Secret Amour -HyunLix-

4.8

Düğün bitmeye yakın Ro-na kucağımda oturuyordum ki yengem yanıma gelip oturdu.

"Felix..."

"Efendim yenge?"

Dedim. O ise mahçup bir şekilde gülümsemişti sadece.

"Felix biliyorum... Nora öldüğü zaman sana güzel davranmadım. Ama lütfen beni anla. O zaman çok korktum. Hyunjin onu seviyor sandım. Ve ortada bir bebek vardı. Hyunjin mahvolur, bebek ortada kalır sandım."

Sessizce onu dinlemiştim.

"Affet beni Felix, amacım sana düşman olmak değil."

Güzel bir şekilde gülümsedim.

"Sorun yok yenge... Gerçekten her şey geçti."

"Hep yenge mi diyeceksin?"

Dediğinde kaşlarım havalanmış ona baktım.

"Ne demeliydim?"

"Yani... Hani oğlum ile evlendiniz ya? Anne demeyecek misin?"

"Anne mi demeliyim...?"

"Eğer istemezsen sorun yok. Ama sana söz veriyorum. Öz annenden daha iyi olacağım."

Güldüm.

"Ondan daha iyi olmak için çabalamana bile gerek yok."

O da buruk bir şekilde gülmüştü.

"Annen ve baban ile aranda olanları bilmiyordum. Sanki ikiside... Senin geleceğin için endişeli iki iyi bir ebeveyn gibiydiler."

"Evet sadece gibiydiler."

Dedim.

"Ne zaman ihtiyacın olursa..."

Sözünün yarım kalmasını sağlan bir kişi içeriye girmişti.

Öz annem süslenmiş, hızlı adımlar ile bizim oraya geliyordu. Yavaşça ayağa kalktım ve Ro-na'yı yengeme verdim.

"Yürü Felix."

"Ne yürü?"

"Yürü dedim sana!"

"Bugün... Karı koca rezil olma gününüz mü?"

"Evlenmeyeceksin o herifle!"

Kafamı salladım.

"Artık çok geç gibi..."

Masanın üzerinde duran evlilik cüzdanını gösterdim. Hemen almaya çalışınca ondan önce davranıp kaptım.

"Yırtmak gibi bir hata asla yapma."

"Annenim ben senin! Anladın mı annen! Yıllarca sana baktım! Sen ne yaptın! Bencilsin!"

Derin bir nefes alıp ona baktım.

"Annem olsaydın, oğlunu korur kollardın. Tamam mı? Kaç kere yanına ağzım yüzüm kan içinde geldim. Sen ise beni azarlayıp kitap okumam için gönderdin. Bir kez olsun, saçlarımı okşadın mı? Ya da ne bileyim gelip yaralarımı temizledin mi? Sürekli hizmetliler yaptı. İnan o hizmetli annem gibiydi."

Annem kızarmıştı. Fakat utandığından değildi, kızgınlığındandı.

"Felix, delirtme beni! Ne demek bunları yapmadım!"

Kameralara bakıyordu. Yüzüme bile bakmıyordu.

"Yüzüme bak, gözlerime bakarken söyle o halde. Yaptın mı? Yapmadın mı?"

Gözlerime bakmıştı.

"Y-yaptım."

"Yalan söylüyorsun."