25.Bölüm: Zaman Doldu

458 42 4
                                    




25.BÖLÜM

ZAMAN DOLDU

Sevmen gerektiğinde sevmeli, gitmen gerektiğinde gitmelisin. Sevmen gerektiğinde gidersen şayet gittiğin yerde sevgiden mahrum kalırsın.

*

Güneş bugün doğmasa ne iyi ederdi.

Doğdu.

Sanki tek amacı gözlerimi oymakmış gibi pencereden içeriye sızan güneş ışıkları yüzünden, elimi yüzüme siper ederek gözlerimi açtım güçlükle.

Dün geceden sonra dayak yemiş gibi hissediyordum kendimi. Sanki üzerimden tır geçmiş gibi, her yerim ağrıyordu.

Güç bela açtığım gözlerimin görüşü netleşene kadar elim yüzümde bekledim. Birkaç dakika sonra doğrulmaya çalıştığımda belime saplanan acı, yüzümü buruşturmama neden oldu.

"Oo... Güne süper başladık," diye alay ettim yatağın ortasında oturmuş esnerken. "Kesin başıma uçak düşecek," dedim ve bacaklarımı yataktan sarkıtıp birkaç saniye öylece oturdum.

Biraz sonra yataktan çıkıp, ayaklarımı sürüyerek ağır ağır odanın içinde yürümeye başladım.

"Umarım sadece uçak düşer de günü ucuz kurtardım diye sevinirim," diyerek kendimle alay etmek üzere aynanın karşısına geçtim.

"Ay şu tipe bak," dedim ve dehşetle kendimi izlemeye koyuldum. "Tipimle kendime zorbalık yapıyorum resmen, haydut gibiyim," deyip yüzümü daha yakından inceleyebilmek adına aynaya biraz daha yaklaştım.

"Ay gerçekten tövbe!" dedim göz altlarımı görür görmez. "Dün akşam iki gözyaşı döktüm diye hemen kurbağaya dönmüş gözlerim ya..." diye sızlanarak geriye çıktım yeniden.

Epey saattir uyuyordum ve uzun süredir böyle aralıksız uyuduğumu hatırlamıyordum. Döne döne uyumaktan darmadağın olmuş saçlarımı birkaç hamleyle biraz daha kabarttım.

Saçlarımı yeniden düzeltirken, "Salak salak yapıyorum yine kendimi..." diye homurdandım.

Kenarda duran lastik tokayı alıp aceleyle dağınık bir topuz yaptım saçlarımı. Kenarlardan çıkan saçlarımı da kulağımın arkasına iliştirdikten sonra yüzümü yıkamak için banyoya yöneldim.

Üşendiğim için duş almamayı planlıyordum ama banyoda aynanın karşısına geçtiğim gibi yüzümü yıkadım ve iflah olmayacağımı anlayıp suyun altına atıverdim kendimi.

Gözlerimi kapattım.

Suyun huzur veren sıcaklığı altında her şeyden kaçıp temiz bir zihinle güne başlayabilmek için dakikalarımı feda ettim.

Bornozum ve saçlarıma sardığım devasa havlumla odaya girdiğimde, suyun altında kalmaktan buruşan ellerime bakarak aynanın karşısına doğru yürümeye başladım.

Sıcaktan kızarmış yüzümü incelerken içimde garip bir huzur ve mutluluk olduğunu hissetmeye başladım.

"Ay..." dedim yüzümü ağlamaklı bir hâle getirirken. "Güne mutlu hissederek başladıysam yine başıma neler gelecek kim bilir," dedim yansımama bakarak. "Hemen kötü düşünme... Hemen kötü düşünme..." diye tekrarlayarak giysi dolabıma yöneldim.

Siyah bir tayt ve üzerine Kerem'e ait olan gri sweatshirtü giydim ve ıslak saçlarımı havluyla olabildiğince kurulayıp odamdan çıktım.

Suyun kaynamasını beklerken uzun süredir sabahları uyandığımda kahve yapıp saatlerce boş boş koltukta pineklemeye bile vaktimin olmadığını fark ettim. Kafamın içinde bitmek tükenmek bilmeyen düşünce trafiği yüzünden yapmaktan keyif aldığım basit bir aktiviteyi bile aklıma getiremeyecek hale gelmiştim birkaç haftada.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin