmetli abileriyle. Gır gır şamata almış başını giderken Uzay'ın şebekliği onları kahkahalara boğarken Gönül, İpek'in ağzına bir şeyler tıkıştırıyordu. Kabarık gelinliğiyle yakınına yaklaşmak çok da mümkün değildi.
"İpek" dedi Tolga."Tatlım gidiyorum." Elini tutarak ayağa kalktı. "Size mutluluklar diliyorum."
"Çok teşekkür ederim, iyi ki geldin."
"Artık daha çok görüşürüz diye umuyorum."
"Tabi ki."
" Allah mesut etsin canım, kendine iyi bak."
"Sende."
Feride sahneden inip sevgilisini yolcu etmek için onunla birlikte çıktı. Bu sırada Yunus bir kenarda mesaj yazıyordu ortada kızlarla oynayan Duygu'ya. İpek eteğini tutarak yanına gitti.
"Abiciğim." Telefonu kilitleyip cebine koydu.
"Güzelim."
"Oynayalım mı son son?"
"Tabi ki." Elini tutarak ortaya gittiler. Kızlar çember olup kenarlara açıldığında abi kardeş karşılıklı oynamaya başladı. Sigarası biten Murat gelip çembere girdi. Feride koşa koşa gelip ortaya geçtiğinde İpek ömrünü paylaştığı bu iki insanla döne döne oynuyordu. Birazdan gözyaşları sel olacaktı ama bu şu an kimin umurunda?
Zimmetli abileri çemberin içinde ayrı çember olup çöküp kırılasıya alkış tutup ıslık çalıyordu. Turan general girdi halkaya. Kızıyla karşılıklı oynarken duygusal anlar başlamıştı. Feride gözünden düşen yaşları saklayıp silerken İpek bal, bal rengi gözleri dolu dolu gülümserken anılar geçiyordu gözlerinin önünden.
Murat boynuna astığı davulla ortaya geçtiğinde gelininin etrafında davul çalarak dönmeye başladı. Kınalar yansın gelin damat oyunu çalarken gelin tarafı ve damat tarafı ikiye ayrıldı.
"Damat tarafı bir ses gelsin" dedi şarkı. Damat tarafı bağırdı son ses. Hemen ardından,
"Gelin tarafı bir ses gelsin" dedi şarkı. Zaten zimmetliler yıktı ortalığı. Asla altta kalmazlar.
O güzel dakikalar da sona erdi. Düğün artık bitmişti. Vedalaşma zamanıydı.
İpek, Yunus'la sarıldığı an daha fazla tutamadı kendini. Yunus hayatının en güzel günlerini geçirmişti yanında. Şimdi gidiyordu ama biliyordu ki İpek iyi. Feride peçeteyle geldiğinde o sarılamadan nasibini aldı. Onu aralarına aldıklarında en çok Feride ağlıyordu. Kız kardeşler hep çok ağlardı. Onların vedası kısa olamazdı zaten.
Emir fotoğraf çekmeye devam ediyordu. Artık makyaj akmış, yorgunluktan insanların canı çıkmıştı ama öyle güzel, öyle kalabalık bir düğün olmuştu ki, uzun bir süre bu düğün konuşulacaktı.
Yunus'u kapıya kadar çıkardılar.
"Kendinize iyi bakın millet. Yolcu yolunda gerek."
Duygu arkalarda duruyordu ve gidişine sadece seyirci oluyordu. Boğazına daha önce eşine benzerine rastlamadığı bir yumru oturmuştu. Arkadaşının sürdüğü arabaya binip camı açtı Yunus.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞİNE MESKEN
ChickLitİpek yetim ve öksüz bir asker kızıdır. Ailesinin kaybı onda büyük bir travma yaratır. Bir gece kız arkadaşıyla dışarıya çıktığında genç ve yakışıklı bir adamla tanışır. Bütün geceyi onunla geçirir ve sabahında onun asker olduğunu öğrenir. Ondan kork...