24.Bölüm: Ölüm ve Yaşam Arasında

434 42 4
                                    




Selam bebeksular,

Keyifli okumalar!

***

24.BÖLÜM

ÖLÜM VE YAŞAM ARASINDA

Ölmek korkakların kaçış yoludur. Cesaretin varsa yaşa.

*

Arabaya son bir kez daha baktım.

Önüme döndüğümde karanlığın soğuk dokunuşları tenimi karşıladı.

Kerem'in telefonda söyledikleri kulaklarımda yankılanırken kalbim korkuyla çarpmaya devam ediyordu.

Koşmaya başladım.

Ardıma bakmadan, ciğerlerimin yanmasını umursamadan koştum.

Bir dakika sonra başıma gelebileceklerin korkusuyla koştum.

Nefes almaya çalıştıkça vücudum temiz havayı reddediyordu sanki. Boğazım yanıyordu.

Kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki nefesimin kesildiğini hissedebiliyordum.

Korku, bir virüs gibi bedenimi ele geçirdiğinde dizlerimin titremeye başladığını hissettim. Kendimi öyle güçsüz hissediyordum ki, attığım her adımın ardından yere yığılmaktan korkuyordum.

Benimle birlikte, takip eden araba da gaza basarak hızlandı. Bir yandan arkama bakıyor diğer yandan hızımı artırmaya çalışıyordum.

Kulaklığımı tek seferde çekip çıkardım, sonra avucumun içinde sıktığım telefonumun ekranına baktım.

"Göktuğ neredesin?" diye mırıldanırken sesim titriyordu. "Göktuğ..." diye tekrarladım düzensiz soluklarımın arasından.

Yeniden arkama bakmaya çalışırken kaldırımın sonuna geldiğimi görmeyince yol ayrımında yere kapaklandım.

Dudaklarımdan acı dolu bir çığlık yükseldi. Son anda öne uzattığım ellerim yere sürttüğü için canım acıyordu.

Düştüğüm yerden kalkmayı beceremediğim için avuçlarımın yaralanmasını önemsemeden, yerden destek alıp telaşla arkama döndüm.

Araba hâlâ üzerime doğru geliyordu.

"Dur!" diye mırıldanırken sesim ancak cılız bir inilti gibi çıkmıştı. "Yalvarırım..." diyebildim kesik kesik nefeslerimin arasından. "Dur!"

Farların güçlü ışıkları gözlerimi acıtınca tek elimi gözlerime siper ederken, diğer elimle yerden destek alarak bedenimi geriye taşımaya çalıştım.

Geriye kaçarken yaptığım her hamlede elim daha çok acısa da yaşadığım korku hissettiğim acıların önüne geçmişti.

Asfaltın soğuğuna temas ettiğimden beri tüm vücudum uyuşmaya başlamış gibi hissediyordum.

Nefes almak istemiyordum artık. Temiz hava canımı yakıyor, başımı döndürüyordu.

"Dur!" dedim tekrar ama bu kez ben bile kendi sesimi duyamamıştım.

Çaresizliğin kollarına teslim olmaya hazır bedenimde kaçacak güç kalmamıştı artık.

Zihnimdeki tüm düşünceler ve kalbimdeki tüm duygular karanlığa pusmuş, başıma gelecekleri izlemek üzere hazırda bekliyorlardı.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin