12.Bölüm: Takip

8.3K 1K 57
                                    





Selam bebeksular!

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım lütfen ⭐️

***

12.BÖLÜM

TAKİP

Başkalarının ne dediği, sen onlara başkaları dediğin sürece umurunda olmasın. Olmasın ki canını yakmaya cüret edemesinler.

*

Kerem'le konuşmak eskiden her şeyi kolaylaştırırken artık aramızda geçen her kelime daha çok canımı yakıyordu. Onunla konuşmak ruhumu dağlıyordu sanki.

Acılar içinde kıvranırken zaman geçmek bilmiyor gibiydi. Fakat dönüp şöyle bir baktığımda çoktan birkaç günü ardımda bırakmıştım bile.

Bir haftayı da olabilir.

O kadar gün geçmiş olmasına rağmen düşündüğüm tek bir şey vardı hâlâ: Bundan sonra ne yapacaktım?

Şimdiden sonra yapacağım ilk hamle, içinde bulunduğumuz savaşın tüm gidişatını değiştirecekti ve bu gidişatı değiştirmek benim elimdeydi. Bu nedenle o kadar çok düşünmüştüm ki günlerdir, zaman kavramını kaybetmiştim. Cezaevine gittiğim günün ardından kaç dakika, kaç saat, kaç gün geçti emin değildim artık.

Tıpkı Kerem'in beni terk ettiği günlerde yaşadığım buhranı yeniden yaşamaya başlıyor gibiydim.

Gökçe dahil herkes şehir dışında olduğumu sandığı için evden dışarıya çıkmam mümkün olmuyordu. Tüm gün evde olduğumdan düşünmekten başka bir şey yapmadığım için yine bana zindan olan günleri ardımda bırakarak yaşamaya devam ediyordum.

Göktuğ da iki gündür pek uğramıyordu. Okula gidiyor ve benim yokluğumda Kerem'le Akın başta olmak üzere herkese göz kulak oluyor, olan bitenden haberdar olabilmem için hepsini dikkatlice gözlemliyordu.

Günlerdir kendimi daha iyi hissetmek ve daha büyük bir depresyon batağına sürüklenmemek için evin içinde güzel kıyafetler giyip makyaj yaparak dolaşıyordum. Kendimi sürekli aynanın karşısında kendimle yüzleşirken buluyordum.

Fazlaca şarkı dinliyordum üstelik.

Ve dün gereğinden fazla yemek yemiştim.

Bunların hepsi de düşüncelerle verdiğim savaşın sonucuydu.

Yine makyajımı tamamlayıp hınç alır gibi allık fırçasıyla yanağıma son birkaç darbe uyguladıktan sonra aynanın karşısına geçtim.

Gözlerimi ön plana çıkaracak bir göz makyajı yapmıştım. Daha pastel bir tonla renklendirdiğim dudaklarımı aralarken, serbest bıraktığım saçlarımı ellerimle tarayarak şekil verdim.

Normalde doğallıktan yana olmayı sevdiğim için makyajla pek aram yoktu ama evde geçirdiğim günler, makyaja olan yeteneğimi ve yatkınlığımı arttırmaya başlıyordu.

"Of Kerem ya!" diye sızlandım birden tüm sessizliği bozarak. "Nasıl yaparsın bunu bize?" derken sesim titredi. Aniden içimde engel olamadığım bir his koşarak yatağıma girmemi ve bacaklarımı çırparak bağıra çağıra ağlamamı söylüyordu.

Bir insan tam mutluluğa ulaştığını sanırken hayatı nasıl tepetaklak olabilirdi?

"Allah'ım belli ki bir ara farkında olmadan seni çok kızdırmışım ve sen de bana ceza veriyorsun ama..." dedikten sonra ellerimi çenemin altında birleştirerek konuşmaya devam ettim. "Gerçekten bu kadarı fazla değil mi? Canımı alsan bu kadar acıtmaz artık, kaldıramıyorum."

Güneşi Söndürmem Gerek (FİLM OLUYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin