5.4

245 37 31
                                        

Bir köşeye sinmiş öylece meleğimin fotoğrafına bakıyordum. İyi değildim, olamazdım da. Sabahtan beri bir çok kişi gelip dualar edip gitmişti. Ancak artık dualarda boştu. Biz dağılmıştık. Bizi dağıtmışlardı. Hoş, liseden beri tek istedikleri buydu. Sonunda almışlardı.

"Hyunjin..."

Kafamı kaldırmadan gözlerim ile gelen kişiye baktım. Seungmin gelmişti.

"Biraz bir şeyler ye. Yapma böyle."

Kafamı olumsuz anlamda salladım ve gözlerimi tekrar fotoğrafa çevirdim. Seungmin yanıma çöküp elini omuzuma koymuştu.

"Hyunjin, beni dinle sadece. Bak biliyorum bu zor bir şey. Fakat Ro-na için dayanmalısın."

Konuşamadım. O gücü bulamıyordum kendimde. Hastanede onun o ölü bedenini gördüğümden beri... Konuşamıyordum.

"Ro-na'da çok huzursuz, daha bebek ama olanı biteni kavrayabilir. Yemiyorsun, konuşmuyorsun. Ro-na anne, baba diye ağlıyor. Ne yapacağımızı bilmiyoruz."

Gözlerim sakince Seungmin'e döndü.

"Felix..."

Dedim fakat gerisi gelmiyordu.

"Shh tamam."

Diyerek bana sarılmıştı. Gözlerimde düşmeyi bekleyen yaşlar yine düşmüştü. Seungmin benden ayrılıp gözlerimi silmişti.

"Ro-na nerede...?"

Dedim, o da ayağa kalkıp beni de ayağa kaldırmıştı.

"Chan bakıyor. Changbin misafirlerle ilgileniyor. Jeongin ise... O da en az senin kadar kötü."

Derin bir iç çektim.

"Kızımı bana getir Seungmin."

Kafasını sallayıp odadan çıkmıştı. Bende kalktığım yere geri oturdum. Kısa süre sonra Seungmin kucağındaki Ro-na ile yanıma gelmişti. Sakince kucağıma alıp öptüm kızımı.

"Baba..."

Diye iç çekmeye başlamıştı. Sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım. Sadece ikimiz kalmıştık. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu bizim.

Biz bir süre öyle durunca içeriye giren babamın sesini duyunca gözlerimi açıp kafamı kaldırdım.

"Hyunjin."

"Baba..."

Diyebildim, gözlerimden yine düşen bir kaç yaş olmuştu. Ben ağlamaya başlayınca Ro-na'da ağlamaya başlamıştı. Babam yanımıza gelip oturmuş bana sarılmıştı. Bende Ro-na'ya sarılıyordum.

"Oğlum, mahvetme kendini. Bu bir son değil. Felix artık mutlu, çünkü bir endişesi yok. Rahata erdi o."

"Benim, bizim yanımızda rahat değil miydi?"

"Babacım öyle değil."

"Çok canı yandı kesin."

Diyerek bir yaş daha akıttım. Babamın omuzuna düşmüş orayı ıslatmıştı.

Gözlerimi kapatıp kızıma ve babama daha da sarıldım.

"Dayanamam baba ben..."

"Kızın için dayanmalısın babacım, o zaman Felix çok mutlu olur."

"Ya yapamazsam? İlerde büyüdüğü zaman annesine ne olduğunu öğrenirse, bana kızmaz mı? Annemi neden korumadın diye?"

"Kızmaz oğlum."

Sakince gözlerimi yeniden Felix'imin resmine çevirdim. Ne güzel gülüyordu öyle. Hiçbir derdi, tasası yok gibi mutlu mutlu. İstemsizce bende gülümsemiştim.

Secret Amour -HyunLix-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin