XLI. CEHENNEMİN DİBİ

60.9K 4K 2K
                                    






İyi okumalar dilerim... 💙
Lütfen satır arası yorumları unutmayalım.

XLI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



XLI. CEHENNEMİN DİBİ

Grandson - Bury Me Face Down
Labrinth - Mount Everest

🏹


KUTSAL


Zaman düz bir çizgi değildi.

Yağmur gibi üzerine yağardı.

Doluya tutulduğun zaman sakınman gerekirdi aksi taktirde yara alırdın. Zamanın neden olduğu acılar kalıcı olur, geçmezdi. Benim yaşadıklarım, gördüklerim ve mahkum edildiklerim bende sonsuza dek kanayacak yaralara sahip olmamı sağlamıştı. Onlar benim bir parçam değil, benliğimin mihenk taşıydı.

Varlığımı anlamlandıran her şey kanlı yollarda attığım adımların izlerinin eseriydi. Yıllarca ruhumda yaşatmaya çalıştığım o küçük kız öldüğünden beri, iblislerim kontrolü eline almaya başlamıştı. Birer birer beni ele geçiriyorlar, aklımın sınırlarını yok ediyorlardı. Bu durum beni korkutabilirdi, tabi hoşuma gitmeseydi.

Geldiğim noktayı sevmeye başlıyordum. Eskiden amacım bana denileni yapmak, başkalarının intikamlarını sırtlanmaktı. Hayatımdaki herkes beni yönetmeye çalışmıştı. Onların kuklası olmam için çabalamıştı. Asıl canımı yakan şey ise onlara izin vermemdi. Beni yok etmek istemelerine sesimi çıkarmamış çünkü bunu kendime reva görmüştüm. Sevilmeyen sarışının, bu yaşamdaki yegane amacının ölüm olduğunu düşünerek kendimi cezalandırmıştım.

Kendime duyduğum bu nefrete zemin hazırlayan adamı hatırladım.

Küçük bir kızken onunla satranç oynar, pazar günlerimi bu şekilde geçirirdim. Yine bir gün beni karşısına alarak acı dolu öğütleriyle ruhumu kıvama getirmeye çalışmıştı. Hamlesini gerçekleştirip arkasına yaslandığında bir fırsat görmüş ve düşünmeden atağa geçerek küçük kaleyi parmaklarıma almıştım. Bütün özgüvenim ile hamlemi gerçekleştireceğim sıra elime vurarak taşın düşmesine neden olmuştu. Canımın yanmasını umursayamayacak kadar korktuğumu anımsıyordum. Ona baktığımda öfkeyle parlayan gözlerini görmüştüm. "Düşünmeden hareket ediyorsun." Diye uyarmıştı beni şiddetli bir tonlamayla. "Her zaman adımlarının yaratacağı olasılıkları değerlendirmeli, buna göre işine en yarayacak yolu seçmelisin."

Adem Alazgir, bana hayal kırıklığıyla bakmıştı. Her zaman ki gibi yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. Başına bela olacağımı bilir gibi homurdanarak iç geçirmişti.

"Fevrisin, Kutsal." Arkasına yaslanırken lanet okur gibi bağırmıştı. "Ve bu salaklığın başına bela olacak."

Aklıma sızan anıyı bir kenara bırakarak camdan dışarıya baktım. Derin bir nefes alıp travmalarımın hala yüzüme bir tokat gibi vuruyor olmasına alışmam gerektiğini fark ettim. Geçmiş eskide kalmış, oo defter kapanmıştı. Yine de ara sıra kendimi maziyi sorgularken bulabiliyordum.

HARZEMŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin