XVII. TREACHERY

54.2K 3.5K 3.9K
                                    




İyi okumalar dilerim... 💙

Lütfen satır arası yorumları unutmayalım, seviliyorsunuz.

Lütfen satır arası yorumları unutmayalım, seviliyorsunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



XVII. TREACHERY

The Phantoms - Devilish

🏹

KUTSAL



Kaderimizi seçtiğimiz yollarla mı belirlerdik yoksa seçtiğimizi sandığımız yollar bile aslında çoktan yazılmış olanlar mıydı?

Yaratıcımın bana layık gördüğü hikâye bir destan haline gelmeye başlıyordu. Tahmin dahi edemeyeceğim duygular ve olaylar ile sınanıyordum.

Annem her zaman gökkuşağını görmek için yağmuru izlemen gerek derdi fakat benim hayatımdaki fırtına dinmek bilmiyordu. Gökler deliniyor, şimşekler çakıyor, ruhumu çevreleyen lacivert okyanus şiddetle dalgalanıyordu. Boğulacağımı düşünüyordum. Onun gözlerinde başlayan bir yok oluşun eşiğindeydim.

Azar azar tükenecek ve en sonunda bitecektim.

Gerçekleşmeyecek hayaller kurmamam gerektiğini bana babam öğretmişti. Bunun gereksiz olduğunu, her zaman bana sunulanlar ile hareket etmem gerektiğini anlatmaya çalışmıştı.

Araz aklıma geldi. Yere bırakılan bir cam parçası gibi kırılan zihnim dört bir yana saçıldı. Bedenimi saran kollarını anımsadım. Nefesime karışan nefesini, cehennemin sahip olduğu bütün ateşi getirseler yine ısınamayacağım kadar yanmamı sağlayan gözlerini. Dokunuşlarındaki tutkuya eklenen naiflik aklımı başımdan almış, öpüşü delirmek istememe neden olmuştu. En kötüsü de ölümüme neden olabilecek bir adamın elleriyle bana hayat vermesiydi.

Varlığını hissedemediğimi fark ettim. Haftalardır en yakınımda olan adamın aramızdaki mesafelere rağmen her zaman varlığını hissederdim.

Şimdiyse büyük bir boşluk vardı.

Soğuk, korkutucu bir yalnızlık benliğimi sarmıştı.

Düşüncelerimin yoğunluğu başımın ağrımasına neden olduğunda hissettiğim sızıyla yüzümü buruşturdum. Ensemden yayılan acı inlememe neden olurken gözlerimi araladım. Görüntüler bulanık ve karanlıktı.

Bana bakan ahşap tavan ile karşılaştım ilk.

Yanan odunların çıtırtısını işitebiliyordum. Burnuma dolan ağır kokunun ne olduğunu anlayamadım. Sağımda kalan küçük cama bakışlarım kaydı. Havanın karardığını anlamak kaşlarımı çatmamı sağladı.

Ruhumu ele geçiren telaş ve korkuyla doğruldum. Hızlı davranmam başımın dönmesine neden olduğunda duraksayarak derin bir nefes aldım. En son siyah kediyi sevmek için evden uzaklaştığımı hatırlıyordum.

HARZEMŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin