OY.
YORUM.
EN COK YORUM.
COK COK YORUM.
OPDUM OKUYUN!!!
<>
Sabah saat dört buçuk gibi uyanmış ve duşumu aldıktan sonra evden çıkmıştım. Çıkarken evin çalışanlarıyla karşılaştığımda şaşkınlıkları belli oluyordu ama pek fazla dikkat etmeyip spor çantamla birlikte çıkmıştım evden. Gecesinde Cengiz'e haber verdiğim için beni bir koruma spor salonuna bırakıyordu.
Ayrıca sabahın dördünde bile çalışanlar yoğun bir şekilde bir oraya bir buraya gidiyorlardı. Nenem çocukları geleceği için evi dip köşe temizletiyordu ve bayağı çeşit yemek yapmak için hazırlıklara başlamıştı.
Spor salonunda takılıp çalıştıktan ve Fethi Abimle sıkı bir antrenman yaptıktan sonra cevaplanmamış birkaç soru bırakarak telefonu kapatmıştık. Ardından salona benim gibi erken gelen kaslı abilerle güreşmeye çalışmış, kendimi zorlamama rağmen sırtım direkt minderleri bulmuştu. E bu abiler de Tuna Tavus gibilerdi, ben onlar için çerez bile değildim amına koyayım.
Spor bittikten sonra duş almış ve yanımda getirdiğim -Cengiz korumalara söylemişti ve onlar getirmişti- okul eşyalarımı alıp aynadan basit bir makyaj yaptıktan sonra kendime öpücük attım ve okula geçtim.
Şu sıralar yazılılarımız başlayacağı için Şafak itiyle birlikte sadece birbirimize konu anlatmıştık. Zil çaldığında ben ona konu anlatmaya devam ederken sınıfın kapısı sertçe açıldı.
"Bak Geri zekalı, işte sonra Fatih de demiş ki ben karımı özledim; almalayım Belgrad'ı dönelim. Ondan dolayı fetih yarıda kal-"
"İrem!" hızla üstüme atlayan bir varlıkla gözlerim kocaman açıldı. O bana sıkıca sarılırken nefes almaya çalıştım. "ARMANÇ! KALK ÜSTÜMDEN İT KÖPPOŞ!" bağırmamı önemsemedi, sınıftakiler bizi izlerken bu mal sadece sarılıyordu. Sonunda kalktığında Miran da karşı sıramıza geçti, gözlerime endişeyle baktı. "Anlat artık, sabah anlatacağım diye diye meraktan siktin bizi."
Ben gülerken Şafak iti kaşlarını kaldırdı sorgulayarak. Can ile Memoş da girmişlerdi ve onlar da aynı şekilde bakıyorlardı. Can, götünü Aybars'ın sırasına yasladı. "Bilmediğimiz bir şeyler mi var?"
Armanç yüzünü buruşturdu. "Yarrağım siz her haltı bilmek zorunda mısınız?" elimdeki -Şafak'ın- tüylü kalemle kafasına vurdum. "Arkadaşımla kibar konuş köppoş."
Sabıır çekerken gülerek sırada bağdaş kurdum. "Anlatıyorum; biz kavga ed-"
"ABLA! ABLAM! ABLLLAAAAAMMM!" Hızla depar atıp sınıfa giren ve sıramıza atlayan Şiyar ile kahkaha atıp kollarımın arasına alıp saçlarını okşadım. "ABLLLLAAAAMM, SEN OLMASSAYDIN BEN NAPARDIM ABLAMMM!" ben daha fazla kahkaha atarken Memoşlar da gülüyordu. Armanç göz devirirken Miran kendini topladı.
Olayları kaba bir şekilde özetledikten sonra dedemin verdiği tepkiyi ve benim isteği dile getiriş şeklimi falan anlattım derken aramız bitti ve sonunda heyecanla beklediğim çıkış geldi.
Aşağı adımlarken okul bahçesinde Aybars tarafından durduruldum. "Selam," deyip elini ensesine atıp altın sarısı saçlarını ovuşturduğunda ben de gülümsedim. "Selam?" diye hafif sorar bir tonda konuştum.
"Nasılsın?" diye sordu yine aynı şekilde tebessüm ederek. Dudaklarımı yaladım, dişlerim hafif görünür bir şekilde gülümsedim. "İyiyiim, sen?" kafasını salladı. "İyiyim ben de. Ben şey soracaktım, Şafak'a anlatırken duydum da tarihin iyi galiba. Rica etsem bana da anlatır mısın diye soracaktım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZHAROĞULLARI
General FictionAşiret + gerçek ailem kurgusu. Birçok klişenin toplamından meydana geliyor, istediğimiz de zaten klişeler değil mi? İrem yaşadığı şehri temsil etmiş ve Muay Thai alanında Avrupa şampiyonu olmuş başarılı bir genç kızdır. Hedefi, Dünya şampiyonası ol...