Tanrısal bakış
O
gün gök ağladı. Masumlar için göz yaşlarını tek tek döktü. İki genç için saatlerce ağladı o gün. O haklıydı, herkesten tek tek intikam almıştı. Sona kalan Hyunjin'den de ölümü ile intikam almıştı. Felix dediği yapmadan ölmemişti. Ayrıca onları ayıran ölüm bile olmamıştı. Çünkü onlar biribirlerini öyle bir sevmişlerdi ki sevgilerinin arkasından gitmeyi seçmişlerdi.
Yüz yıllarca insanların acı çektiği aşk aslında o kadar masum değil. Birine tutulduğunuz zaman anlıyorsunuz bunu. Size bir çok zarar verse dahi aklınızda hep o kişi olur. Her acısına, her kötü sözüne katlanır ancak ufak bir sevgisini mahrum edince buna katlanamazsınız. Özellikle dünyaya yasak olarak inen aşklar vardır.
O kişiler haramdır birbirlerine. Kendi cinsinden hoşlananlar mesela. Tanrı tarafından yasaklanan bu aşka tutuldunuz mu cehennem sizi yakmak için alevlenir. Fakat siz çoktan alevler arasında yanıp kül olmuşsunuzdur. Bir anda sizi terk etse, hiç sevmediğini söylese... Ne kadar hüzünlü değil mi?
İnsanlar acır birbirine ama kimse o kişiyi anlamaz. Bir çok kişi söyler günah diye. Fakat aşık olanın gözü bunları dahi görmez. Sarılmadan, dokunmadan, görmeden seversiniz onu. Kokusunu bilmezsiniz çoğu zaman.
Fakat ufak bir fotoğrafında gözlerine baktığınız an tüm dünya size neşe kaynağı olur. Yıldızlardan daha parlak gözleri ne de güzel gülüyor öyle diye düşünürsünüz. Ancak o kişi acımaz size. Bir anda terk eder gider. Sizin gözlerinizde olan yıldızlar söner, geriye zifiri karanlık kalır. Kalbinize söz geçiremezsiniz. Çok dersiniz sus, o seni sevmiyor diye. Fakat o sizi dinlemez.
Günden güne ölürsünüz. Zamanlı bir intihar gibi. Beden olarak yaşam faaliyetleri yürüsede zihinsel olarak bir ölü olursunuz. Aklınızdan geçen ölüm düşüncelerine karşı koyamazsınız.
Yüz yıllarca bize anlatılan bu aşk hikâyelerinde aşıklar hep kavuşur değil mi? Bizimkisinde kavuşmak yok. Haram bize kavuşmak. Yarım kalmış bir aşkın içinde tarihe karışıp gidersiniz.
İşte böyledir bu masum olan aşk. İnsani öldürür, ölümlerden ölüm beğendirir. Ama yinede onun ufak bir sözüyle tekrar yaşama dönersiniz. Aşkta öyle işte. Bir bakarsınız kendinize ölüm günü seçiyor olursunuz...
O gün bir can daha gitmişti. Gökyüzünün kimine göre rahat kollarına kavuşmuştu. Arkasında bıraktığı gözyaşları sel olup susturmuştu o geceyi. Ay bile o gün parlamaya utanmış gizlemişti kendisini.
Hyunjin o gece evinde kanlar içinde bulunmuştu. Ailesine acı bir kayıbı yaşatmıştı. Gözlerden düşen yaşlar onun mezarını çamur yapabilirdi.
Her ölüye yapılan klasik işlemler yapılmıştı ve Felix'inin yanına mezarı konmuştu. Ro-na, Felix ve Hyunjin. Küçük bir aile olarak sonsuzluğa hazırlardı. Hyunjin söz verdiği gibi ailesinin yanına gitmiş ve kolları ile sarmalamıştı.
Bu özlemi kimse dindiremezdi. Kalpler atmayı durdursa bile aşkı, sevgiyi durduramamıştı. Çünkü onların aşkı ne kalpte yaşıyordu ne de zihinde. Onların aşkı sonsuzlukta yaşıyordu. Bu yüzden dinmemişti, dinmeyecekti.
Cenaze işlemleri tamamlanmıştı. Ailesi yasını tutup bitirmişti. Çoktan 1 ay olmuştu o kimine göre kabus olan o buluşmanın üzerinden.
Ülkede tüm haberlerde çıkmıştı. Herkesin dikkatini çeken tek şey bu dünyaya açıklama olarak bile bırakmadığı bir kısa mektubun olmamasıydı. İnsanlar cinayet gibi düşünse de aslında değildi.
Hazırlıksız bir gidiş hiç değildi. Planlı programlı bir terk edişti bu. Arkada kalan Jeongin, Chan, Changbin ve Seungmin hayatlarına devam etmişlerdi. Hepsi arkadaşlarının acı kayıplarını yaşamıştı.
Felix ve Jisung'ta buluşmuştu artık. Küskünlükleri kaybolmuştu. Jisung'ta Minho ile buluşmuştu. Kısaca herkes kendi hayatına geri dönerken diğerleri özlem gideriyordu.
Çok bir kelime kalmadı. Acı çeken tüm sevgiler zamanı gelince huzura erişmişti kısaca. Ne göklerin ağlaması, ne de gözlerden düşen yaşların bir faydası kalmıştı. O gözler dünya için kapandığında her şey anlamsızlaşıyordu.
Birde korkak insanlar vardı. Zamanında Hyunjin'in yaptığı korkaklıklar gibi. Bilmiyordu ki bu ona ve Felix'e zarar verecekti. O sadece bahanelerin ve korkularının arkasına sığınıp susmuştu.
Korkak bir insandı bunu asla inkâr edemezdi elbette. Zira bu hiç doğru olmazdı. Yattığı yerde rahatına eremezdi.
Fakat Felix ne kadar sevsede onun bu korkak hallerinden uzak kalmalıydı. Yaptı ya da yapmadı şuna bunun bir önemi kalmamıştı. Fakat diyebilirim ki...
Korkaklık... Korkaklık bir şeyden korunmak için dikkatli davranmak değildir. Korkaklık en güzel, en toz pembe rüyaların sonunu getiren bir duygudur. Korkak insanlardan uzak durun. Çünkü onların daha kendi duyguları ile yüzleşecek bir cesaretleri yok.
Gel gelelim bizim çiftimize. Onların hikayesi bir peri masalı değildi, hiçte olmamıştı. Onlar işi ahirete taşımıştı. Acılı ve sancılı geçen aşklarına sadık kalıp yine birleşmişlerdi. Şimdi onları ayıracak kimse kalmamıştı.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret Amour -HyunLix-
Fanfiction"Hata yaptın." "Herkes hata yapar!" • Bu fic, şiddet, psikilojik baskı, olumsuz örnek, küfür, argo kelime içermektedir. Lütfen uyarıları dikkate alarak okumanızı tavsiye ederim. iyi okumalar. +ANGST! Başlama Tarihi: 2 Eylül 2023 Bitiş Tarihi: 26 Haz...