6.Bölüm: Karakol

10.5K 1.1K 643
                                    

Selam bebeksular,

Keyifli Okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

6.BÖLÜM

KARAKOL

Suçların en büyüğü susmaktır.

*

Ne kadar süre geçti bilmiyordum. Başımı avuçlarımın arasına almış, karanlığa sığınırcasına gözlerimi sıkı sıkı yummuştum. Kafamın içinde hiçbir şey net değildi. Çığlık atıyordu düşünceler, dilleri lâl olmuştu duygularımın.

Dakikalarca süren ve huzur veren sessizliği ısrarla çalan telefonum mahvetmişti. Sesi öyle yüksek çıkıyordu ki kulaklarımı tırmalıyordu.

Daha fazla tahammül edemediğim o susmak bilmeyen telefona uzandım. Birkaç küfür homurdanarak ekranına baktığımda kaşlarım çatıldı.

Sıkıntılı bir şekilde oflayarak aramayı yanıtladım ve telefonu kulağıma götürdüm. Huzursuzca dağınık saçlarımı karıştırırken, "Efendim Göktuğ?" diyerek konuşmayı başlattım.

"Umut?"

"Efendim?" Sesim tahammülsüz çıkıyordu fakat bunun sebebi Göktuğ değildi. Bu tahammülsüzlük, yaşadığım şeylerin tamamından kaynaklanıyordu.

"İyi misin?" diye sordu. Dün gece yaşananlara benimle birlikte o da şahit olduğu için sesi çekingen geliyordu.

"Evet, Göktuğ," deyip sustum.

"Ben de iyiyim..." diyerek konuşmayı devam ettirmeye çalıştı. "Bana neden Göktuğ diyorsun?" Bunu sorarken alt dudağını büzdüğünü hayal ettim ve o anda kalbimin inceden sızladığını hissettim. Göktuğ'un kalbini kırdığım zaman garip bir şekilde kendi kalbimi de kırmış oluyordum sanki.

"Ne demem gerekiyor, Göktuğ?" diye sordum ters bir şekilde. Önce Kerem, sonra Akın... İkisinde de kendimi olabildiğince kasmış ve tahammül sınırımı sonuna kadar kullanmıştım. Zavallı Göktuğ ise hiçbir suçu olmamasına rağmen tahammülsüz tarafıma denk gelmişti yine.

"Ne bileyim... Göktuğ deme mesela," diye karşılık verdi. "Sen bana Göktuğ deyince ağzıma sıçacakmışsın gibi hissediyorum."

Gülümsedim.

"Güldürme," diye mırıldandım gözlerimi devirerek.

"Oha! Güldün mü sahi?" diye sorduğunda sesinde küçük bir çocuğun heyecanı vardı.

"Ne oldu, neden aradın?" diye sorarak konuyu değiştirdim.

"Bana niye bir bokmuşum gibi muamele yapıyorsun?"

"Ne alakası var Göktuğ ya?" diye sızlandım elimi alnıma koyarak. "Sordum sadece." En kötü zamanımda bile Göktuğ bir şekilde rol çalıyor ve kendini teselli ettirmeyi başarıyordu. Utanmasa şu haldeyken bile kendisinden özür diletecekti.

"Of ne bileyim ya!" diye sızlandı Göktuğ da. "Bugün alınganlığım üstümde. Regl oluyorum galiba..."

Yeniden göz devirdim.

"Hâlâ neden aradığını söylemedin, Göktuğ."

"Kızım bana Göktuğ demesene!" diye cırladı birden kendini kaptırıp. Fakat dün gece yaşananları ve sonrasında ne hale geldiğimi hatırlamış olacak ki hemen durumu toparlamaya çalıştı. "Şey... Yani... Şey..."

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin