Pekala, her ortamda dikkat çekebilecek bir güzelliğe sahiptim ama bu kadar da olduğunu düşünmüyordum açıkçası.
Kantinde, dersin başlamasını beklerken oturup bir kahve içmek istemiştim yalnızca lakin insanlar bana bakıp fısıldaşmaya başlamışlardı. Oğlum bu okulda herkes birbirini tanıyor- lan acaba Kürtlerdeki şu akrabalık bağları şeysinden miydi? Ama ne alaka, tüm okul nasıl akraba olsun amk?
Diğerlerinin de ellerinde telefon gördüğümde çıkarmış ve bizimkilerle mesajlaşmaya başlamıştım. Aydın aşkımdan ölüyor, Faruk ise bana Antalya'yı hediye ediyordu.
Aydın(lanma) cagı
Gelme amk eşşşek gibi kal orda da
biraz bizi özle
bulmuş da bunamış çirkin maviş
Gorilla Faruk 🦍
Kızım mal mısın amk
paranoyak köpek kimse yok yanımızda
senden başka üçüz falan yok
henüz.
ASİŞJGLSLŞKFİSJDLGŞSDKGŞJFD AĞLA
Ah ah, işte neler çekiyordu bu gönül bir ben bir de Allah-u teala bilir. Kendi içimden konuşup bu salakların mesajlarına cevaplar yazarken kantinde önce büyük bir sessizlik, ardından yüksek gülüş sesleri yükselmeye başlamıştı. Miranlar tıka basa dolu olan kantinde sanki babalarının malıymış gibi -ki bu doğruydu- bir masaya oturmuşlardı rahatça.
Arada gözleriyle beni kontrol ediyor, o gözleri çıkarma isteği duymama neden oluyorlardı ama şimdilik bir sıkıntım yokt-
"Selam, ben Emre." deyip yanıma oturan çocuğa bayık bakışlarla baktım ve kulağımdaki airpods tekini çıkardım. "Dinliyorum Emir?" diye konuştum bir an önce gitsin diye.
Dudağını ısırdı ve bacağını uzatıp biraz daha rahat bir pozisyonda oturdu. "Tanışmak için gelmiştim. Ayrıca Emir değil, Emre." kafamı salladım ve önümdeki boş kartonu buruşturduktan sonra, çok uzağımızda bulunmayan ama yakında da olmayan çöp kutusuna basket atıp ona döndüm. "Ooo, basketçiyiz de?" diye konuştu.
"Bak Emirciğim, biriyle tanışmak istiyorsan önce masasına otururken izin istemen gerekir." deyip çantamı tek koluma takarak ayaklandım. Kantindeki insanların çoğunun bakışlarının üstümde olduğuna bakılacak olursa bu salak da okulun popi çocuklarından biriydi. Hocam popüler ilişkilerden hayır gelmezdi, ben sessiz çocuk adamıyım.
Kalktığımda yine dibime girdi. Miran ve Armanç gergin gergin bizi izlerken, daha şimdiden bu okulun beni sıkmaya başladığını hissetmiştim. "Hadi ama, sadece tanışacağız. Okula yeni gelen arkadaşımıza okulu gezdirebilirim özür mahiyetinde."
Parmaklarımı çıtlattım. "Kardeşim sıkıntılı mısın amına koyayım, uzaklaş ya. " deyip hızlı adımlarla ondan uzaklaştım. O sırada zil de çalmıştı ama benim önce lavaboya gitmem gerekiyordu. Çıktığımda Affan Bey'in söylemiş olduğu sınıfa ilerledim ve ders başladığı için kapıyı tıklattım. 12-A.
Girmek için onay aldığımda kapıyı açtım. O H A Mardin'in hocalarının hepsi böyle taaşşş gibiyse, ben muay thai'yi bırakıp doktor olmak için köpek gibi çalışırdım. "Evet?" diye soran hocayla birlikte "Yeni öğrenciyim, müdür bey beni buraya yönlendirdi." dediğimde gülümsedi.
"Hoş geldin, geç bakalım." dediğinde yerime geçeceğimi zannederken beni durdurdu. "Kendini tanıtır mısın bizlere?" diye sordu. Ben benim hoca sen kimsin deme isteğimi zorlukla bastırdım. "Adım İrem, Antalya'dan geliyorum." dedim kısaca.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZHAROĞULLARI
Ficción GeneralAşiret + gerçek ailem kurgusu. Birçok klişenin toplamından meydana geliyor, istediğimiz de zaten klişeler değil mi? İrem yaşadığı şehri temsil etmiş ve Muay Thai alanında Avrupa şampiyonu olmuş başarılı bir genç kızdır. Hedefi, Dünya şampiyonası ol...