Düşmüş Melekler Serisi
Birinci Kitap
🏹
Kutsal Alazgir, en yakın arkadaşının öldürülmesi üzerine ona bu acıyı yaşatan adamdan intikam almak ister.
Soğuk ve acımasız Rusya'nın tenha sokaklarında bir avcı misali hedefinin peşine düşer. Hedefi haline...
Lütfen satır arası yorumları unutmayın, seviliyorsunuz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
XIV. EN BÜYÜK KUMAR
Boney M - Rasputin Natasha Blume - Black Sea
🏹
ARAZ
Vanilya.
Karşımdaki koltukta uyuyan sarışına bakarak düşüncelerime gömüldüğümde kaderin cilvesine inanamamak ile meşguldüm. Dün ona sarıldığımda içime çektiğim kokusunda saklı kalan vanilya özü beni yıllar öncesindeki bir anıya sürüklemişti. Ersay'ı ziyaret ettiğim bir gün koridorda yanımdan geçip giden sarışın, benim sarışınımdı.
Kutsal yıllar önce kokusuyla aklımı başımdan alan o kadındı.
Karanlık koridorda bir güneş gibi parıldayan, ışıltısıyla dikkatimi çeken, senelerdir her sarışında onu aramama neden olan kadındı.
Ve kaderin cilvesiyle ellerimin arasına bırakılmıştı.
Şüpheci yanım bu tesadüfe akıl ve mantık erdiremiyordu. Sadece yanımdan geçerek bile dikkatimi çeken kişinin şu an sahte nişanlım olması, bu fazla absürttü.
Gözlerimi yüzünde gezdirdim. Jetimin krem rengi deri koltuğuna kıvrılmış uyurken öylesine masumane gözüküyordu ki canım yandı. Sarı tutamları kalem ile çizilmiş gibi duran güzel yüzünü gölgeliyordu. Geçen akşamki kombini aklıma düştüğünde dişlerimi sıktım. Hem böylesine güzel hem böylesine çekici olmayı nasıl başarabiliyordu anlamıyordum ama onunla başımın belada olduğuna emindim.
Ufuk piçinin ona dokunması bir an cinnet geçireceğimi düşünmemi sağlamıştı. Normalde kıskanç bir adam değildim lakin söz konusu başka bir adamın Kutsal'a dokunması olduğunda yemin ederim ki aklımın uçup gittiğini hissetmiştim.
Bana dokunduğundaysa daha önce deneyimlemediğim kadar büyük bir arzuyla mükafatlandırılmıştım. Dudaklarımızın birbirine değmek üzere olduğu o anı anımsamak bile beni içten içe yakıyordu. Dolgun dudaklarını dişlemek, dilimi ağzının içine ittirip tadını almak istiyordum. Beni tek durduran şey ise şüphelerimdi.
Kutsal'ın hayatıma şans eseri giren masum bir görgü tanığı olduğuna inancım düşüktü. Ufuk Demirci olayındaki özgüveni, soğukkanlılığı, başlı başına her hareketi fazla profesyoneldi. Sarışın kesinlikle görünenden daha fazlasıydı.
Ve ben üzerimde yarattığı etkiye kapılarak gerçekleri göz ardı edemezdim.
Oturduğum koltuktan kalkıp uçağın kuyruk kısmında kalan odaya girdim. Kutsal'ın yanında olmak beni öfkelendiriyordu çünkü yakınımdayken ona dokunma isteği duymak kendime öfkelenmemi sağlıyordu. Hiçbir zaman bir kadın uğruna böylesine aklımı yitirmemiştim. Şimdiyse sarışının tek bir hareketiyle uçurumun kenarına sürükleniyordum.
