5.1

183 38 63
                                    

Üzerimi giyinip markete çıkmak için hazırlanmıştım. Ro-na, Hyunjin ile evde kalacaktı. Bu yüzden hızlı hazırlanmıştım. Cüzdanım ve telefonumu alıp aşağı kata indim.

"Ben çıkıyorum Jinne."

"Tamam güzelliğim, dikkatli ol."

"Hemen gelirim, istediğin bir şey var mı?"

"Hayır, yok."

"Tamam o halde. Görüşürüz."

Evden çıkıp garaja ilerledim ve arabama binip hızla ilerlemeye başladım. Aklımda alacaklarımın bir listesi olsa bile telefonumda da vardı. Bu yüzden bir yandan da listeyi açmaya çalışıyordum. Arabayı yer bulamadığım için marketin biraz uzağına park etmeye karar vermiştim.

Sokağa girdiğim anda bir araba hızla önümü kesince ani fren yapmıştım. Kaşlarımı çatarak sinirle karşıya baktım. Simsiyah bir araba ve camları siyah filtreler ile kaplıydı. Direksiyonu hiçbir şey olmamış gibi kırıp arabayı park ettim ve beni bekler gibi gözüken arabaya ilerlemek adına indim.

Arabanın önünde durup kollarını bağladım. Cam biraz aralanmış ve bir tane maskeli adam gözükmüştü. Maskesini indirince babam olduğunu fark ettim.

"Sen kaçtın mı?"

Dedim şaşkın bir sesle. Gülmüştü.

"Belki..."

"Cezan daha da uzayacak."

"Olabilir. Bu umrumda değil."

"Neden kaçtın? Hiç mi korkmuyorsun."

Beni duymamazlığa verip bir şeyi elime vermişti. Kumaşa sarılı şeyi açınca bir silah olduğunu fark ettim.

"Ya sen kendi canına kıyarsın, ya da ben Hyunjin'in canına kıyarım."

Kaşlarımı çatıp hızla cama doğru ilerledim ve elimi içeri soktuğum gibi boğazını tuttum.

"Bir daha Hyunjin'e zarar vermeye çalış. Gerçekten ya seni süründürürüm ya da öldürürüm."

Boğazını bırakıp silahı arabanın içine attım.

"Bana bak Felix,"

"Dinlemek istemiyorum, seni bir daha ne benim yanımda ne de ailemin yanında görmek istemiyorum!"

Diyerek hızla markete doğru ilerledim. Hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışsam da sinirimden yerimde duramıyordum. Çalan telefonumu alıp açtım.

"Ne var?"

"Bebeğim, iyi misin?"

"İyiyim."

"Emin misin? Sinirli gibisin sanki."

Derin bir nefes alıp verdim.

"Hayır, bir şey yok. Ne için aramıştın?"

"Ro-na'nın emziğini bulamıyorum. O yüzden sana sormak istedim."

"Bizim odamızda olmalı, nereye koyduğumu hatırlayamıyorum."

"Tamam güzelliğim, ben bir daha bakarım."

Veda edip telefonu kapatmıştık. Hızlıca alacaklarımı alıp poşetleri arabama koyup eve doğru ilerlemeye başladım. Rahat kalmalıydım, çünkü biliyordum onu en kısa sürede yakalayacaklardı.

Öyle olmasını umut ediyordum...

"Eşyaları mutfağa götürün siz."

Secret Amour -HyunLix-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin