VI. AÇIK KİTAP

117K 6.2K 1.6K
                                    




İyi okumalar dilerim 💙
                  

İyi okumalar dilerim 💙                  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



VI. AÇIK KİTAP

Grandson - Blood / Walter


🏹


KUTSAL


Babam katı bir insandı.

Farklılıkları sevmez, kurallara göre yaşardı. Belki de mesleğinin getirdiği bir deformasyondu bu. Klasik bir adamın, değişik kızıydım. Saçlarının uçlarını maviye boyatan, aklına eseni söyleyen, bağlılıklardan ve etikten hoşlanmayan evladıydım. Bazen bu denli aykırı olmamın nedenini onun dikkatini çekmek için verdiğim çabaya bağlıyordum. On dört, on beş yaşındaki bir kızın babasının sevgisinden daha çok neye ihtiyacı olabilirdi ki, özellikle annesi yanında değilse ve bütün dünya onu boğuyorsa?

Annem küçükken saçlarımı okşar ve kim olduğunu unutma, unutursan yaşamak için bir sebebin kalmaz derdi. Oysa ben hiçbir zaman kendimi tanıyamamıştım. Belki de biz insanların en kötü özelliği buydu. Çok çabuk unutuyorduk. Kimi zaman sözlerimizi, kimi zaman sevgimizi, kim zaman değersiz gördüğümüz herhangi bir şeyi, çoğu zamanda kendimizi.

Geriye dönüp baktığımda gördüğüm yabancıyla şu an içinde bulunduğum bedenin sahibi aynıydı. Ama ruhum, ruhumda kırılmış bir denge vardı. Kaosa yol açan bu durum kana susamamı sağlıyordu.

Ruhunu şeytana gümüş tabakta sunmuş bir kız olarak belki de bu denli düşünmemeliydim çünkü ben, ben yapan her şeyden vazgeçmiş, içi boş bir kozaya dönmüştüm. Onun yüzünü görmek, ölümün kıyısında dans etmek gibi geliyordu. Her an dengemi kaybedecek, beni yakmak için hazırda bekleyen ateşin içine düşecektim. Tek derdim, kendimle birlikte onu da dibe sürüklemekti.

Morskoy'un kalesinde geçirdiğim yaklaşık bir haftanın sonunda emin olmuştum ki burası dünya üzerindeki en sıkı güvenliğe sahip yerlerden biriydi. Her köşe başında Araz'ın adamları vardı ve bazı odalarda kamera olduğunu fark etmiştim. Ayrıca beni izleyen bir cihaz olmasına gerek dahi yoktu. Araz ve korumaları bir saniye olsun gözlerini üstümde ayırmıyorlardı. Attığım her adımın izlendiğini bilmek ise öfkemin üstüne dökülen benzinden farksızdı.

Aramızda sessiz bir savaş başlamıştı. Bunun ikimizde farkındaydık. O benim sınırlarımı zorlayacak, ruhumu siyaha boyayacaktı. Bende karanlığa bulanmış zihnine ışık olacak, gizemini keşfedecektim. Böylelikle bitirecektim onu. İçten içe, dişe diş ve kana kan.

Lakin kabul etmeliydim ki bu sandığımdan çok daha zordu. Günlerdir Erdem Amca'nın beni bu canavarın ellerine nasıl tek başıma yollayabildiğini sorguluyordum. Tamam, kendimi koruyabilir gerekirse kan dahi dökerdim fakat adam ala lede biri değildi. İçinde bulunduğum bu soğuk ülkenin adeta sahibiydi ve ben kralın yanındaki bir piyon bile edemiyordum.

HARZEMŞAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin