19.Bölüm: Yeni Kutu, Yeni Not

47K 2.6K 7.5K
                                    

Selam bebeksular!

Bu bölüm şarkısı;

Merve Özbey - Kül

Keyifli Okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

19.BÖLÜM

YENİ KUTU, YENİ NOT

Umutlar ne zaman ölürse, işte güneşimiz de o zaman söner.

*

Sahiden de rüyamda Keremsu'yla birlikteydik.

Rüya boyunca hiç konuşmamıştık. Sadece oturuyorduk. Bir tepede, çimenlerin üzerinde öylece oturuyor uçurumdan aşağı bakıyorduk. Ayaklarımızı uçurumdan aşağı sarkıtmıştık, korkmuyorduk.

Güneş hiç olmadığı kadar parlak, her yer ışıl ışıldı.

Nihayet bir şeyler söylemek istercesine Kerem'in bakışları bana döndü. Güneş ışıklarının dokunduğu yüzü şimdi daha güzeldi. Gözleri daha önce hiç görmediğim bir maviyi kucaklarken dudakları aralandı.

"Umut, ben..." derken gülüşü soldu. Merakla yüzüne baktım. Bu kadar uzun süren sessizliğin ardından ne söylemek istediğini merak ediyordum açıkçası.

Önüne döndü. Neden sustu?

Başım düştü ve uyandım.

Oflayarak doğrulduğumda bakışlarım hemen yanımda uyumaya devam eden Kerem'e döndü. Eli tam karnımın üzerinde duruyordu. Ne yapacağımı bilemeyerek ağır hareketlerle yatak başlığıma yaslanıp başımı geriye attım.

Rüyamın devamını öyle çok merak ediyordum ki... Ne söyleyecekti acaba? Ve neredeydik? Hayatım boyunca öyle güzel bir manzarası olan bir yer görmemiştim. Öyle yüksek bir tepeydi ki gökyüzüne değiyorduk sanki. Güneş karşımızda oturuyor gibiydi.

Başımı kaldırmadan gözlerim karnıma kaydığında elinin orada olduğunu hatırladım yeniden. Başımı kaldırdım ve elini inceledim. Zarif bir görüntüsü vardı ellerinin. "En azından ellerin çirkin olsaydı ya?" diye mırıldandım göz devirerek. Ellerinin güzel olduğunu itiraf etme sebebimin Kerem'den kaynaklanmadığını biliyordum. Sadece karşımdaki insanın eline önem verirdim, hepsi bu.

Elinin yüzeyine dokundum ürkekçe. İşaret parmağımı sürttüm ve sonrasında hafiften dürtmeme rağmen derin derin alıp verdiği nefeslerle uyumaya devam etti.

Bakışlarım ellerinden yüzüne doğru kaydığında yüzünün hâlâ hiç olmadığı kadar masum görünüyor olması sinirlerimi bozdu. Keremsu'ya yakışmayacak güzellikte bir tablo vardı karşımda ve birden içimde bir his; bu anı bozmak için yanıp tutuşmaya başladı.

Sanırım Kerem'e ılımlı yaklaşmak yerine onunla zıtlaşmak beni daha çok mutlu ediyordu. Bunu şu an daha iyi anlıyordum.

Aklıma gelen fikirle birlikte yüzümde şeytani bir sırıtış beliriverdi. Ne kadar süre uyuduğumu bilmiyordum fakat başımı ağrıtan düşüncelerle boğuşmanın aksine keyfimi yerine getirecek fikirler üretecek kadar dinlenebildiğimi düşünüyordum.

Kerem'i uyandırmamak için parmak ucumda kapıya doğru ilerledim. Saate bakmayı akıl etmediğim için ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ve bu yüzden diğerlerinin hâlâ evde olup olmadığını da kestiremiyordum. Eğer Göktuğ bizi uyurken gördüyse merakından ölse gitmezdi.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin