𖤐 ~32~ 🧸

423 48 16
                                    


Medyanın tam haline bakin cabukkk
~

Hastaneden çıkmamın üzerinden toplam dört ay geçmişti bile, bu süre içinde başkansız kalan ve neredeyse bataklığa sürüklenen şirketimize adımımı bile atmak istememiştim, gerçekten Aswium Grup çöküyordu ve bu sorunu çözmek için bir adım atmamıştım bile. Eğer bu yıl içinde belgelerle kimse ilgilenmemiş ve başı boş kalmış olsalardı, ciddi anlamda bitecektik ve çalışanlar yavaş Yavaş istifa edecekti hatta kartını masaya bırakıp çekip giden bir sürü kişi çoktan vardı bile.

Bense bu konuda çekimserdim, iyileşmeye çalışıyordum ve kendimi her türlü tehlikeden uzak tutmayı deniyordum. Minho kendini hala bir parça da olsa suçladığından yanımdan ayrılmamakta ısrar ediyordu, yalnız başıma gitmem gereken yerler olduğunda onu başımdan zorla savmak zorunda kalıyordum hatta bir ara tuvaletin önünde beklemeyi bile teklif etmişti.

O kadarının fazla olacağını söyleyip onu yanımdan biraz uzaklaştırmış ve halletmiştim işimi, şimdiyse hava güneşliydi üstelik pencereden bu ışık içeri yayılıyordu. Tek başıma koltukta oturuyordum, Minho acil bir iş olduğu için Kumarhanedeydi. Ondan duyduğuma göre bazı serseriler içeride sorun çıkartmıştı ve arkadaşları da kavgaya karışmıştı, kapıya polisler dayanmış bile olabilirdi ve bu kötüydü çünkü başı belaya girebilirdi Minho'nun. Sırf bu yüzden oldukça endişeliydim, kafamda hem bu mesele dönüp duruyor, hem şirketi düşünüyordum.

Belki de bir adım atmanın zamanı gelmişti, cesaretimi uzun süredir toplamaya çalışıyordum zaten.

İyice çıkan ve bir bebek taşıdığımı belli eden karnımın üzerinden cips tabağını kaldırarak kararlılıkla yürüdüm odama, en son evden bu şekilde yalnız başıma çıktığımda merdivenlerden yuvarlanmıştım ve bu anıyı hatırlamak bana acı veriyordu. İçimde biraz korku vardı ve siyah bir sweatshirt giyip üzerine de sade siyah bir gömlek geçirmiş, bacaklarıma da yine siyah bir eşofman geçirmiştim.

Aynada kendimi incelerken kaşlarım çatılıyordu, tamam önden hiç birşeyim yoktu ama yanıma döndüğümde büyük bir yastığı karnıma sıkıştırmış gibi gözüküyordum. Eskiden oldukça ince belliydim ve Minho'yu etkileyebildiğim en çekici kısmım belimin inceliği olmalıydı, o dört ay içinde cinsel ilişkimize son vermek zorunda kalsak da sürekli asılıp duruyordu bana.

Şimdi toplamda dokuz ay olmuş olmalıydı, ailemi de asla ziyaret etmemiştim. Ancak herşeyi düzene sokmayı ve öyle karşılarına çıkmayı düşünüyordum, düşürmeye çalıştıkları bebeği kucağımda taşıyarak cezaevine getirmek, onları torunlarıyla tanıştırmak istiyordum. Bırakmak zorunda kaldıkları şirketi düzene koymuş bir şekilde, delikli bir camın arkasından onlara anlatarak son gelişmelerden haberdar etmek istiyordum onları.

Sadece bir kere Seungmin'i görmeye gittiğimde ise adamın gözlerinin altının koyulaştığını, resmen çöktüğünü farketmiştim. Rengi soluktu ve dudakları renksiz ayrıca kupkuruydu, bana ruhsuz gibi bakmıştı ve bakışlarından ürkmüştüm. Aramızda kısa bir konuşma geçmişti Seungmin o demir kapının üzerindeki küçük pencereye yaslamışken kendini.
"Çocuğunun babası kim Omega? Lee Minho mu? Lee Know mu? Karar verdin mi?"
"Ben.."
"Lee Minho'dan özür diledim, ama bana verdiği şeye bak."
Daha sonra kısık ve korkunç bir gülümsemeyle arkasından bir anahtar çıkarmıştı, anahtarın üzerinde asılı olan köpek figürü parçalanmıştı tamamen bile isteye.

Daha fazla konuşmak istemeyip bu ortamı terketmek üzere olduğumda ise sesi koridoru doldurmuştu arkamdan.
"Lee Know'a, o piçe asla güvenme!"

Dişimi sıkarak geri dönmüştüm hücresinin önüne.

"Peki Lee Know sana güvenmeli mi?"
"..."
Çarpık gülüşüyle dik dik bana bakarken gözlerinin koyuluğu ve vahşetinden korkmuştum.

Suffer With Me ~ Minsung Omegaverse Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin