Circus | Minchan

CC | 4

"Sevgilisi miymiş?"
Hayretle Hyunjin'in yanıt vermesini bekliyordum. Sevgili olsalar bile anlamama gibi bir olasılığım olmazdı benim. Teyit etmek için kaçıncı kez sorduğumu saymadığım soruyu yineledim: "Sevgilisi miymiş?"

"Bilmiyorum!" Oflayarak önden ilerlediğinde titrek sesi her şeyi ele veriyordu. Ona yetişemeyeceğimi anladığımda yavaşlayıp gidişini izlemeye başladım. Yalnız bıraksam daha iyi olacaktı. "Lavaboya gidiyorum jinnie!"

Gelmeyen cevapla birlikte hemen sağ tarafımdaki erkekler tuvaletine girip kapıyı kapattım. Aynanın karşısına geçmiş, çökmüş göz altlarıma bakarken aniden açılan kapı yerimden sıçratmıştı . Korkumu belli etmemeye çalışıp su dolu avuçlarımla yüzümü yıkamaya giriştim.
"Rehber hocası seni arıyordu neredesin kaç saattir?" Umursamayarak ıslak yüzümü silmek için sensörlü alete elimi uzatmıştım. Birkaç kez yaklaştırıp çeksem de alet algılamamıştı bir türlü. "Sikerler peçetesini." Giydiğim beyaz tişörtü avuçlarıma alıp havlu niyetiyle yüzümü sildikten sonra aynada beni izleyen Seungmin'e döndüm. "Başıma bekçi mi kesildin sen?"

"Hoca da öyle diyordu zaten." Göz devirdim sinirle. "Anladık. Geleceğim. Çıksana artık şuradan."

"Gözümü senden ayırmamam karşılığında para teklif etti hoca." Şaşırmak istesem de beklediğim bir şey olduğundan boş vermeyi seçmiştim.

"2 katını vereyim, siktir ol git lütfen."

"Olur." Omuz silkmişti. "Sana çok meraklı olduğum söylenemez zaten."

Sinir bozukluğuyla gülümsedim. Acaba bu yavru köpekçik gün boyu peşimde dolansa nasıl olurdu?

Aynaya yansıyan görüntüme bakıp saçlarımı düzeltmeye başladım. Yanımda tarak vb. bir şey de yoktu zaten. Acaba Chan yanında tarakla dolaşıyor muydu? Her zaman düzenli bir saçı vardı. Gerçi bana neydi ki ondan?

"Ee..." koluna taktığı saati parmağıyla işaret etti. "Zaman daralıyor, işim gücüm var benim."

"Peşimde dolan köpekçik, vermiyorum para falan."

Hayretle gözlerime bakarken bilmiş bir edayla vücudunu baştan aşağı süzdüm. "Biraz zayıfsın falan ama idare et artık, çok yormamaya çalışırım narin köpekçiğimi."

"Köpeğin seni ısırmadan yol alsan iyi olur. Hoca bekliyor Irino."
Sinirli tavrı beni memnun ederken kapıya doğru yürümeye başlamıştım çoktan. "Gidelim o halde."