𖤐 ~26~ 🧸

519 61 19
                                    


Sarki oneriyorumm:
Enemy (Speed Up) - Tommee Profitt, Sam Tinnesz, Beacon Light

~

Kaşlarım çatık, elimde çukur yeşil bir tabakla oturuyordum koltukta. Tabağın içindeki tuzsuz ve tatsız cipsi yerken sadece ağzımı meşgul etmek istiyordum, gözlerim karşımdaki boş duvara odaklıydı kısık halde, pencereden ise akşamın koyu mavi ve boğucu havası vuruyordu içeriye. Kendi kendime sürüce teori üretiyor, onları bir senaryoya dönüştürerek plan kurmaya çalışıyordum kendimce, fakat düşünürken yine mide bulantısı basmıştı.

Lavabodan karnımı tutarak dertli bir şekilde yavaş adımlarla dönerken kendi kendime konuşuyordum, Minho evde değildi.
"Ah, Kıymetli neden bu kadar hareketli bu sıralar?.."
"Annenin midesini bulandırıyorsun Kıymetli, canın bir şey mi istiyor?"
Gözlerim biraz daha çıkmış olan karnımda gezindiğinde yorgunluktan onunla konuşuyormuş gibi yapıyordum, özellikle Minho yanımda değilken çok sıkıcı ve sessizdi ev.

Doktora bir hafta sonra tekrar gitmiştik arkadaşlarıyla tanışmam üzerine, bu sıralar o da yoğundu ve tekrar açtığı Kumarhanesinde işleri olduğunu söyleyip ya gecikiyordu ya da hiç gelmiyordu. Bu sayede yanımda olmaması bana bir eksiklik hissettiriyor, istemsizce moralim bozuluyordu ve Alfamın sürekli benimle birlikte kalmasını istiyordum. Fakat işleri buna müsade edecek gibi değildi, doktordan öğrendiğimize göre de bebeğin cinsiyeti ilk üç ay içinde görülemezdi. Şimdi neredeyse üç buçuk ay olmuştu, son üç haftadır da eve gelemiyordu zaten.

Bu yüzden kendi çapımda bir şeyler yapmayı düşünmüştüm, zaman zaten çabuk geçiyordu üstelik Minho da benimle işbirliği kurmayı kabul etmişti, ailesinin katilini bulmayı teklif etmiştim. Burun kıvırarak elindekini sehbaya bıraktım ve yatak odasına giderek dolabından üst seçtim kendime, hem rahat edebileceğim hem de beni biraz olsun şık gösterecek kıyafetleri bulduğumda enerjim yerine geliyor gibiydi.

Hazırdım, saçlarımı da düzelttim ve çıktım evden, yolları çok ıssızdı buranın. Kıyafet seçiminde karnım özellikle gözükmesin diye dikkat etmiştim, aklımda uzun süredir kızgınlığa girmediğim dolanıyordu. Karnımda bir bebek varken bunun olması ne kadar doğru olur bilemiyordum ama bir süre onun doğmasını beklemek zorundaydık, ayrıca yürüye yürüye varmıştım gelmek istediğim yere de.

Büyük şirketin kapıları önünde dururken derin bir nefes vererek girdim kapılardan içeri, sadece bir kez geldiğim babamın şirketinde bulacağım tek bir kişi vardı. O şuan burada değildi, zaten beni içeride görse tekme ata ata geri çıkartırdı bu yüzden rahattım. İleride bir görevlinin kolumdan tutarak beni durdurmasına ve girmemin yasak olduğunu söylemesine gülmüştüm kırık bir hisle, tanımıyorlardı bile beni.

"Han Ji Hun'un oğluyum."
Adam şaşkınlığını yüzünden atamayarak benim gülümseyen yüzüme bakakalmıştı ve farketmeden gevşetmişti elini, hızlıca elinden kurtularak ciddi bir ifadeyle ve bu sefer daha hızlı tempolarla yukarıya yürüdüm. Ne büyük sürpriz ama, adam elini kulağına götürerek gerginlikle bir şeyler fısıldamıştı, başım belada olabilirdi. Neyse ki onlara yakalanmadan zorda olsa ve stresten karnıma hafif bir ağrı girse de bunu umursamayarak varmıştım görüşme odasına.

Yüzü daima duygusuz gibi gözüken, ne gülen ne de somurtan, oldukça ciddi ve sanki emirleri uygulamaya kurulmuş gibi olan kısa küt siyah saçlı, üzerine bej renkli kalem etek ve gömlek giyinip elinde belge tutan kadınla karşılaşmıştım. Zaten tek tanıdığım oydu, onun da tek tanıyıp da gizlediği kişi bendim. Babam ve annemin sağ kolu, adaletli ve otoriter bir kadındı, hatta küçüklüğümde ailem benimle ilgilenmediğinde bana bakmak zorunda bile kalmıştı.

Suffer With Me ~ Minsung Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin