𖤐 ~33~ 🧸

496 58 15
                                    


Gözlerim parıl parıldı, içimdeki kıkırtıyı ve kendini açığa çıkarmaya başlayan şeytanın kahkahalarını durduramayıp bunun dudaklarımdan firar etmesine izin veriyordum. Kaşlarım olduğu yerde sabit kalırken yüzümde inanılmaz bir zevkin ifadesi vardı, etraftan yanan kırmızı ışıklar saçlarıma uyum, mavi ışıklar da gözlerimdeki merhametsizliğin soğukluğuna aynı zamanda uyum sağlıyordu. Dişlerim parlıyordu resmen gülerken ve ellerimi masaya yaslayıp gömleğimin kollarını yarıya kadar yukarıya katlamışken, damarlarım belli oluyor olmalıydı.

Karşımda ise iki kişi vardı büyük mekanda, bir tanesi kırmızı ve pullu açık saçık giyinmiş bir kızdı ve pamuk şekeri pembesi saçları neredeyse beline kadar varıyordu, oldukça korkmuştu ve her ihtimale karşı uzun tırnaklarını tetikte bulunduruyordu. Onun yanındaki sivil polis memuru ise burnundan soluyarak bakıyordu bana ve ara sıra gözünü kaçırarak Kumarhane'mi inceliyordu, çok beğenmişti sanırım, bu demekti ki onlarla güzel bir oyun oynamalıydık.

Hem de arkadaşlarım kuytu bir köşede karanlığın içinde görünmeden bizi izlerken, onların varlıklarını ve ruhlarını sadece ben hissediyordum, şimdiden kıs kıs güldüklerini ve görecekleri eğlence için heyecanlandıklarını hayal edebiliyordum. Ellerimi masadan kaldırarak ilk önce kızın yanına yürüdüm, açık bedeni titriyordu ve iyi bir fiziği, ince bir beli vardı, fakat ben elimi onun uzun toz pembe saçına atmıştım. Bu hareketine karşı ürkmüş ve gerilemeye çalışmıştı.

Bense gülümsememi büyüterek arkasına geçtim ve buz gibi ellerimi omuzlarına konumladım, başımı ensesine götürürken fısıldıyordum kızın kulağına ve içinde delirmişçesine bir koku beslemesi beni çıldırtıyordu.
"Seni tanıyalım, Omega?" Kokusu burnunu rahatsız etmişti ama bu koku net değildi, büyük ihtimalle yakın zamanda ya bir alfayla yatmıştı ya da herhangi bir omegayla.

Nefes sesleri duyulacak derecedeyken polisin bana ters ters bakıp dişini ve yumruğunu sıktığını farketmiştim ama müdahale etmedim.
"Ah, hayır hayır!..Beni yanlış anladınız, burada insanlar ölmez. Burada insanlar kumar oynar."
Polis sonunda ağzını açmış ve koyu bir ses tonuyla konuşmuştu, kısa kahverengi saçlı ve uzun bir adamdı kendisi.
"İnsanlar burada kumar oynamak yerine ölmeyi tercih ediyordur.."
"Öyleyse, komiser.."
Kızı bıraktığım an omuzlarını gevşetmiş, kendisini rahat bırakmıştı ama polise gitmeyip yeniden onu kollarından sıkıca kavramıştım, bu sayede Küçük bir çığlık atarak göğsü tekrar hızla inip kalkmaya başlamıştı.

"Seni tanıyalım dedim, Omega!"
Kekeliyordu ama gururundan asla ödün vermiyordu.
"Shin Ryujin.."
"Ryujin..hm. Güzel isim." Sanki onunla dostmuşuz gibi arkasından çekilerek rahat bir şekilde masaya dayandım ve tek elimi yanağıma yerleştirdim.
"Alfan kimdi Ryujin?"
Gülümseyerek sorduğum soru karşısında şaşırmıştı ve ne yapacağını bilmiyordu kaşları bir çatılıp bir kalkarken, aniden yumuşak gözüken yüzümle kafasını karıştırmış olmalıydım.

"Peki, cevap vermiyorsan komiseri de tanıyalım."
Bu sefer komiserin önündeydim, kızdan daha ürkek değildi, cesur ve sinir dolu gözüküyordu, kinliydi. Ben kendimi tekrarlamadan anında çıkartmıştı cüzdanını.
"Moon Bin, Dangjin Karakolu Komiseri, Başkomiser Cha Eun-woo'ya çalışıyorum. Üstelik görevim de, senin gibi kandırıkçı ve pislik insanları hapise tıkmak."
Yaptığı açıklama oldukça komik gelmişti ki anında delirmiş gibi yüzüne bir kahkaha patlatmıştım kaşımın teki havaya kalkarken.
"Polisler buradan çoktan gitti Komiser."
Şimdi keyfim daha da yerine gelmişti, uzun süredir bir polisle oyun oynamamıştım. Elime zarları alıp salladığımda bana bu keyfi bozan tek bir soru sormasıyla durmuştu elimin titreşmesi.

"Kim Seungmin, yancınız değil mi Minho Bey? Hatta fazla kibar oldum, Lee Minho. Onun polise enselenmesinde bir katkınız olduğunu duymuştum."

Sesim artık daha tok çıkıyordu ve alaylı ifadem yok olmuştu ve tam şu anda, polis gerçek oyunu başlatmıştı, sert oynamak istiyordu.

Suffer With Me ~ Minsung Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin