21.Bölüm: Geçmişimden Gelen

41.3K 2K 1.6K
                                    

Selam bebeksular!

Keyifli Okumalar!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

21.BÖLÜM

GEÇMİŞİMDEN GELEN

Birbirimize bu kadar yakınken aramıza görünmez yollar, kilometreler koyman çok kötü. Birimizin bu kilometreleri aşması gerek.

*

Kerem'in karşısına Akın'ın aldığı elbiseyle çıkmış olmaktan utanıyordum.

Akın'ın gözlerinin önünde, onun aldığı elbiseyle Kerem'in arabasına binip gitmiş olduğum için kendimden utanıyordum.

Kerem'in yardımını istemediğimi söylemişken ihtiyaç duyduğum yardım Akın'dan gelmişti. Sırf üzüldüğüm için bu elbiseyi almıştı; pencere önündeki konuşmamızda bahsettiğim yemeğe Kerem'le, yani düşmanıyla gideceğimden habersizdi.

Kerem ve Akın arasında büyük bir sorun olduğunu biliyordum ve ben bu son yaptığımla istemeden de olsa ikisini birbirine daha da düşman edecek bir harekette bulunmuştum.

Akın'ın tavırlarında bir gariplik hissetmemiştim ama biraz önce beni o elbisenin içinde Kerem'le gördüğünde ne hissetmişti acaba?

Bu kez işleri büyük batırmıştım sanırım.

İkisinin birbirine nasıl baktığını, aralarında geçen konuşmayı hatırladıkça nefesim kesiliyormuş gibi hissediyordum. Geçen her saniyede daha da boğuluyordum sanki. Gerginlikten başımı çevirip Kerem'in olduğu tarafa bakamıyordum bile. Elimden öylece camdan dışarı bakmak dışında bir şey gelmiyordu.

Kerem'in gergin olduğunu biliyordum ama yüz ifadesi nasıldı acaba? Kaşları çatık mıydı ya da dişlerini sıkıyor muydu? Kafasından ne gibi düşünceler geçiyordu?

Aramızdaki sessizlik öyle rahatsız edecek bir boyuta ulaşmıştı ki ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Tırnaklarımı avuçlarıma geçirmiş olduğumdan, içten dudaklarımı dişlemiş olduğumdan canım da acıyordu ama kendimi durduramıyordum bir türlü.

Biraz sonra kıpırdandığını hissettiğimde başımı oynatmadan gözümün ucuyla ne yaptığını görmeye çalıştım. Aramızdaki bölmede duran telefonunu alıp bir şeyler yaptı.

Birkaç dakika sonra açtığı şarkıyla sessizlik bozulduğunda gözlerimi usulca kapatıp rahat bir nefes verdim.

"En sevdiği renk mor olan kadın," diye başladı şarkı. Ses tanıdık... Teoman'a aitti şarkı. Uçurtmalar şarkısıydı.

Fark ettirmeden üzerimdeki elbiseye çevirdim bakışlarımı.

"En sevdiği oyun incitmek beni" diye devam ederken şarkıya eşlik edip bu cümleyi mırıldanmıştı. Tuhaf tuhaf yüzüne baktığımda, kendisine baktığımı bildiği halde dönüp bakmadı.

"Gergin görünüyorsun?" dedim çekinerek fakat bu şekilde devam ederse çok geçmeden kapıyı açıp kendimi yola bırakacak ve tüm dertlerimden kurtulacak kadar gözüm döneceğinden konuşmaya çalışmak en iyisiydi.

"Değilim." Buz gibi çıkan sesi bir anlığına nefesimi keser gibi oldu.

"Olur öyle ya dert etme," dedim elimi havaya savurarak. "Böyle günlerde heyecanlı olmak gayet normaldir." Garip garip yüzüme baktığında yüzüme en sahici gülümsememi yerleştirip sevimli görünmeye çalıştım. Gözlerinin mavilerine birkaç saniyeliğine esir düşsem de ifadesizce benden ayrılıp yola döndüler yeniden.

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin