Harzemşah 2014 yılında yazılmış bir kitaptır.Hikaye iki karakter ağzından da anlatılmaktadır ama kadın karakter baskındır.
Kitap yetişkin içeriklidir ve içinde cinsellik, ahlak ve değer yargılarına ters düşebilecek olay ve durumlar mevcuttur. Kesinlikle on sekiz yaşından büyük okuyucular içindir.
Umarım hikayeyi beğenir, desteklerinizi esirgemezsiniz. Şimdiden teşekkür ederim. Çokça seviliyorsunuz!
Satır arası yorumları ve voteleri unutmayalım. 💙
🏹
Düşmüş Melekler Serisi, beş kitaptan oluşur.
Kitaplar tek başına okunabilecek olsa da bir seri halinde sırayla gidilmesi anlam bütünlüğü açısından daha keyifli olacaktır.
Birinci Kitap
HARZEMŞAH
Araz Vladimirs & Kutsal Alazgirİkinci Kitap
RUSALKA
Dimitri Volkov & Lara AltunÜçüncü Kitap
MAHBERAN
Kıvanç Haznedar & Elena VladimirsDördüncü Kitap
MİNERVA
Adrian Dwight & Efsun EleziBeşinci Kitap
PANDORA
Salvatore Vitali & Kumru Haznedar
< ~ >
Meg Myers - Monster🏹
Ruhumdaki sızı, dinmeyen bir yağmur gibiydi.
Benliğim içinde bulunduğum mezarlık misali ölüm kokuyordu. Burası yitip giden hayatların eviydi ve benim yuvam olarak gördüğüm yegâne insanın meskeniydi. Hala nefes alan bir insan olarak ait olmadığım bir yerde doğru bir noktadaydım.
Benim zihnimde sonsuzluğa kavuşan hayatların tabutları çiçekler ile süslenmiş, önümde yatıyordu. Bedenini örten toprağın üstünde açan kasımpatılarına bakmak ruhumdaki yaraların oluk oluk kanamasına neden oldu.
İnsanlar kıymet bilmeyen varlıklardı.
Bende onun ile geçirdiğim zamanların kıymetini bilememiş, sonsuzluk ile kutsandığımızı zannederek yaşadığımız anların tadını çıkaramamıştım. Şimdiyse ona bir kez daha sarılmak için her şeyimi vermeye hazırdım.
Hem de her şeyimi.
Gözlerimi soluk renkteki mezar taşına çevirdim. Onu artık yılların, yaşanmışlıkların ardından toprağa saplanan mermer bir taş temsil ediyordu. Ölüm ve doğum tarihinin arasına çizilen çizgide bakışlarımı gezdirdim. O çizginin içinde beni ben yapan anılar saklıydı.
En yakın arkadaşım hatta arkadaştan da öte kardeşim öleli neredeyse iki ay olmuştu.
Kendi kendime sinirlendim. Öfke ruhumu yakan bir ateş gibi beni ele geçirdi. Her seferinde bu gerçeği anımsıyor, delirmemek için zor duruyordum. Kim bilir belki de delirmiştim.
Zihnimde susmayan sesler vardı.
Her an, her dakika, her gün bana bağırıyorlardı.
Unutmamamı, ne olursa olsun bu gerçeği aklıma kazımamı istiyorlardı çünkü arkadaşım ölmemiş, öldürülmüştü.
Ölüm başlı başına acı bir şeydi. Azrail'in gelişiyle sadece giden değil, geri de kalanlar da ruhlarını kaybediyordu. Benim bir parçam kayıptı. Yitip gitmiş, benden esirgenmişti. Bağırmak istedim, çığlık atmak içimde büyüyen bu acıdan kurtulmak istedim fakat biliyordum ki şu an beni ayakta tutan tek şey bu acıdan doğan intikam hissiydi.
Ruhum, bedenim ve zihnim bir askerdi.
Geriye benden kalan tek şey acılardı ve bu acılar yakında savaşacağım kaosta bana zırh olacaktı.
Bana yaklaştığını hissedebildiğim adama dönerek gözlerimizi buluşturdum. Omuzları çökmüş, gözlerinin altı morarmıştı. Bakışlarındaki kedere aşinaydım çünkü aynı sancılı yasın ortağıydım.
"Gitme vakti geldi."
Boğuk sesi acısını ele veriyordu. Gözlerini kızının mezar taşında dolaştırdığında bakışlarında acıdan başka bir duygu daha vardı.
"Bunu yapanlardan intikamımızı alacağız." Dedi bütün kararlılığıyla. "Kızımın huzurla uyumasını sağlayacağız."
İntikam arzusuyla gözlerimi mezar taşına çevirdim.
Damarlarımda akan kan vücudumu yakarken aylar önce ettiğim yemini tekrarladım. Kendini Azrail ilan eden o adamın ölümü olacaktım.
Gözümün önünde canlanan fotoğraf içimdeki alevi harladı.
Siyah saçlar, sert yüz hatları ve hiddetle dalgalanan bir okyanusu anımsatan gözleriyle intikamımın hedefi; Araz Vladimirs.
Seviliyorsunuz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARZEMŞAH
General FictionDüşmüş Melekler Serisi Birinci Kitap 🏹 Kutsal Alazgir, en yakın arkadaşının öldürülmesi üzerine ona bu acıyı yaşatan adamdan intikam almak ister. Soğuk ve acımasız Rusya'nın tenha sokaklarında bir avcı misali hedefinin peşine düşer. Hedefi haline...