𖤐 ~11~ 🧸

801 86 5
                                    


Nefeslerim düzensiz ve vücudum adeta yanar bir haldeydi. Alnımda ter damlaları birikirken yorganı hızla üzerimden atmış, oturmuştum ellerimden destek alarak. Sakince nefes verip nefes almaya çalışsam da yapabileceğim tek şey dişimi sıkmak oluyordu bu sıcağın ve içimdeki arzunun artmasına karşı. Yüzümün şimdiden kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum, gözlerim yeri izlerken elimin altındaki yorganı ise sıkıca avuçlamıştım.
"Ne yapacağım?" Sesim bile kısık ve kesik çıkıyordu, o sırada içimden birisine sarılmak gelmişti. Vücudu beyninde canlanıyor, ona sarılma isteği uyandırıyordu bu bende.

Fakat kapı aniden açılmış ve içeri giren kadınla doktora hızlıca dönmüştüm başımı göğsüm hızla inip kalkarken. Kadının yanındaki doktor yavaşça yanıma geldiğinde ona dik dik bakıyor olmalıydım ki bir anlığına tereddüt etmişti yanıma oturmaktan. Elimi tutup kendine çekmek istediğinde hala parmaklarımın titrediğini farketmiştim, oysa yatağın üzerine bıraktığı kutuyu açarak içinden çeşitli ilaçlar çıkarmıştı. Dikkatlice elimin tedavisini yaparken çığlık atmamak için zor duruyordum, içimdeki bir his bağırmak istiyordu yana yakına, dişlerimi sıktığım için de dudaklarımdan kesik hırlamalar çıkmıştı.

O an elimin acıdığını bile hissedecek durumda değildim, doktorsa ilaçları sürmeyi bitirmiş sargı sarıyordu elime. Biraz olsun kanaması duran elim bileğimden başlayıp avucuma kadar gelen bembeyaz bir sargıyla duruyordu şimdi, beyaz önlüklü adamsa kadının kulağına fısıldayıp terketmişti kasvetli odayı. Kadın sesini duyurduğu topuklularıyla ve sert bir yüzle yanıma oturup elini alnıma götürdüğünde hala kinle bakıyordum karşıma geçene.

Elini alnımdan çektiğinde elinin terimle ıslanmasıyla hafif şok olmuş bir halde söylenmişti sessizce.
"Kızgınlıkta olmalısın.."
Daha sonra elini burnuna götürüp kaşlarını çatmıştı ve odadan çıkmıştı, çıkarken de arkamdan hafifçe kıkırdamıştı.
"Yine ne yapmayı planlıyorsun?.."
İçimden söylenirken artık yerimde duracak gibi değildim ve göz çukuruma dolan damlaları tutamamıştım, dişlerimi sıkıyor ve titriyordum sessizce ağlarken.

Fakat aniden odaya başka birisi hışımla girmiş, gözlerindeki korkuyla bir çırpıda yanıma ulaşmıştı. Koyu kahverengi saçlı bir oğlan aceleyle ellerini omuzuma koyarak kontrol etmişti beni. Gözlerinin içinde korku ve endişe yatıyordu, ve omuzlarımı kavramasıyla gözlerimin önünde Kızıl saçlı oğlan canlandı birden.
"İyi misin? Bayan Song rahatsız olduğunu söyledi.."
Fakat yüzümdeki Bayık ifadeyi ve dudaklarıma çalınan gülüşü gördüğü anda bedenimden ayrılarak eliyle burnunu kapatmış, kaşlarını çatmıştı.
"Bu oda, neden çilek kokuyor?.."
Burnuma dolan keskin alkol kokusuyla ayaklanıp yerine Kızıl saçlı oğlanı gördüğüm adama doğru adımladım yavaşça.

O ise elini sonunda burnundan çekmiş ve yanına gelip kollarını sıkıca tutmamla sendelemişti bana şaşkınlıkla bakarken.
"Sen kızgınlıktasın Han.."
Öylece kollarına asılı kalmışken aniden kapının dışarıdan kilitlendiğini duymuştum, karşımdaki adam ise endişeyle başını kapıya dönmüştü. Bense ayakta durmaya dayanamayıp dizlerimin üzerine çökmüş ve hala kollarında tutmuştum ellerimi başımı yukarı kaldırıp ona bakarken.
"Yardım et bana.."

"Kızıl, yardım et."

Kaşları çatıldığında ve bana hoşnut olmayan bir ifadeyle baktığında burnuna dolan yoğun çilek kokusundan etkilenmiş olmalı ki, hafif titrer bir ifadeyle yere eğildi benim gibi. Ben ona arzuyla bakarken başını hafifçe yana yatırmış, sert surat ifadesiyle fısıldamıştı sıcak yüzüme.
"O zaman, sana yardım etmekten başka çarem yok Jisung."
Hala onun aslında Kahverengi olan saçlarını Kızıl olarak görüyordum, hala o gözler benim için Kızıl'a aitti ve rahatlamış halde gülerken gözlerimin kenarlarından yaş akıyordu hala.

Suffer With Me ~ Minsung Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin