"Yabancıyım. Her şeye o kadar yabancıyım ki size nasıl davranmam gerektiğini bile bilmiyorum. Kardeş olmayı bilmiyorum klişelerine girmeyeceğim, sadece.." Omuz silktim. "Bilmiyorum işte. Abi demek bile garip geliyor bana, hani kendimi köşeye kapanmış gibi hissediyorum. Her gece dışarıdaydım ve şimdi birden eve kapandım. Arkadaşlarım, çok fazla erkek arkadaşım vardı çevrem vardı ama şimdi sanki onlardan bahsedersem mayına basmışım gibi hissediyorum."Derin bir nefes aldım. "Bana ailemiz var, aşiretin diyorsunuz; biliyorum abi ben bilmiyor muyum sanki, aranızı benim düzeltmemi bekliyorsunuz. Ya ben.. Ya ben kendime bile yabancıyken, size bile yabancıyken tanımadığım insanlarla birden samimiyet kurup bir de sizinle aralarını düzeltmelerini sağlamamı bekliyorsunuz. Dillendirmenize gerek yok, ben bunların hepsini anlayabiliyorum."
Kollarımı bacaklarıma sardım ve ikisiyle de göz teması kurmadım. "3 hafta oldu buradayım ama ben, ya ben gerçekten hiçbir şey bilmiyorum ama korkuyorum. Her gece ya istisnasız her gece Affan Bey saçımı okşarken uyuyor taklidi yapmak artık çok zor geliyor. Şu üçüz denen varlıklarla oturup muhabbet etmek istemek zor geliyor, Azad'ın ondan harçlık almıyorum diye odama girip çantama para koyması, Dilşad Hanım'a özellikle kaba davranmak vallahi çok ağır geliyor bana." Kafamı salladım, gözlerim dolmuştu. "Ben kendimi öyle bir kaybettim ki hayatımda doğru dediğim her şey yerle bir oldu. Sizi tanımıyorum, hem de zerre tanımıyorum; yanımda kimse olmadığı için ufak bir ilgi verdiniz diye mi sizinle yakınım yoksa gerçekten beni anladığınız için mi yakınım anlayamıyorum. Kinim ya da nefretim bile beni duygularımın ağırlığından kurtarmıyor, kurtaramıyor."
Agır derin bir iç çekti ve yaslandığı duvardan kalkıp yanıma geldi. Kolunu omzuma attı ve beni kendisine çekti. Gözyaşlarım yanağıma düşerken Baver de sessizce izliyordu.
Elinin tersiyle gözyaşlarımı sildi. "Düşüncelerin, tavırların çok normal, hatta bunun tersi olması, bize birden ısınıp birden anne baba ya da abi demen saçma olurdu. Her şey zamanında olur yavrum, su akar yatağını bulur. Sadece.... artık bunun hakkında düşünmemeye başla. İşte o zaman ne olacak biliyor musun?"Kafamı salladım bilmediğimi belli etmek için. Gözyaşlarım yanağıma akarken o gülümsedi. "İşte o zaman sadece kalbinin sesini dinlemiş olacaksın." Derin bir nefes aldı. "Uzun bir süredir sadece mantığını dinledin çünkü seni koruyacak bir ailen yoktu ya da sen öyle düşündün ama şimdi var. Kendine hata yapma iznini ver artık, İrem. Bak Ferit abime, neden sana karşı soğuk biliyor musun?"
Kafamı salladım bilmediğimi belli etmek amacıyla. "Çünkü hata yapmaktan çok korkuyor. Senin kendisi kırmandansa sana hiç yaklaşmamayı tercih ediyor."
Dudaklarım hafifçe aralandı ve burnumu çektim. "Bir sebep yokken neden onu kırayım?"
Gülümsedi. "Bir sebep yokken neden sana harika bir aile olmayalım?" Dudaklarımı üst üste bastırdım. O sırada Baver kalkıp yanımıza geldi. "Ben de sarılabilir miyim?" Diye sorduğunda Derin bir nefes aldım. Madem öyle, o zaman ben de hata yapacaktım.
Belki hata olmazdı.
Kafamı salladım. Gözlerindeki parlamaya yakinen şahitlik ederken kollarını o da vücuduma sardı.
Bir süre o şekilde oturduk. Sırtımız duvara yaslı, ben ikisinin ortasında be kolları bana sarılı şekilde nefes seslerimizi dinledik. Sonra aklıma gelen şeyle kıkırdadım.
Baver bana çevirdi gözlerini. "N'oldu." Diye sorunca Elimin tersiyle yüzümü sildim. "Isınmak için birbirlerine sarılan penguenlere benziyoruz."
Agır de kısık bir şekilde gülünce kollarının arasından çıktım. "Ay çıkın be, yeter bu ne samimiyet?" Karşılarında bağdaş pozisyonunda oturdum. "Baverciğim samimiyetimize istinaden bir teklifim var sana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZHAROĞULLARI
General FictionAşiret + gerçek ailem kurgusu. Birçok klişenin toplamından meydana geliyor, istediğimiz de zaten klişeler değil mi? İrem yaşadığı şehri temsil etmiş ve Muay Thai alanında Avrupa şampiyonu olmuş başarılı bir genç kızdır. Hedefi, Dünya şampiyonası ol...