CC | 32

90 9 19
                                    

"Bu bağırış sesi nereden geliyor?" Hyunjin'in sorusuyla kafamı Felix'in kaldığı odaya çevirdim.

"Felix nerede?" dedi Chan Hyunjin'e bakıp.

"Hazırlanıp kapıda bekleyecekti."

"Bana bakın..." Felix'in kaldığı odayı işaret ediyordum. "Ses buradan geliyor sanki?"

Hyunjin hızla arkasını dönüp kapıya doğru ilerledi. Chan ve ben de onu takip etmiştik.

"Felix, orada mısın?"

Sesler bir anda kesilirken Felix'in bagirma sesini duymuştuk. Hyunjin kapıyı hışımla açtığında boyundan dolayı içeriyi göremiyordum.

"NOLUYOR LAN BURADA?!" Hyunjin içeri girdiğinde gözlerim Felix'in önündeki Jeongin'i buldu. Kollarını iki yana açmış, Felix'e siper etmişti kendini. Han ise Seungmin'in önünü tutmuş, çıkabilecek olası bir kavgayı önlemeye çalışıyordu. Hyunjin Felix'in yanına vardığında ellerini yüzüne yerleştirip alnını Felix'in alnına yaslamıştı. "Sakin ol canım, buradayım ben..."

Felix nefes nefese konuşmuştu."Manyak, üstüme yürüdü bıçakla..." Şok içinde Seungmin'e baktım. Elindeki bıçağı yere fırlatmıştı.

"KAFAYI MI YEDİN OROSPU ÇOCUĞU?!" Chan sinirle Seungmin'in yakasını tuttuğunda Han, araya girmişti. "Bırak, kendinde değil şu an! Bilerek yapmadı!"

"SİZ BENİ DELIRTMEK MI ISTIYORSUNUZ GERIZEKALILAR?!" Chan sinirle Han'ı ittiğinde kollarından tuttum düşmemesi için.

Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Han'la da en az Felix kadar yakınlardı önceden. Ta ki aralarında benimle ilgili olaylar dönene kadar...

Şimdi de Felix için ciddi anlamda sinirliydi Chan. Hyunjin bile tepki veremiyordu olanlara. Chan'ın sinirli hali, hepimizi şaşırtmıştı.

"Ben konuşurum onunla, sen sakinleş Chan. İyi görünmüyorsun." Hyunjin'in sesiyle birlikte gözlerini ona çevirdi. "Kardeşime bıçak çekti bu şerefsiz!"

Yumruğunu Seungmin'in suratına indirdiginde şok içinde Chan'a bakıyordum. Yatağın üstüne düşen Seungmin'in boğazına yapışmıştı şimdi de. Eskiden aşık olduğu, hatta onu depresyondan kurtaran çocuğa böyle mi davranacaktı?

Tamam, Felix'e bıçak çekmesini kabul edemezdik hiçbirimiz. Ama Chan, ciddi anlamda çıldırmış gibi davranıyordu.

Han'ın tuttuğum kollarını bırakıp Chan'a doğru ilerledim. Elini omzuna koyup bana bakması için sesimi olabildiğince yüksek tutmuştum. "Hyunjin, bu gerizekalıyı döver misin yoksa başka bir şey mi yaparsın, sana kalmış! Sen, benimle geliyorsun Bang Chan!"

Chan transtan çıkmış gibi bana döndüğünde gözlerimde öfke hakimdi. "N-ne oluyor?"

"Sen söyle!" dedim sinirle. "Bıraksak çocuğu öldüreceksin!"

Seungmin'in boğazına doladığı ellerini çektiğinde gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. "Ben mi?"

"Evet, sen!" Cidden kendinde olmadığını anlamıştım bu sefer. "Dışarı çık, geliyorum ben birazdan."

Chan hayal kırıklığıyla kafasını yere eğdiginde sersemlemiş şekilde yalpalayarak dışarı çıkmıştı hemen.

Gözlerimi Jeongin'e çevirdim. "Felix'i korudugun için sağ ol." Hyunjin Felix'e sarılı bir haldeyken gözleri de Jeongin ve beni bulmuştu anında. "Ne kadar teşekkür etsem az..."mırıldanışıyla gülümsedim. 

"Jeongin..." omuzlarından tutup bana bakmasını sağladım. "Seungmin sakinlesene kadar burada kalır mısın? Chan'la konuşmaya gideceğim." Jeongin kafasını onaylarcasına salladığında bakışlarım Seungmin'e çevrilmişti. Han yere çökmüş, Seungmin'e sakinlesmesi için su içirmeye çalışıyordu.

Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada Seungmin'in kulak tirmalayan sesini duydum. "Pişman olacaksınız!"

Sinirle gülümseyip bakışlarımı Seungmin'e çevirdim. "Biz mi yoksa siz mi?"

"Sen." Han'ın konuşmasıyla duraksadım.

"Sen, Chan gibi birine aşık olduğun için çok pişman olacaksın Lee Minho."

Sözleri içimde anlamsız bir huzursuzluğa neden olurken bakışlarımı indirip arkamı döndüm. Kapıdan çıkmak üzereydim.

"Komiksin Han Jisung..."

Circus | MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin