17.Bölüm: Yağmurların Altında

9.7K 1K 50
                                    




Selam bebeksular!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

17.BÖLÜM

YAĞMURLARIN ALTINDA

Ağır gelirse hayatın yükü omuzlarına, bir salıncak kur gökyüzüne. Mutluluktan başın dönene kadar sallan gitsin.

*

Huzurla uzun zamandır aramız epey kötüydü. Ta ki bugüne kadar...

Güneş uzun zamandır bu kadar güzel doğmamış, kuşlar bu kadar güzel ötüşmemiş, rüzgâr bu kadar güzel esmemişti.

Bugün akrep bile yelkovanı kovalamak yerine ellerinden tutmuş dans ediyordu.

Huzur yanağımı okşayarak yeni güne gözlerimi aralamamı sağlarken pencereden sızan güneş saçlarımı tarıyordu âdeta.

Kerem'in kokusuna sarılarak uyuduğum gecelerin sabaha dönmesi içimi burkuyordu. Zaman dursun istiyordum Kerem'le uyurken.

Elimi yüzüme siper ederek yataktan doğruldum.

Yatağın boş olan kısmına baktıktan sonra gözlerim hızlıca odanın içinde dolaştı. Kerem'i hiçbir yerde göremeyince merakla saçlarımı karıştırdım.

İçeriden gelen tıkırtılara kulak kabarttım. Bu sesleri çıkaran her kimse, onun Kerem olmasını dileyerek merakla geriye yaslanıp beklemeye koyuldum.

Kollarımı karnımın üzerinde yerleştirmiş şekilde odayı ilk kez görüyormuş gibi incelemeye başladım. Birden kitaplığına takıldı gözüm. Devasa bir kitaplıktı ve yüzlerce kitapla doluydu.

Biraz sonra odanın içindeki muhtemelen banyo olan diğer odanın kapısı açıldığında bakışlarım direkt oraya döndü.

Kerem belinde havluyla karşıma dikildiğinde dehşete kapılmış şekilde kucağımdaki yorganı yüzüme kapattım aceleyle.

"Keremsu ne yapıyorsun?" diye bağırırken yüzümdeki yorgan yüzünden sesim boğuk çıkmıştı.

"Ne yapıyorum?" diye sorarken sesinden eğlendiği belli oluyordu.

"Havluyla gezilir mi ya?" diye homurdandığımda sesli güldüğünü duydum.

"Haklısın aslında. Havluya ne gerek var ki!" dediği an çığlık attım.

"Sakın, sakın!" derken yorganın altında çırpınırken buldum kendimi. "Sakın öyle bir şey yapayım deme!"

"Ama sen dedin havluyla dolaşılmaz diye," dediğinde yüzümdeki yorganı çekip ters ters yüzüne baktım.

Sevgili Kerem, sana defalarca söyledim. Bu kadar güzel gülmen başımı döndürüyor.

Islak saçlarını özenle taramış, sakallarını kısaltmıştı. Her hali ayrı yakışıklıydı resmen!

"Sen iyice şımardın Keremsu!" diye azarladım. "İki öpüp kokladık diye hemen tepemize çıkmalar falan, ne oluyor?" Göz devirdim.

Keyifle kahkaha attı.

"Kocaman gülüyorsun, tut bari şu havlunu!" diye azarladım. "Germe beni..."

"Bu vücut üzerine yıllarca çalıştım Umut Işığım," dedi gülüşleri arasından. "Görmeye değer, emin ol. Tıpkı bir sanat eseri gibi." Ellerini beline koyduktan sonra konuşmaya devam etti. "Aynı anda hem sanat hem sanatçı oluyorum yahu!" dedi omuz silkerek.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin