selam kedycklerim ben gelzim
her satira yorum yapmayi ve oylarinizin nis'in yanagina bir opucuk oldugunu unutmayin!!
su icip baslayin-sagliginiz icin, kaos yok bu bolumde-
<>
Yatağımda uzanırken kalktım ve aynadan yüzümü inceledim. Eve geçmemizin üstünden iki üç saat geçmişti ve benimkiler direkt olarak Antalya'ya dönmüşlerdi çünkü Mümtaz Amca çok önemli bir toplantıyı yarıda bırakmıştı ve Aydın'ın ise finalleri vardı.
Saçlarımı sertçe topladım ve boynuma kolyeyi taktıktan sonra Şiyar'ın odasına ilerledim. Kapıyı tıklattım ve o onay verdiğinde içer girdim. "Ooo maşallah, ma aile buradayız anladığım kadarıyla." dedim dudağımın kenarı hafif kıvrık bir şekilde.
Yürüyebiliyordum çünkü karnımdaki sadece basit bir kesikti. O an bayılma nedenimse yüksek stres olduğunu söylemişti doktor.
Annem güldü. "Şiyarla hepimizin konuşması gerekiyordu." ona anne demek şimdi garip geliyordu ama söylemem gereken zamandaydım artık. Burada olalı neredeyse üç ay oluyordu ve...
Ve benim Azad ile anlaşma sürem bitiyordu?
"Dediğin gibi, ailece buradaydık." dedi Boran geçmiş zaman eki kullanarak. Ben geldiğimde artık ailece kalmış olmuyorlardı. Burnumdan nefes vererek güldüm. "Seni de mi döveyim? Gel-"
"Bana bak kızım!-" hızla ayaklandığında Ferit onu kavramıştı. "Ağır ol avukat," dedi kısıkça. Boran ise gözlerini üstümden çekmedi. "Seni burada koruyacak bir Cengiz Mazharoğlu da yok, karşında avukat duruyor; gitmesin diye zırladığın lisansını aldırırsam oturur ağlarsın."
Güldüm. "Sonra da oturur cesedinin üstüne bir keyif sigarası yakarım, nasıl fikir? Hani oturup yanındaki ucube ikizinle birlikte İrem'i nasıl sinirlendiririm diye mi düşünüyorsun? Ama sana söyleyeyim; bugün gördüğün o adamlar var ya," dedim ve dişlerimi sıkıp gülümsedim. "Sen yanımda yokken de vardılar ve sen şimdi buradayken de yanımdalar. Sana ihtiyacım olmadığını en iyi bir şekilde anlatan en ufak örnek ise; bana zarar geldiği düşüncesiyle toplantısını iptal edip buraya gelen Mümtaz Beyzade." dedim.
Güldü. "Madem ihtiyacın yok, niye ağlarken sarılmak için an kolladın canım?" dalga geçtiğinde dişlerimi sıktım. "O da benim ayıbım olsun." gözlerimi önce Baver'e sonra Agır'e çevirdim. "Hak etmeyen insanları bir yere koymaya çalışmak da benim ayıbım olsun."
Agır kafasını salladı. "Bu şekilde laf sokarak bir yere varabileceğimizi düşünüyorsan devam et, İrem. Ama sen de biliyorsun ki oturup düzgünce konuşmazsak aramızdaki meseleleri büyütmekten başka bir işe yaramayacak bu-"
"Ben seninle neyi konuşayım Agır!? Bana geldin deidn ki abin olacağım, güven bana, seni kırmayacağım! Ulan ben sana instagram hesap şifremi bile verdim! Sana güvendim, bana güveniyorsun sandım!" sesim yüksekti ve kimse konuşmamı bölmedi. "Sen ne yaptın?! Sana meseleden bahsettiğimde Armanç ile Miran'a saldırığımı sandın! Bana bağırdın! Şiyar'a ben zarar verdim sandın!" dedim bağırarak.
Konuşmak için araya gireceği sırada elimi kaldırdım. "Ben bu eve geldiğimde bana zarar verecek kişilerin Ferit ile Boran olduğunu zannetmiştim ama yanılmışım. Adam bebek gibi bakıyor bana ve bir de eve geldiğimde direkt sevgi pıtırcığı olup üstüme atlayana bak," yüzümü buruşturdum. "Daha fazla konuşmak istemiyorum ne seninle ne de diğer kardeşlerinle-"
"Diğerleri kardeşi değil mi abimin?" diye soran Baver'e çevirdim kafamı. "Diğerleri onun kardeşi olabilir ama benim de kardeşlerim."
"Bayağı çabuk alıştık ha, anne baba üçüz falan demeler. Şiyar'ı savunmalar." Boran alayla güldüğünde Azad ile Ferit müdahale etmeye çalıştı ama onları durdurdum. Affan Bey zaten odada yoktu, Şiyar ile konuşmuş ve evden çıkmıştı. "Alıştım canım sana ne? Çok mu ilgilisin bu konuya?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAZHAROĞULLARI
General FictionAşiret + gerçek ailem kurgusu. Birçok klişenin toplamından meydana geliyor, istediğimiz de zaten klişeler değil mi? İrem yaşadığı şehri temsil etmiş ve Muay Thai alanında Avrupa şampiyonu olmuş başarılı bir genç kızdır. Hedefi, Dünya şampiyonası ol...