XLVII. OLİMPOSUN ANAHTARI

56.7K 3.9K 1.7K
                                    



İyi okumalar dilerim...💙
Lütfen satır arası yorumları unutmayalım.

XLVII

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


XLVII. OLİMPOSUN ANAHTARI

Stephen Rezza - Artemis

🏹


ARAZ


Bakışlarımı Kutsal'ın göbeğinden ayıramıyordum.

Güzel karım yatığa saçılan sarı saçları ve hafifçe aralanan dudaklarıyla derin uykusunda rüyalar aleminde gezerken ben güneşin doğuşuyla kalkmıştım. Kafamı Kutsal'ın göbeğinin hizasına getirmiş, karımın geceliğini kaldırarak düz karnına bakmaya başlamıştım. Sanırım yaklaşık üç saattir bu şekilde duruyor ve gözlerimi bebeğimin olduğu noktadan ayıramıyordum.

Bebeğim, bebeğimiz.

Kutsal ile benim bir çocuğumuz olacaktı.

Bu gerçeği zihnimde tekrar ve tekrar söyleyerek sindirmeye çalıştım. Baba olduğumu algılamak sandığımdan daha uzun sürdü. Bunun nedeni isteksiz olmam değildi. Aksine sarışınımın hamile olması beni dünyanın en şanslı ve mutlu adamı kılmıştı. Sadece hiçbir zaman böyle bir şeye sahip olabileceğimi düşünmezdim.

Otuz üç yılın ardından ilk defa birinin beni gerçekten sevdiğini hissediyordum.

Güzel karımın kalbindeki yerimden emindim. Bana aşkla her baktığında içten içe şükrediyordum. Sevildiğimi bilmek, beni her geçen gün daha iyi bir insan haline getiriyordu. İçimdeki canavarı doyuran kadınım şimdi bana asla sahip olamayacağımı sandığım başka bir duygu daha vermişti. Baba olacağımı bilmek beni gururlandırmıştı. Bunun en büyük nedeniyse Kutsal'ın karnındaki bebeği yaşayan en mutlu ve sevilmiş birey olarak yetiştireceğimize olan inancımdı.

Sarışınım da bende aile konusunda büyük zorluklar çekmiştik. Hiçbir zaman tam olarak sevilememiş, istediğimiz o aile ortamını bulamamıştık. Şimdiyse birlikte bir aile haline gelecek ve bizim sahip olamadığımız her şeyi evladımıza verecektik.

Sabırsızlanıyor, heyecanlanıyordum.

Elimi Kutsal'ın karnına iliştirirken onu uyandırmamak için yavaş hareket ettim. Avcum pürüzsüz teninin üstüne kapandığında dudağımın kenarı kıvrıldı. Her geçen gün Kutsal'ın içinde bebeğimiz büyüyecek, dokuz ayın ardından kollarımda olacaktı. Bir an önce o güne ışınlanmak istiyor, çocuğumu görmeyi diliyordum.

Dudaklarımı karnına yaslayıp sarışınımın tenini öpücüklere doğduğumda bir mırıltı savursa da uyanmamıştı. Tebessümümü genişleterek fısıldadım. "Annen gittikçe uykucu olmaya başladı."

HARZEMŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin