CC | 5

201 18 6
                                    

"Şaka yapıyorsunuz?"
Kaşlarını kaldırıp ciddi bir ifadeyle bana bakan Eunwoo, namıdiğer Kafadan Çatlak; karşıma geçmiş beni, düşmanımla aynı odada kalmam için tehdit ediyordu.
"Neden şaka yapayım?"
Dikkatle bana bakarken ağzımı açmıştım ki lafım tekrar yarıda kesilmişti.
"Dedim ya Lee Minho; annen eti de kemiği de sizin olsun, dedi."
"Eti kemiği boş verin hocam!" derin bir nefes aldım. O lanet olasıyla aynı odada kalamazdım. "Ben size para vereyim, aynı odada kalıyorlarmış dersiniz."
Yüz ifadesi sinirli bir hal alınca konuşmayı kesip sessizce vereceği cevabı beklemeye başladım. "Öğretmene rüşvet mi?"
"N-ne münasebet hocam, ufak bir rica sadece..."
"Bu dediğini şimdilik görmezden geleceğim. Bayan Lee'nin duymasını istemiyorsan dediklerimi yapman yararına olur."
Kafamı huzursuzca yere eğip düşünmeye başladım. Bu adamı nasıl vazgeçirebilirdim amına koyayım?!
"Bir şey mi dedin Lee Know?" Sesli düşündüğümü fark edip umursamadan çıkışa doğru yöneldim. "Hiç..."

Kapı kolunu tutup indirmeden önce arkamı dönüp gidişimi izleyen rehberlikçiye baktım: "Anneme beni takip etmesi için Seungmin'e rüşvet verdiğinizi söylemeyi unutmam hocam, hatırlattığınız için sağolun."

"Lee Know!"

Kapıyı sertçe kapatıp sinir bozukluğuyla gülümsedim. Son noktayı koyan olmayı seviyordum.

İşin aslı şuydu: Annemle Bay Eunwoo yıllardan beri süregelen bir üniversite arkadaşlığına sahipti. Annem Bay Eunwoo'nun ne kadar güvenilir, terbiyeli, zeki biri olduğunu her övüşünde babam, kıskançlık krizine girse de ses etmemiş; zamanla da Bay Eunwoo'nun iyi biri olduğuna kanaat getirip beni bu okula yerleşmemde ikna etmişti. Bay Eunwoo bana göz kulak olacakmış, eh baya oluyordu rüşvet vererek...
Chanla aynı odada kalma meselesiyse şöyle gelişmişti:
Bizimkilerle Chan'ın ailesi aynı mahallede oturuyorduk. Annem Chan'ın notlarının yüksek olduğunu bildiği için onunla çalışmamı ve onun bana göz kulak olacağından emin olduğunu falan söylerdi hep. Tabii ki önemsemedim. Chan benim düşmanımdı. Bir kalbi var mı yok mu diye düşünmeden kenara attığı bir oyuncaktım onun gözünde. Ama annem  bunlardan habersiz, Chan'ın annesini aramış; Chan'ı aynı odada kalması için ikna etmiş ve benim en son Eunwoo sayesinde haberim olmuştu. Yani özetle Chan'ın gözü her an üstümde olmuş olacaktı.

Bu durumu tekrar gözden geçirmek üzere bir köşeye yazıp koridorda kollarını birleştirmiş gözleri kapalı Hyunjin'i gördüğüm gibi yanına ilerlemeye başladım. "Hwang iyi misin biraz daha?"
"Iyiyim." Kollarımı birleştirip onun gibi duvara yaslandım. "Pek öyle durmuyor."
"Tahminlerin doğru Lee Know." Gözlerim istemsizce açılırken kafasını yere eğmiş Hyunjin'in gözünden düşen damla, sabrımın son noktasıydı. "Ne haltların döndüğünü hemen anlatıyorsun!"
Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktığında gördüğüm kırmızılıklarla yakasını tutup duvara ittim. "Bu kadar mı zayıfsın sen lan?! Sırf aşık olduğunu kabul edemiyorsun diye mi zırlıyorsun? Korkak mısın oğlum sen?!"
Kafasını kaldırmadı, cevap vermedi, sessizce arkasını dönüp merdivenlerden inmeye başladı. Bu sefer peşini bırakmayacaktım. Hwang Hyunjin sakladığı gerçekleri bir bir açıklayacaktı ve bunu ben sağlayacaktım.
"Eğer tek bir adım bile atarsan her şeyi anlatırım." Durdu, döner sandım. Geri gelir ve bana bunu yapmamam gerektiğini söyler sandım. Beni şoka sokacak cümleyi söylediğinde etrafımızda bizi duyan birileri olması ortamı daha da kızıştırıyordu. Orada bulunan herkesin duyabileceği bir sesle konuştu, "Felix'e ona aşık olduğumu söylemezsen adam değilsin Lee Minho."

Arkasında, şaşkınlıkla onu izleyen sarışını görse belki de bu lafları asla etmezdi. Evet evet, korkardı muhtemelen.

<•••>

Circus | MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin