🃜 ~20~ 🃜

757 56 3
                                    


Lee Ailesi.

Ekim 2015, Seul.

Huzurlu bir gün ve büyük evlerinin içine sığan parlak güneş ışıkları, gayet güzel ve huzurla bir sabah. Yatağında uyuyan oğlan mutlulukla doğruldu ve eline aldı telefonunu, Bang Chan diye çağırdığı arkadaşıyla dün oldukça mesajlaşmıştı, o zamanlar 16 yaşındaydı Lee Minho ve lise ikiye gidiyordu, Chan ise 21 yaşındaydı ve üniversiteye gitmeyi reddedip kumar işleriyle ilgilenirdi genelde.

Lee Minho gülüşü güzel, hayatından memnun, kahverengi saçlı bir çocuktu ve anne babasını da çok seviyordu. Şirketi yönetmelerinden ziyade oğullarına oldukça ilgi gösterirlerdi, fakat Minho'nun bazen aklını karıştırırdı sevgileri, sırf yetenekli bir Alfa olduğu için mi seviliyordu veya sayılıyordu? Bundan rahatsız olduğu için pek bahsetmezdi bu konudan ama kendi içinde gurur da duyardı kendinden, üstelik varis de sayılırdı!

Annesi ve babası Seul Tekstil Vakfı dedikleri büyük ve tanınan şirketi yönetiyor, etraftan gelen teklifleri onaylıyor ve gerektiğinde bazı şirketlerle dostluklar da kuruyorlardı. Bu dostluk kurdukları şirketlerden birisi de Aswium Şirketiydi ve çok yakındılar sahipleriyle.

Minho'nun her türlü eşyaya sahip hatta içeride gözü gibi koruduğu pırıl pırıl bir motorun bile olduğu odasının kapısı açıldı, oldukça zengindi evleri ve Minho'ysa kapının sesini duyduğu gibi gülümsemişti saf haliyle. İçeriye uzun kahverengi saçlı dominant bir Omega olan, fiziği güzel ve şık kadın büyük bir gülümsemeyle girerek oturmuştu çocuğun yatağının yanına.
"Minik Alfam uykusunu aldı mı bakalım?"
"Minik mi? Büyüdüm ben anne!"
"Öyle mi? Gel o zaman kahvaltıda bana yardım et hadi."
Kadın yüzüne masumca gülen çocuğunun saçlarını sevmiş ve yatağından kalkarak çıkmıştı odasından.

Kahve saçlı oğlan da yatağını toplayarak aynasının karşısına gitmiş ve saçlarını düzeltmişti eliyle, kırmızının koyu halini çok seviyordu ayrıca. Islık çalarak telefonunu aldı eline ve sohbetlerden Bang Chan'a Günaydın mesajı atarak üstünü değiştirmeye gitmişti. Chan mesajını geç görürdü onun çünkü genelde meşgul oluyordu ama hiç terslemezdi Minho'yu, onun daha küçük bir çocuk olduğunu düşünürdü.

Minho üzerindeki bej renkli pijamalarını çıkarmış, siyah uzun kollu bir tişört ve dar yırtık bir pantolon giymişti üzerine, kollarına da annesinin ona bütün emeğiyle ördüğü krem renkli yumuşacık hırkayı geçirmişti. Odasından büyük bir gülümsemeyle çıkarak Villa dediği evin içinde koşturmuştu. Evin neşesiydi o çocuk, gerektiğinde hizmetçileri bile güldürürdü ve onlar da Minho'yu severlerdi.

Annesi ve babası hizmetçilere emir vermez, tıpkı aynı rütbedeymişler gibi davranırlardı ve herkes bu yüzden çok memnundu, çok mutluydu bu evde. Minho koşa koşa büyük mutfağa varmıştı ve tezgahta yemek yapan annesinin beline sarılmıştı aniden, kadın şaşırsa da gülmüştü sonradan. Minho annesinin belinden ayrıldığında mutfağın kapısının önünde ona gülümseyerek bakan, uzun, gayet güçlü bir alfa olan, takım elbiseli adamla karşılaşmıştı.

"Baba!" Gidip ona da sarıldığında neşeyle annesinin hazırladığı herşeyi yerleştirdi büyük sofraya. Koy koy bitmezken siyah elbiseli bir hizmetçi girerek yardım etmişti onlara, ev sahibi olan kadın onu durdurmaya çalışsa da gülümseyerek yardıma devam etmişti. Masanın sandalyeleri de fazlaydı üstelik üç kişi olmalarına rağmen, beş kişilik bir masaydı bu.

Herkes sofraya oturduğunda Minho ağzına bir lokma attıktan sonra onları ayakta izleyen hizmetçi kadını da çağırmıştı yanına, anne ve babası karşı karşıya otururken hizmetçi de utangaç bir halle geçmişti çocuğun yanına.

Suffer With Me ~ Minsung Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin